|
|
|
|
|
ATATÜRK Diyor Ki; |
Ne kadar zengin ve müreffeh olursa olsun, istiklâlden mahrum bir millet, medenî insanlık karşısında uşak olmak mevkiinden yüksek bir muameleye lâyık sayılamaz.
|
|
|
|
|
YAZAR YAZI |
|
Mesleğimizi kaybetmenin eşiğinde
19 Haziran 2011 Pazar, 09:32
Ruşen Çakır/Vatan
|
|
Dün öğle vakti, Ahmet Şık ve Nedim Şener’in arkadaşları olarak Galatasaray Lisesi’nin önünde toplandık ve Taksim Meydanı’na kadar yürüdük. Arkadaşlarımızın tutukluluk sürelerinin 100 günü aşmış olmasını “Adaletin kara yüzü” olarak sloganlaştırdık. Ama tabii başından beri en temel şiarımız, Ahmet’in gözaltına alındığında söylediği “Dokunan yanar arkadaşlar” sözünden hareketle
geliştirdiğimiz “Yansak da dokunacağız”dı.
Ahmet ve Nedim’in arkadaşları olarak yansak da dokunmaya kararlıyız kararlı olmasına ama “dokunma” fiilini hayata geçirmemizi sağlayacak olan gazeteciliğimiz çok ciddi bir tehdit altında. Bir dostumun deyişiyle “Eskiden işimizden olur muyuz diye endişelenirken şimdi mesleğimizi kaybetmekten korkuyoruz.”
Nitekim dün Galatasaray’da bir araya gelen meslektaşların aralarındaki sohbetler dönüp dolaşıp “Kim atılmış? Kim atılmak üzere? Kim tatile çıkarılmış? Kimin programı kaldırılmış? Hangi yazarın yazısına müdahale edilmiş? Peki onun cevabı ne olmuş?” gibi bir dizi tatsız soruya kilitleniyordu. Bu soruların hiçbiri boşuna sorulmuyor, çünkü Türkiye’de basın özgürlüğünün durumu gerçekten vahim ve işler her geçen gün daha da beter bir hal alıyor.
Bu kötüye gidişi durdurabilmek mümkün mü? Hiç ama hiç sanmıyorum. Çünkü bazılarının ileri sürdüğü gibi bu yaşananların tek sorumlusu hükümet ve Başbakan Erdoğan değildir. Kaldı ki basın özgürlüğü sorunu AKP iktidarıyla başlamış da değildir. Sorunun temelinde medyadaki sermaye yapısı olduğunu düşünüyorum. Medya sahiplerinin başka alanlarda da yatırımları bulunması ve bu bağlamda devletle çok sıkı ekonomik ilişki içinde bulunmaları medya ile iktidar arasındaki mesafenin kısalmasına ve basın özgürlüğünün alanının daralmasına yol açıyor.
AKP ile değişen
Yakın zamana kadar medyaya yatırım yapmak sermayedarlar için hayli cazipti. Gazetelerden, televizyon kanallarından belki zarar ediyorlardı ama bunların kendilerine sağladığı güçle siyasi iktidar üzerinde baskı uygulayabiliyor, bu sayede kaybettiklerinden çok daha fazlasını başka alanlardan kazanabiliyorlardı. Ama AKP iktidarıyla birlikte, özellikle Doğan Grubu’na yönelik vergi cezasının ardından medya patronluğu ateşten bir gömlek haline geldi. Bundan böyle medyanın siyasi iktidar üzerindeki tahakkümünün yerini siyasi iktidarın medya üzerindeki tahakkümünün aldığını söylemek mümkün.
Yıllarca büyük medyanın her türlü saldırısına maruz kalmış ve onun bütün engellemelerine rağmen iktidara gelmiş bir kadronun bir süredir rövanş almakta olduğunu görüyoruz. Kuşkusuz hükümetin basın özgürlüğünü daha da daraltan uygulamalarını olumlamak mümkün değildir ancak ellerindeki medya iktidarını yıllar boyunca sadece kendi kişisel çıkarları için kullanan, Türkiye’nin bir “tabular cehennemi” olmasından sonsuz mutluluk duyan bazı kişilerin, iktidarlarını kaybettikleri için utangaç (ilginçtir, bazıları son derece küstahça yapıyor bunu) bir şekilde “demokrat” ve “özgürlükçü” pozisyonlara yöneliyor olmalarına aldanmamak lazım.
İlişki gazetecileri
Peki ne yapmalı? Bunca yıllık deneyimim bana iki tür gazeteci olduğunu gösterdi: Bir yanda sadece haberini yapan, görüntüsünü çeken, sayfasını çizen, başlığını atan, özgürce yorumunu yazan harbi gazeteciler var; diğer yanda kurduğu ilişkilerle medyada yol alanlar. İkinci gruptakiler için söylenecek fazla bir şey yok. Onların ömrü ilişki kurdukları iktidar sahiplerinin ömrüyle doğrudan orantılıdır. Bakınız “derin devlet”in eteklerinde “büyük gazeteci” geçinen kibir abidelerinin günümüzdeki durumu. Tabii içlerinde azımsanmayacak sayıda “her devrin insanı” da vardır. Bir bakarsınız “zamanın ruhu” kavramını keşfetmiş ve düne kadar küfrettikleri, başına çorap örmek istediklerinin saflarına geçmişlerdir. Asker ya da sivil fark etmez, onlar için önemli olan bir vesayetin altına sığınmaktır.
Gelelim harbi gazetecilere. Evet mesleğimiz tarihe karışmak üzere, ama yılmak yok yola devam. Diklenmeden dik duralım, sonuna kadar onurumuzu koruyalım ve birbirimize sahip çıkalım.
|
|
|
|
|
|
|
Yazarlar |
|
AKP ‘darbeyi’ kapatacak
25 Ekim 2016 Salı, 12:14
|
|
AKP ‘suç ortağı' arıyor
Mustafa Ünal /ZAMAN
12 Haziran 2015 Cuma, 09:28
|
|
Koalisyona ‘derin devlet’ dokunması!
İhsan ÇARALAN /Evrensel
12 Haziran 2015 Cuma, 09:21
|
|
Cumhurbaşkanı azınlık hükümetini engelleyemez
Erhan BAŞYURT/BUGÜN
12 Haziran 2015 Cuma, 09:16
|
|
Ya Koalisyon ya Başkanlık...
Eren Erdem/YURT
12 Haziran 2015 Cuma, 08:58
|
|
Kırılma noktası!
Güngör Mengi/VATAN
12 Haziran 2015 Cuma, 08:45
|
|
AK Parti’yi Kürtler neden terk etti?
İbrahim Kiras/VATAN
12 Haziran 2015 Cuma, 08:42
|
|
Ali İsmail…
Bekir Coşkun - Sözcü
23 Ocak 2015 Cuma, 09:34
|
|
Bu memleketi çiftliğiniz mi sandınız?
Mehmet Kamış/ZAMAN
14 Ocak 2015 Çarşamba, 09:39
|
|
Charlie’ye saldırı Bursa’da protesto edildi
Can Ertan /HABER
14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:57
|
|
Kobane'den Paris'e emperyalizm ve laiklik
Özgür Şen
14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:17
|
|
AKP’nin IŞİD çıkmazı
Hüseyin ALİ/Özgür Gündem
14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:10
|
|
Siyasi etik yasası çıkarılmalı
Serpil Çevikcan/Milliyet
12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:37
|
|
MİT’in sicili
Gültekin AVCI/BUGÜN
12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:17
|
|
İslamofobi ve provokasyon
İhsan ÇARALAN /Evrensel
12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:11
|
|
Seçimi böyle kazandık: “VİCDANEN RAHATSIZIM”
Hüseyin Özay/Taraf
12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:32
|
|
AKP’nin erkek aklı özgür kadından korkuyor
Zilar STÊRK/Özgür Gündem
12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:25
|
|
Barışı, ancak özgürlükler besler
Hüda KAYA/Özgür Gündem
12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:14
|
|
Bilim siyasetin elini öptüğünde...
Cüneyt Ülsever/YURT
11 Ocak 2015 Pazar, 10:19
|
|
Sabri Uzun da “cadı avı”na katıldı
Nazlı Ilıcak /BUGÜN
11 Ocak 2015 Pazar, 10:18
|
|
|
|
Son 20 Yazım |
|
CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI
|
|
AHMET İSVAN, CUMHURİYET ÇINARI VE EFSANE BAŞKAN
|
|
GERÇEK VE NAMUSLU SOLCULAR GÖREV YİNE SİZE DÜŞTÜ.
|
|
ÇARŞAFI ÇIKARDI, PEÇEYİ ATTI VE GÖZLERİNİ YUMDU!..
|
|
12 Eylül Faşizmi unutuldu mu?
|
|
Yıllar önce Yasin El Kadı'yı yazmış ve uyarmıştım:KEFİL OLANA KEFİL MİSİNİZ ?
|
|
Yıllar önce yazmışım \\\\\'ÇANKAYA SIRAT KÖPRÜSÜ!\\\\\'
|
|
Tüm Dostlara Teşekkür…
|
|
Erdoğan, haysiyet cellatlığı yapıyor: Bağırdıkça korkuttuğunu, hakaret ettikçe sindirdiğini sanıyor!
|
|
Gülen Cemaatinin ‘Altın Nesil’ hedefi:
|
|
Endişeliyiz, Kaygılıyız, Hatta Kırgın ve Öfkeliyiz, Ancak Çözümsüz ve Umutsuz Değiliz...
|
|
Ülkelerin ve Toplumların Uygarlığı Çocuklarına Yaptığı Yatırımla Anlaşılır.
|
|
Kardeşlik Kanla, Barış Sözle Olmaz...
|
|
Sayın Başbakan, ‘Marjinal’ değilim ama isyanlardayım
|
|
CHP Milletvekilleri Gezi’de Gökkuşağı çocuklarının yanında…
|
|
Çapulcu Halkın Okuduğu Şiir!
|
|
“İNSANLAR İHANETE TUTSAK” Diyerek Yeniden Merhaba…
|
|
Dost Okurlarımdan Kısa Bir Süre İzin İstiyorum.
|
|
Sadece İnsan Olmak!
|
|
Annemin de Başını Ezerler mi?
|
|
|
|
Takvim |
Pt |
Sl |
Çr |
Pr |
Cm |
Ct |
Pz |
1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10 | 11 | 12 | 13 | 14 | 15 | 16 | 17 | 18 | 19 | 20 | 21 | 22 | 23 | 24 | 25 | 26 | 27 | 28 | 29 | 30 | 31 |
|
|
|
|
|
|
|
|