Her iki kişiden biri AKP'ye oy vermedi!

16 Haziran 2011 Perşembe, 09:10

Fikri Sağlar/Birgün

Nihayet seçim bitti.

Şimdi üzülen ve sevinenlerin dönemi başladı.

Bu duygular da kısa zaman sonra geçecek..

Yerini neye ve kime bırakacak?.. Bilinmez!

Aslında şimdiden bazı şeyler görünüyor!.. Akıllı ve hazırlıklı olunmalı!

***

Önce görev gereği kısa bir seçim değerlendirmesi yapalım!.

Recep Tayip Erdoğan artık AKP’nin önüne geçmiş büyük bir marka!!.

Yiğidin hakkını vermek gerekir!.

3.kez sandıktan % 50’ye yakın oy alarak çıkmasını demokrasiye inanan insanlar olarak kutlamalıyız!

Girdiği tüm seçimlerde “Oylarını arttırdı!”

Mağdur oldu, mağrur oldu, bağırdı çağırdı ama başardı! .

***

Seçim öncesi Milletvekili listelerini tek başına hazırladı.

Yerellik ya da gereklilik, yöresel istek gibi niteliklere bakmadan kişileri adeta “kendi” temsilcisi olarak listelere dağıttı.

Hatta öyle ki, “Karadeniz kökenli” bir bakanını Şanlıurfa milletvekili adayı yapmaktan çekinmedi.Ve ilin neredeyse tüm milletvekillerini kazandı..

Bir önceki seçim bölgelerinin dışında aday yapılanların kişilikleri ya da yapacakları önemsenmedi.

Sadece Erdoğan’ın sözleri anlam taşıdı!..

O yöre insanları, adayın Bakan olmasına değil, bakanın Erdoğan’ın temsilcisi olduğuna baktı!.....

Örneğin bir önceki seçimde Mersin’den yine bir bakan aday gösterilmişti. Hiç bir hizmet vermedi!. O bakan gitti bir başkası geldi!.. Hizmet almayan insanlar yine AKP’ye oy verdi..

Buradan anlaşılan o ki; Erdoğan’ın halkın gözünde müthiş bir karizması var!.

Bu bir!..

***

2001 krizi ortadireği yok etti!.

Türkiye'de yaşayan insanların tamamına yakını varlıklarını kaybetti.

Erdoğan çeşitli kaynaklardan aldığı destek ve IMF bazlı uygulanan ekonomi politikasıyla “bu kriz zedeleri” tatmin etti.

Şimdi onlar “Erdoğan’ın Başbakanlığında” hiç olmazsa elimizdekileri kaybetmedik” diye avunuyorlar!

Yeni bir siyasi tercihi henüz macera olarak görüyorlar!..

Yani istikrara oy verdiler!..

Bu iki!..

***

Erdoğan yaptıklarını çok iyi anlattı..

12 yıl sonra yapacaklarını da aynı başarıyla sergiledi..

Umut fakirin ekmeği!..

Karşısında onun kadar inandırıcı bir kişilik çıkmadı!..

İyi hatip olduğunu gösterdi. Vücut dilini iyi kullandı. Demagoji yaptı...

Rakiplerinin projelerinin küçülttü!.

Hizmetlerini etkili bir şekilde anlattı. Rakiplerinde olmayan yeteneklerini öne çıkardı!..

Yani yapılan hizmet unutulmuyor!!.

Bu üç!..

***

Bugüne kadar görülmemiş şekilde devletin olanaklarını kullandı!

Tam bir tek ”parti” dönemi yaşandı.Valiler ve kaymakamlar adeta AKP’nin parti yöneticileri gibi çalıştı!..

Yani devletin ve hükümetin gücünü çok etkili kullandı!

Bu da dört!.

***

Sonuçta oyların yarısını aldı!..

Bu bir başarıdır!..

Ancak; bu kadar büyütmenin gereği yok!..

Hele “Umutsuzluk ve karamsarlığa gömülmenin” hiç yeri yok!

Çünkü oyların diğer “yarısı” kaldı!.

Seçim sonucundan ders çıkarmak gerekir!..

Bakın BDP’ye son derece başarılı bir politika izledi. Milletvekili sayısını % 100 çoğalttı.

CHP de kendi kulvarında ilerleme kaydetti!.

***

Sol, seçim sonucuna şöyle bakmalı!...

AKP’ye her iki kişiden biri oy vermedi!..

Oy vermeyen bu kişilere ulaşmanın yolunu bulmak gerekir!..

İşsizlerin, açların, yoksulların, dargelirlilerin, Kürtlerin, Alevilerin kısaca dışlanmış çoğunluğun sesi olunmalı!..

Sömürü düzenine karşı çıkmak,demokrasi, hak ve özgülükleri genişletmek için inandırıcı bir söylem ve güvenilir kadrolar oluşturulmalı!..

Klasik söylevler bırakılmalı.

Toplumsal değişimi gözlemek, gelişimi oluşturmak ve geleceği kurmak doğrultusunda daha donanımlı hale gelinmeli.

İç bütünlüğü sağlamak ve de en önemlisi “devrimci ruh” öne çıkarılmalı.

Şimdi ayrışma değil, birlikte hareket etme zamanı!....

***

Vakit geç değil!. Gelecek seçimler yakın!.

Bugünden çalışmaya başlamak lazım!

Çünkü karizmatik olsa da yalnız bırakılan,muhalefeti olmayan Erdoğan’ın giderek “megalomanlaşması” beklenen bir sonuç!..

Tek adam olmanın zaafları yakında ortaya çıkar!..

Bakın;

Meşhur “balkon konuşmasında;”

74 milyonun Başbakanı olacağını, farklılıklarla kucaklaşmaya hazırlandığını söyleyen Başbakan, seçim döneminde kırdıklarından özür yerine helallik istedi..

Yani yine başkalarından bir şeyler bekledi!..

Hep İstiyor!..

***

2007’de de tıpkı böyle konuşmuştu!

“Seçim zaferi” sonrasında herkese şirin görünen, sevinç duygularını paylaşan olgunlukta bir lider görüntüsü çizmişti!...

***

2007’de de “birlikte Cumhurbaşkanını seçeceğiz!” demişti…

2007’de de “birlikte Türkiye’nin istediği sivil anayasayı” yapacağız sözünü vermişti..

Sonra!.. Partidaş ve yandaşların her istediğinin olduğu bir yönetim sergilendi.

Hiçbir konuda uzlaşma ve anlaşma oluşmadı!

Anayasa onun çıkarı doğrultusunda çıktı..

Yargı tarafsız ve bağımsız olmaktan uzaklaştı.

Yürütme, yasama ve yargıyı ele geçirdi!.

Devletin en alt kademesindeki memur bile partililerden seçildi.

Kamuda bulunan kadroların yüzde 65 artık Erdoğancı!..

***

OECD raporuna göre toplumun % 79’u kendini güvencede hissetmiyor.

40 ülke içinde “güvensiz toplum" sıralamasında 40 ülke içinde sonuncuyuz!..

Kendileri dışındaki herkes “öteki” kabul edildi!

Yani, malum konuşma balkonda asılı kaldı!..

***

2011 balkon konuşmasında da aynı sözler vardı!...

Aynı hedefler ortaya konuldu.

Yeni anayasayı uzlaşarak yazacakları sözünü verdi!.

Geçen dönemden ağzımız yandı!..

O nedenle bu konuşmayı daha dikkatle izlemeliyiz!..

Bu kez vahim çelişkilerin “kodları” apaçık orta da duruyor!

Kucaklaşalım derken “Herkes aldığı oya göre konuşacak” mesajını veriyor!

Ortak anayasa yapımından bahsederken "dünya lideri olduğuna” vurgu yapıyor!

Bu anlayış ne kadar inandırıcı olacak?!

Türk milliyetçiliği yaparak oy alan Erdoğan,dönüp Kürt sorununa nasıl çözüm bulacak?!.

Seçim dönemi boyunca; Kürtlerin inançları ve önderleriyle ilgili “rencide edici” sözler söyleyen Recep Tayip Erdoğan kucaklaşmayı nasıl sağlayacak?

Herkesin içinde olacağını söylediği anayasa yapımında “Cem evi cümbüş yeri” sözünü nasıl değiştirecek?

Medya kendine çeki düzen versin sözünden nasıl düşünce ve ifade özgürlüğü çıkacak?

İnsanların yaşamlarına müdahale edilmiyor derken tıksırıncaya kadar içiyorlar sözü ne anlama gelecek?..

Bu soruları uzatmak mümkün!..

Cevapları giderek kafamızda şekillenecek!..

***

Seçimden çıkardığım sonuç şu;

Öncelikle AKP’ye oy vermeyen her iki kişiden birinin sesi ve umudu olmaya çalışılmalı!..

Sonra da diğer oy vermiş olan seçmene gerçekler anlatılmalı!..

Yılmadan ve de yorulmadan yapılması gereken toplumsal bir görevle karşı karşıyayız!..