Cumhuriyet gazetesi yazarı Ümit Zileli yazdı
Artık Şikâyet Yok!..
Kutlama faslıyla başlayalım...
Öncelikle, üç seçimi, üstelik oylarını arttırarak kazanan Tayyip Bey’i tüm içtenliğimle kutluyorum... Demek ki, seçim meydanlarında, Meclis kürsüsünde, televizyon ekranlarında kullandığı üslup gayet bilinçliydi, ne yaptığını, ne söylediğini gayet iyi biliyor, halkın tepkisini gayet iyi ölçüyordu, tebriklerimi iletiyorum...
İktidar partisini “her ahval ve şerait altında” dahi cansiperane destekleyen, savunan liberal, dinci, tetikçi bilumum gazete, televizyon, yazar, çizer takımını da kutluyorum... Görevlerini hakkıyla yerine getirdiler.
Çıkaracakları milletvekili sayısını önceden açıklayan ve tamı tamına hayata geçiren BDP’yi de kutluyorum... Artık iktidar partisiyle perde arkasında yapılan anlaşmaları hayata geçirmede çok daha rahat, çok daha keskin hareket edebilecekler, çünkü anahtar onların elinde!..
Daha seçim sonuçları ekrana düştüğü anda birbirlerini yemeye başlayan CHP’lileri de kutluyorum. Farklı davransalar şaşardık...
- Kutlanmak tümünün hakkıdır...
***
Gelelim halkımıza...
Demek ki biz yanılmışız... Hem de fena halde yanılmışız... Yıllardır gördüğümüz, daha doğrusu gördüğümüzü sanıp yazdığımız, anlattığımız sorunlar sanalmış, yani hayalmiş!..
- Demek ki, “açız, yoksulluk sınırının bile altındayız” diye feryat eden 9 milyon emeklinin en az yarısı hayatından memnunmuş...
- Demek ki, meydanlarda sürüklenen, coplanan, biber gazı yiyen işçilerin, kamu emekçilerinin en az yarısı aldığı ücretten de, yaşadığı hayattan da mutluymuş..
- Demek ki, YGS’de hayalleri, umutları çalınan 1.7 milyon öğrenci ve ailelerinin en az yarısının aslında bu türden bir sorunu asla olmamış. Cop, gözaltı, tutukluluk, çalınan gelecek, hepsi ama hepsi birer fantaziymiş...
- Demek ki, Kütahya’da, Simav’da gümüş madeninden siyanür sızıntısına halkın tepki gösterdiği haberleri masalmış. İktidara oy veren yüzde 65, siyanürlü yaşamdan gayet mutluymuş...
- Demek ki, Sinop halkının nükleer santral istemediği haberleri yalanmış. Bu ilden yüzde 55 oranında oy alan iktidarın oraya vakit geçirmeden santral yapması anasının ak sütü gibi helalmiş...
- Demek ki, bir öğretmenin biber gazıyla öldürüldüğü, insanların işkencelerden geçirilip tutuklandığı Hopa ve Artvin’de durum hiç de gazetelere yansıdığı gibi değilmiş. İktidara yüzde 46 ile destek veren Artvin halkı derelerinin üzerine kurulan hidroelektrik santrallarından da (HES) gayet mutluymuş..
- Demek ki, Giresun ve Ordu’da, “fındığımız bitiriliyor, emeğimiz çalınıyor” haykırışları da hikâyeymiş... İktidara yüzde 59 ve yüzde 61 oranında oy veren iki il halkı mesut müreffeh yaşayıp gidiyormuş..
E, öyleyse bundan böyle şikâyet yok!..
***
Bize gelince...
Her türden belaltı vuruşa, baskıya, zorbalığa karşı gerçekleri yazdık, anlattık. Korkmadık, yılmadık... Bundan böyle de yalnızca gerçekleri yazmayı, anlatmayı sürdüreceğiz... Bu ülkenin korku imparatorluğuna “hayır” diyen aydınlık insanlarının tarafında olmaktan gurur duyuyoruz. İşimizin çok daha zor, karanlığın çok daha koyu olacağını da biliyoruz. Ama bildiğimiz, tarihin derinliğinden gelen ve sınanmış bir gerçeklik daha var:
- Karanlığın en koyu olduğu zaman, aslında aydınlığa en yakın olduğumuz zamandır...
Bir Yurtsevere Mektup (112)
Sevgili kardeşim Balbay, seni kucaklayacağım anı iple çekiyorum.. Ama bir yanım mutluyken diğer yanım kan ağlıyor... Hücrelerde dimdik duran yurtseverleri düşündükçe boğazım düğümleniyor.... Ne olursa olsun Meclis’te onlar için çalışacağını biliyorum... Bu karanlığa birlikte karşı koyacağımızı biliyorum...
Seni ve tüm yurtseverleri, dışardaki milyonlar adına bir yurtseverin olanca sıcaklığı, gücü ve özlemiyle kucaklıyorum, kardeşim...
|