|
|
|
|
|
ATATÜRK Diyor Ki; |
Cumhuriyet fikir serbestliği taraftarıdır. Samimi ve meşru olmak şartıyla her fikre saygı duyarız.
|
|
|
|
|
YAZAR YAZI |
|
Partinin ipini kim çekecek?
16 Haziran 2011 Perşembe, 07:37
Ruhat Mengi/Vatan
|
|
Bir söz vardır bilirsiniz; “Varlık barıştırır, yokluk dövüştürür” derler, Başbakan Erdoğan tatile çıkarken muhalefet partileri kurultay tartışmaları içine girdiler.
Adettir, doğaldır “seçimlerde umduğunu bulamayan” partiler bir iç muhasebe, hesaplaşma süreci yaşarlar.
MHP barajı geçti ama “geçmesi için kendi tabanından olmayan seçmenin” bile oy vermesine rağmen (birileri aksini iddia ederek çırpınıyor ama ben kaç kişiden duydum, herkes duymuştur) yüzde 13’te kalması ciddi bir muhasebeyi gerektirir.
Aslında “içinde bulunduğu koalisyonu devam ettiremeyip bozan” bir genel başkan olarak Bahçeli’nin daha fazlasını bulması, inandırması zaten zordu, bu nedenle oradaki hesaplaşmanın haklı bir nedeni var.
Buna rağmen ölçülü davranıyor ve CHP’deki şaşmaz fırsatçılığı göstermiyorlar. CHP’de ise dün de gündemi meşgul ettiği gibi tam bir kaos ortamı yaratıldı.
Bugüne kadar 33’ü olağan, 15’i olağanüstü olmak üzere 48 kurultay geçirerek “Kurultaylar Partisi” diye anılan ana muhalefet partisinde hemen yeniden Baykal ve Sav ile adamları sahneye fırladılar, her kafadan bir ses çıkıyor.
PUSUYA YATANLAR!
Özet olarak, daha ilk günden “uzun yıllar kendi malları gibi gördükleri” partiyi Baykal-Sav ve adamlarının elinden almış olması Kılıçdaroğlu’nu onlar için tahammül edilmez ve “ilk fırsatta gönderilmesi gereken” kişi yapmıştı. Deyim yerindeyse, kendi partilerine karşı adeta “pusuya yatmış” gibiydiler. Referandumda aralarından “rakip partinin yönünde” çalıştığı görülenler oldu. Seçim öncesi çoğu partilerine zarar vermek için “eylem ve söylemleriyle” çabaladılar ki buna eski genel başkanları da dahildir.
Şimdi de; beklentiye ulaşmamakla birlikte “sırf Kılıçdaroğlu’- nun yarattığı farkla” oylarını 5 puan artırarak yüzde 25 daha fazla oy alan partilerinde Yeniçeriler gibi kazan kaldırma muhabbeti yapıyorlar. İşin ucunda Baykal, Sav ve onlara yakın isimlerin tekrar gücü ele geçirmesinden başka bir şey yatmıyor. Baykal genel başkan olamasa da ona yakın biri olsun, mesele bu..
Ama Kılıçdaroğlu halkın dilinden anlayan ve o dili konuşan, her konuda dürüstlüğüne güvenilen, değişimci bir isimmiş, bu özellikleri bir arada bulmak kolay değilmiş, bunların önemi yok.
ÇİLLER VE YILMAZ GİBİ...
Şunu bilmeleri iyi olur, Deniz Baykal’ın ve adamlarının yapacağı hata aynen Tansu Çiller ile Mesut Yılmaz’ın hataları gibi partilerinin oylarını eritir ve geriye dönüşü de olmaz. Bunları zamanında Çiller ile Yılmaz için de yazıp eleştirdiğimizde bozulmuş, düşmanlık yapıyoruz zannetmişlerdi, onun için kulak versinler.
Koltuk hırsı ve intikam duyguları gözleri kör edebiliyor, yanlıştan zaman varken dönsünler.
*****
Yargıtay cinayeti teşvik ediyor!
Tam bir “çağdışı ülke hukuku” görüntüsündeyiz ve bu gidişle daha uzun yıllar özellikle kadınlarla ilgili suçların cezalandırılmasında gerçek hukukun işlediğini göremeyeceğiz. Ama buna da artık susulmayacak.
Eski kocası tarafından aylarca tehdit edilen ama “devletten korunma istediği halde” bu yapılmadığı için cinayete kurban giden Ayşe Paşalı olayından sonra, ülke çapında verilen tepkilerden ve suçlunun aldığı “ağırlaştırılmış müebbet hapis” cezasından sonra artık mahkemeler cinayet suçuna adil cezalar verecek zannettik. Ama Yargıtay’ın son verdiği karar yine yanıldığımızı gösterdi.
NAMUS, TÖRE NE FARKEDER?
Erzincan’da geçen olayda sanık “nişanlısı ile telefonlaşan” kişiyi öldürüyor. Erzincan Ağır Ceza Mahkemesi önce sanığın içinde bulunduğu “muhafazakar çevre”yi dikkate alarak haksız tahrik indirimi yapıyor ve müebbet cezasını 20 yıla düşürüyor. Yargıtay 1. Ceza Dairesi bu kararı “töre cinayeti sayılması” gerektiğini söyleyerek bozuyor, bundan sonra Mahkeme bu karara uyarak “müebbet hapis” veriyor.
Karar yeniden Yargıtay’a geldiğinde 1. Ceza Dairesi “onama kararı” veriyor. Ama bu kez de Yargıtay Başsavcılığı itiraz ediyor. İtirazın komedisine bakın; “Aile meclisi veya aşiret gibi geniş insan topluluklarınca verilen karar üzerine işlenen cinayetler töre cinayeti sayılır, bunun dışındaki ‘namus cinayetleri’ töre cinayeti kapsamına alınamaz ve ‘haksız tahrik’ indiriminden de yararlanabilir”.
Başsavcılığın itirazı kabul edilmiş, böylece cinayet suçlusunun cezası “müebbet hapis”ten 12-18 yıl arasına indirilmiş, bundan sonra yeni indirimlerle “hafif bir ceza”ya çevrilmesi de mümkündür.
ERKEK, KADININ NAMUS BEKÇİSİ Mİ?
Bu üzerinde çok durulması gereken bir kötü örnektir. Zira kadının namusunu “kocaya, nişanlıya emanet”gören bu anlayışla karısını, nişanlısını öldüren erkeklerin de “namusumu korudum, tahrik vardı” mazeretine sığınması sağlanıyor. Onu da bırakın bir erkeğin erkeği planlı cinayetle öldürmesinde bile “tahrik” indirimine sığınılıyor.
Peki kadının namusunu koruma görevinin erkeğe verildiği ve bu öne sürülerek cinayet cezasının indirime uğratıldığı veya birinin “kıskançlık nedeniyle” işlediği cinayete indirim getirildiği yeryüzünde hangi medeni ülkede görülmüş şeydir Allah aşkına?
Planlı işlenmiş bir cinayet dünyanın tüm hukuk devletlerinde “ömür boyu” hapis cezası alır ve bu tartışılmaz. Türkiye’de ise (hiç aşiret kararıyla olursa filan demesinler) zaten aşiret hukuku ile karar verilmekte, kadın ve çocuklara tecavüzde de, cinayetlerde de cezaların hafifletilmesi için mahkemeler elinden geleni yapmaktadır.
YARGITAY SORUMLUDUR!
Yargıtay bu kararıyla bundan sonra “benzer suçlar planlayanları kesinlikle cesaretlendirmiş” oluyor ki bu da başlı başına bir suçtur. Hukukçu değilim ama bunu görmek için hukukçu olmaya hiç gerek yok!
*****
Çocuğun ruh sağlığı saçmalığı!
Benzer bir hukuk skandalı “kız çocuklara taciz ve tecavüz” suçlarında yaşanıyor. 12-13 yaşındaki çocuklara vahşice saldıran alçaklara “mağdurenin ruh ve beden sağlığının bozulup bozulmaması” gibi bir çağdışı maddeye bakarak ceza veriliyor. Daha üç gün önce Ankara 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 13 yaşında bir çocuğa tecavüzden farksız şiddet uygulayan, cinsel istismarda bulunan suçlu için “cebir olmadığına karar verdi, çocuk rızasıyla gitmiş” gerekçesiyle cezayı hafifletme girişimini duyduk. Neyse ki Yargıtay orada doğru müdahale yaparak kararı bozmuş.
Bir mahkemenin “13 yaş”ı yetişkin gibi görmesine, bu çocuğun “bir arabaya aldatılarak götürülmüş olabileceğini” hiç göz önüne almamasına yine dünyanın hiçbir yerinde rastlayamazsınız. Ama artık yeter bu rezaletler, ya hukuku uygulasınlar ya da “biz yapamıyoruz” desinler. Ağır suçları teşvik edici bu kararlara susmayacağız, onu da bilsinler.
Bu güne kadar yok farzedilip üstü örtüldüğü için binlerce çocuğun işkence çektiği ensest (aile içi çocuk tecavüzü) başta olmak üzere ülkedeki bu çocuk ve kadın istismarı bitirilmek zorundadır
|
|
|
|
|
|
|
Yazarlar |
|
AKP ‘darbeyi’ kapatacak
25 Ekim 2016 Salı, 12:14
|
|
AKP ‘suç ortağı' arıyor
Mustafa Ünal /ZAMAN
12 Haziran 2015 Cuma, 09:28
|
|
Koalisyona ‘derin devlet’ dokunması!
İhsan ÇARALAN /Evrensel
12 Haziran 2015 Cuma, 09:21
|
|
Cumhurbaşkanı azınlık hükümetini engelleyemez
Erhan BAŞYURT/BUGÜN
12 Haziran 2015 Cuma, 09:16
|
|
Ya Koalisyon ya Başkanlık...
Eren Erdem/YURT
12 Haziran 2015 Cuma, 08:58
|
|
Kırılma noktası!
Güngör Mengi/VATAN
12 Haziran 2015 Cuma, 08:45
|
|
AK Parti’yi Kürtler neden terk etti?
İbrahim Kiras/VATAN
12 Haziran 2015 Cuma, 08:42
|
|
Ali İsmail…
Bekir Coşkun - Sözcü
23 Ocak 2015 Cuma, 09:34
|
|
Bu memleketi çiftliğiniz mi sandınız?
Mehmet Kamış/ZAMAN
14 Ocak 2015 Çarşamba, 09:39
|
|
Charlie’ye saldırı Bursa’da protesto edildi
Can Ertan /HABER
14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:57
|
|
Kobane'den Paris'e emperyalizm ve laiklik
Özgür Şen
14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:17
|
|
AKP’nin IŞİD çıkmazı
Hüseyin ALİ/Özgür Gündem
14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:10
|
|
Siyasi etik yasası çıkarılmalı
Serpil Çevikcan/Milliyet
12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:37
|
|
MİT’in sicili
Gültekin AVCI/BUGÜN
12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:17
|
|
İslamofobi ve provokasyon
İhsan ÇARALAN /Evrensel
12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:11
|
|
Seçimi böyle kazandık: “VİCDANEN RAHATSIZIM”
Hüseyin Özay/Taraf
12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:32
|
|
AKP’nin erkek aklı özgür kadından korkuyor
Zilar STÊRK/Özgür Gündem
12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:25
|
|
Barışı, ancak özgürlükler besler
Hüda KAYA/Özgür Gündem
12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:14
|
|
Bilim siyasetin elini öptüğünde...
Cüneyt Ülsever/YURT
11 Ocak 2015 Pazar, 10:19
|
|
Sabri Uzun da “cadı avı”na katıldı
Nazlı Ilıcak /BUGÜN
11 Ocak 2015 Pazar, 10:18
|
|
|
|
Son 20 Yazım |
|
CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI
|
|
AHMET İSVAN, CUMHURİYET ÇINARI VE EFSANE BAŞKAN
|
|
GERÇEK VE NAMUSLU SOLCULAR GÖREV YİNE SİZE DÜŞTÜ.
|
|
ÇARŞAFI ÇIKARDI, PEÇEYİ ATTI VE GÖZLERİNİ YUMDU!..
|
|
12 Eylül Faşizmi unutuldu mu?
|
|
Yıllar önce Yasin El Kadı'yı yazmış ve uyarmıştım:KEFİL OLANA KEFİL MİSİNİZ ?
|
|
Yıllar önce yazmışım \\\\\'ÇANKAYA SIRAT KÖPRÜSÜ!\\\\\'
|
|
Tüm Dostlara Teşekkür…
|
|
Erdoğan, haysiyet cellatlığı yapıyor: Bağırdıkça korkuttuğunu, hakaret ettikçe sindirdiğini sanıyor!
|
|
Gülen Cemaatinin ‘Altın Nesil’ hedefi:
|
|
Endişeliyiz, Kaygılıyız, Hatta Kırgın ve Öfkeliyiz, Ancak Çözümsüz ve Umutsuz Değiliz...
|
|
Ülkelerin ve Toplumların Uygarlığı Çocuklarına Yaptığı Yatırımla Anlaşılır.
|
|
Kardeşlik Kanla, Barış Sözle Olmaz...
|
|
Sayın Başbakan, ‘Marjinal’ değilim ama isyanlardayım
|
|
CHP Milletvekilleri Gezi’de Gökkuşağı çocuklarının yanında…
|
|
Çapulcu Halkın Okuduğu Şiir!
|
|
“İNSANLAR İHANETE TUTSAK” Diyerek Yeniden Merhaba…
|
|
Dost Okurlarımdan Kısa Bir Süre İzin İstiyorum.
|
|
Sadece İnsan Olmak!
|
|
Annemin de Başını Ezerler mi?
|
|
|
|
Takvim |
Pt |
Sl |
Çr |
Pr |
Cm |
Ct |
Pz |
1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10 | 11 | 12 | 13 | 14 | 15 | 16 | 17 | 18 | 19 | 20 | 21 | 22 | 23 | 24 | 25 | 26 | 27 | 28 | 29 | 30 | 31 |
|
|
|
|
|
|
|
|