|
CHP genel başkanı Kemal Kıılçdaroğlu, CHP gençlik kollarının düzenlediği toplantının açış konuşmasında önemli “şey”ler söyledi…
Türkiye’nin devrimci gençlik mücadelesinin geçmişine sahip çıkan Kılıçdaroğlu, bu mirasın devamcısı olmasını istedi gençlerden…
Ayrıca, devrimci gençlik köprüsü olarak bilinen zap suyu üstüne yapılan köprüyü anımsatarak, devrimci gençlerin “devletin yapmadığı işleri” yaparak örnek olduklarından bahsetti….
Kılıçdaroğlu, bunlarla da yetinmedi dünyada devrimci sosyalist mücadelenin önderlerinden Lenin’den bir alıntıyla, örgütlü devrimci gücün öneminden ve değişim sürecindeki öncülüğünden bahsetti…
“Devrimci Kemal”, “Halkçı Kemal” sloganları eşliğinde konuşmasını yapan Kılıçdaroğlu, “sol” ve “devrimci” söylemleriyle gençleri coşturdu…
* * *
Kemal Kılıçdaroğlu “sol” söylemi seviyor. Ama yalnızca seviyor.
Mayıs ve Aralık kurultaylarında da, oldukça halkçı ve devrimci bir söylemle konuşan Kemal Kılıçdaroğlu’na salonda sahip çıkmış, “Halkçı Kemal”, “Devrimci Kemal” ve “Faşizme karşı omuz omuza” sloganlarıyla destek olmuştu…
* * *
Ancak, Kılıçdaroğlu’nun sol söylemiyle CHP içindeki pratiği ne yazık ki örtüşmüyor…
Mayıs kurultayında demokratik tüzük-parti demokrasi sözü veren Kılıçdaroğlu, blok listeyle yapılan son kurultayın bu kurultay(Mayıs) olduğu ilan etti. Çarşaf liste ve önseçim sözü verdi…
Aralık’ta yapılmak zorunda kalınan olağanüstü kurultay da yoğun talebe rağmen, çarşaf listenin önünü açmayarak geri adım attı…
Gerekçe basitti; Mevcut delegeyle çarşaf liste yapılmaz, istenilen sonuç alınamaz…
Ama Mayıs, ve Aralık kurultaylarında bir söz yeniden verildi; Kesinlikle her yerde önseçim olacak…
Ancak, seçimler geldi çattı, yeni sözler tutulmadı, önseçim yapılmadı, örgüt yok sayıldı… Paraşütle listelere adaylar yerleştirildi…
* * *
Bütün bu olup bitenler, bir ölçüde parti içi sorunlar dengeler vs. vs. üzerinden belki “anlaşılabilir” şeylerdir.
Ama anlaşılamayan ve hala da izah edilemeyen şey şudur; bütün sol ve halkçı söylemlerle, yapılan aday listeleri nasıl izah edilebilir?
Sol ve halkçı söylemin neresine, Sinan Aygün’ü, Mehmet Haberal’ı, Aytun Çıray’ı, Aydın Ayaydın’ı, Turhan Tayan’ı, Faik Tünay’ı, yerleştirebilirler bilmiyorum…
Bildiğim tek şey var; O bahsettiğimiz devrimci gençliği öldüren, Deniz Gezmiş’leri idam ettirenleri getirip kim CHP’den milletvekili yaptı?
“Bana milliyetçiler cinayet işliyor dedirtemezsiniz” deyip devrimci gençleri ve CHP’lileri sokak ortalarında katleden faşist katillere sahip çıkanları, kim CHP’de söz sahibi yaptı…
Kim, sağın çürümüş hatta kendi partilerini de çürütmüş bu unsurları alıp CHP listelerinden milletvekili yaptı…
Devrimci gençlik mirasına sahip çıkmak, CHP gençliğini bu miras üzerinden yeniden yapılandırmak çok güzel…
Güzel olmayan, pratikte buna uygun davranmamak. Bu sol ve halkçı söylemin gereğini yerine getirmemek…
* * *
CHP, bir kitle partisidir. Ama sosyal-demokrat bir kitle partisidir. Sol-sosyal demokrat çeşitli görüşlerinin olması, farklılıkların olması doğaldır…
Ama sağcı ve fetullahcı unsurların yoğun olduğu parti meclisinde bir tek sol-sosyalist kimsenin olmaması anlamlı değilmidir.
Hayatları boyunca sol düşmanlık yapmış, sola karşı mücadele etmiş bu isimlerin “hidayete” erip, solcu olduklarını kimse söylemesin…
* * *
Kılıçdaroğlu, artık tercihini yapmalıdır. Ya sol ve halkçı-özgürlükçü bir CHP, ya da “sağ” bir parti…
Bu ülkenin sağcısı bol, yeni bir sağ partiye de ihtiyaç yok…
Türkiye’nin ihtiyacı “sol”adır, gerçek ve sahici sola…
* * *
CHP tabanı ve Kılıçdaroğlu’na umut bağlayan her kesin beklentisi de budur…
Kılıçdaroğlu, CHP’yi sağcı yüklerinden kurtararak halkçı-devrimci geleneğiyle buluşturması… Bu temel de yeniden yapılandırması…
|
