CHP apolitik kadroları doldurdu, ektiği listeyi biçti

14 Haziran 2011 Salı, 09:49

Safile Usul/Gazeteport

Seçimden 2 gün önce gazetede yakınımda oturan arkadaşlara, “Seçimden hemen sonra ağır CHP eleştirilerine başlayacağım.” demiştim.

Hiç dolandırmadan, doğrudan giriyorum şimdi.

CHP, listelerinin çok önemli bir bölümünü apolitik insanlardan seçti.

Birçok şehrin en önemli sıralarına siyasi olarak nerdeyse sıfır tecrübeli veya ağzı laf yapan akademisyen kişileri getirdi.

Siyasi olarak geçmişi, tecrübesi ve azmi olan insanları geri plana itti.

Bazı şehirlerde en stratejik noktalara siyasi backgroundu ve donanımı çok zayıf ama parası olan kişileri oturttu.

İstanbul gibi şehirlerde işadamlarını, hatta eşlerini birçok siyasi kişiliğin önüne geçirdi.

Bir siyasi partide aslolan “idee”dir, siyasi kadrolardır, para ve hava ondan sonra gelir gerçeğini anlamadı.

Bu eleştirim Kılıçdaroğlu’nun da doğrudan kendisinedir.

Gürsel Tekin de bu eleştirimin doğrudan hedefidir.

Kılıçdaroğlu, Sencer Ayata, Süheyl Batum, Binnaz Toprak, Güldal Mumcu gibi bir siyasi partide ancak ve ancak danışmanlık, bilimsel kurul, akademik araştırmalar vs. gibi alanlarda faydalı olabilecek insanları getirdi, partisinin ana ekibi yaptı.

Bu saydıklarımın hiçbirisi siyasi figürler değildir ve…

Milli Görüş ideesinden gelen ve geniş bir siyasi kadroya sahip AKP’nin ardından ancak nal toplayabilirler.

Şekilde görüldüğü gibi.

AKP gibi belli bir ideeden gelen ve siyasi ekip halinde çalışan bir siyasi partinin karşısına yine geniş bir siyasi ekiple çıkılır.

En fazla anayasa danışmanı olabilecek bir Süheyl Batum ve en fazla sosyoloji danışmanı olabilecek bir Sencer Ayata ile değil.

Sonra…

CHP AKP’nin tam aksi olarak 12 Eylül 1980’in biçtiği bir partidir ve siyasi kadroları savrulmuştur.

Kılıçdaroğlu’nun yapması gereken CHP ideesinden gelen siyasi kadrolarla ekip oluşturmaktı.

Ama o bunu yapamadı.

Ayrıca…

AKP karşısında çok zayıftı çünkü projeleri hep AKP eksenli idi.

Aile sigortası AKP’nin kömürüne karşıydı…

Bedelli askerlik Erdoğan’ın askerlik çıkışına karşıydı…

Yerel yönetim özerkliği AKP’nin Kürt açılımına karşıydı…

Yani, sadece reaktif politika üretti.

Ben seçmeni aptal bulanlardan değilim…

Seçmen çocuk gibidir, sezgileri ile aktif ve reaktif politikaları ayırd eder ve tercihini aktif politikadan yana koyar.

Sonra yine…

Kılıçdaroğlu ve Tekin çok temel bir hata daha yaparak, kendilerine yakın insanlarla çalıştılar.

Ama iddia sahibi bir siyasi parti Türkiye’de, “Ben, sen ve bize yakın kişiler ekibi” kurarak AKP’yi yenemez.

Tüm teşkilatı ve her kesimden siyasi kadroyu birleştiremeyen seçimde başarı alamaz.

CHP de alamadı.

% 26’ya kimse başarı diyemez, diyen de buna kendisi de inanmaz gece yatınca.

Kılıçdaroğlu ve Tekin, “Güç bizde” hastalığına maalesef erken kapılarak, çok sayıda siyasi kadroyu ve teşkilatı aktif seçim çalışmasına katamadılar.

Bunun yerine bir sürü apolitik insandan yeni CHP kadrosu oluşturdular.

Belki birçok insan zannediyor ki, Erdoğan partisi içinde asarak keserek yöneticilik yapıyor.

Evet, o asıyor, kesiyor ama siyasi ekip olayını hiç ihmal etmiyor, teşkilatlarını çalıştırmayı da başarıyor.

Siyasi damarı canlı tutuyor.

Bu işler parası olan işadamı karısı ile olmuyor çünkü.

Siyaset her daim “idee” damarından giderse besleniyor ve güçleniyor.

Ve, aslında CHP'nin bu durumunda %26’lık seçim sonucu iyi bile.

Ki, Türkiye’de partiler berbat da olsa, toplumsal değerleri için her şartta oy veren insanlar var, işte onlar da % 25’i zaten ceplerinden her zaman çıkarıyorlar.

Bugünlük bunlar.

Bundan sonra siyasi konularda çok doğrudan ve çok açık yazan bir Safile Usul bulacaksınız.

SEVİNDİRİK BALKON KONUŞMASI

Şunu yazmadan kapatamayacağım bugün.

Erdoğan’ın 3. balkon konuşması çok sevindirik idi.

Öyle sevindirik olmuştu ki, tüm muhaliflerini öpebilirdi o anda.

Hani insan çok sevinince düşmanına bile daha farklı bir gözle bakar ya, öyle işte.

O nedenle de helalleşti, kucaklaştı, iyi kalpliymişcesine konuştu filan.

Ama size garanti veriyorum.

Erdoğan siyasi savaşını sürdürecek ve kimsenin gözünün yaşına bakmayacak.

Daha 2 gün önce ölen Hopalı öğretmene ölümünden 3 gün sonra dahi zerre merhamet etmedi Ruşen Çakır’ın programında.

O nedenle…

Diyorum ki…

Sayın Erdoğan sevindirik fazınız size ait ve kullanın kendiniz için ama biliyoruz ki…

Türkiye’de bu işler uzun sürecek ve siz oy alacaksınız ama muhalefet de kendi Türkiye pozisyonunu sürdürecek.

Yüzde 42 ise, 42, 40’sa 40, 30’sa 30…

Çünkü hiçbir ekonomi Türkiye’nin manevi şahsiyetinin ve siyasi, toplumsal istikbalinin üzerine çıkamaz, çıkmamalı ve çıkamayacak