Kürt Kadınları, 'Kimsenin namusu değiliz, namusumuz özgürlüğümüzdür”

21 Temmuz 2011 Perşembe, 09:53

Kürt kadınları, erkek egemen sistemin yarattığı “tecavüz kültürü” ile her alanda mücadele etmek için çeşitli dönemlerde kampanyalar düzenlediler. “Kimsenin namusu değiliz, namusumuz özgürlüğümüzdür”, “Demokratik özgür toplumu yaratalım, tecavüz kültürünü aşalım” ve “Kadın kırımına hayır” kampanyaları ile uzun yıllardır yürütülen mücadele şimdi yeni bir aşama yakaladı.

4 yıldır devam eden ve belli bir süreye tabi olmayan kampanyalarla erkek egemen sistemin toplumda yarattığı tabuları yıkarak, namus olgusuna yeni tanım getirildi. Kadın bedenine, iradesine, emeğine yönelik toplumda geliştirilen saldırıların temelinde yatan iktidarcı zihniyet sorgulamaya devam ediyor.

Her gün 5 kadının katledildiği veya intihara zorlandığı Türkiye’de yaşanan “cins kırımı”na karşı AKP hükümeti ve yetkililerden ise caydırıcı yasalar yerine katliamları destekleyen açıklamalar yapılıyor. Demokratik Özgür Kadın Hareketi (DÖKH) tarafından startı verilen “Kadın Kırımına Hayır” kampanyasıyla hız kesmeden süren katliamlara dikkat çekiliyor. DÖKH’lüler önümüzdeki aylarda bir bülten çıkaracak, ayrıca park, mahalle ve sokaklarda kadına yönelik şiddeti, recm ve idamları anlatan sokak gösterileri gerçekleştirecek. Kampanyası yürütücülerinden Figen Aras, çalışmalar hakkında bilgi verdi.

Örgütlülük görülür kılıyor

AKP hükümetinin kadın cinayetlerini önlemeye yönelik herhangi bir politikasının olmamasından dolayı cinayetlerin meşrulaşarak arttığına dikkat çeken Aras, ülkede yaşanan kadın katliamlarının düşündürücü olduğunu aktardı. Aras, kadınların örgütlü gücünün katliamları gün yüzüne çıkardığını kaydetti.

Geçmişte yaptıkları kampanyalar ile belli bir yoğunlaşma yaşandığını söyleyen Aras, bugün sadece kadın bedenine değil dile, kültüre, doğaya yapılan saldırılar olduğunu bunun temelinde de iktidar ideolojisinin yattığını söyledi.

Toplumsal refleks gerekli

Dünyada 130 milyonunun üzerinde kadının sünnetli olduğuna dikkat çeken Aras, her gün bin 500 kadının doğumda yaşamını yitirdiğini, ülkede ise günde en az 3 kadının yakınları tarafından çeşitli bahanelerle öldürüldüğünü söyledi. Tüm bunların sıradan münferit olaylar olmadığını, bunun için “kırım” dediklerini belirten Aras, yürüttükleri kampanyalar ile hem toplumsal duyarlılık yaratarak iktidarı sorgulamayı hem de bununla mücadele etmeyi hedeflediklerini belirtti. Aras, sorgulama başladığı takdirde ise çözüm yöntemlerinin devreye girdiğini dile getirdi. Aras, örgütlülüğün geliştirilerek kurumlar açmanın gerekliliğine vurgu yaptı. Danışmanlık merkezlerini aktif hale getireceklerini belirten Aras, toplumsal refleks geliştirmeyi hedeflediklerini belirtti.

Erken görmediniz mi?

Kadın cinayetinin, kadına yönelik şiddetin gündemde olmadığı gün yok. AKP hükümeti döneminde kadın cinayetleri yüzde bin dört yüz arttı. Artık devletten koruma isteyen ya da koruma altında olduğu halde öldürülen kadın haberlerine neredeyse alıştık. Bunca şey yaşanırkın sessiz kalan hatta yasalarıyla sorunun bizzat kaynağı durumunda olan yetkililerden nihayet bir açıklama geldi. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, konuyla ilgili olarak Devlet Denetleme Kuruluínu (DDK) görevlendirdi, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin’den eşine şiddet uygulayan ve evden uzaklaştırma cezası alan erkeğin ‘’elektronik kelepçeli teknik izleme sistemi’’ ile takip edileceğine dair bir açıklama geldi

Kaynak : Özgür Gündem