“Hayal yoktu ki gerçek olsun!”

07 Haziran 2011 Salı, 09:21

Özlem BUĞDAY YAĞMUR/OLAY

“AKP’nin seçim sloganı daha en başından ciddi bir yanılsamanın-kandırmacanın ürünü…


Bu ülkede hayal kurabilen insan yok. Çünkü insanların hayalleri yok.

Kadercilik anlayışı hakim.

İnsanlar (Olmayan) kısmetini arıyor.

Tevekkül yaygın.

Ancak hayal yok.”

Bu sözler, (Türkiye Komünist Partisi…) TKP Bursa Milletvekili Adayı Mehmet Yavuzkan’a ait…

Partisinin diğer milletvekili adayları, Günce Güneytepe ve Eylem Yentürk’le birlikte ziyaretime gelen Mehmet Yavuzkan’la uzun uzun konuştuk.

Daha doğrusu dertleştik.

Sol adı altında dönüşenleri…

Buna rağmen sol diye geçinenleri…

Gittikçe birbirlerine benzeyenleri…

Vaziyeti kavrayanların içine düştüğü durumu…

“Embesil mutluluğu” na (Her kula nasip olamamaktadır zira…) tav olamayanların yalnızlığını…

O yalnızların kaç kişi olduğunu…

En önemlisi de,

Gerçekten yalnız olup olmadıklarını konuştuk.

Bendeniz dün, gamlı baykuş misali, şevk kırıcı kontenjanından çıkmıştım sahaya…

Onlarsa alabildiğine umutlu…



***

TKP milletvekili adaylarına göre,

(Daha fazla ötelenmesine olanak olmayan realite hasesiyle.) 13 Haziran’dan sonra herkesin foyası meydana çıkacak!

Ve bu da,

Farkındalığın artması anlamında çok iyi olacak.

Bana göreyse artık, beterin beteri demek olan cilalı foya dönemine geçilecek!!!

Tüm aktörleri, en foyasız, en yalın ve dolayısıyla da en çirkin yüzleriyle kabullenmek durumunda kalabileceğimiz, yeni ve sarsıcı bir süreç başlayacak.

Üstelik,

Gözümüze gözümüze!!!

Şöyle ki:

Bizim memlekette, foyanın ortaya çıkması bir beis ya da engel teşkil etmiyor.

Bilakis,

Çoğu zaman ve durumlarda pervasızlın tetiklenmesi anlamı taşıyor.

Hareket kabiliyetini arttırıyor.

“Bizde böyle canım!!!”

Dayatmasına olanak tanıyor.

“Beğenmeyen gider”

Tezine zemin hazırlıyor.

İlkesizliği normalleştiriyor.

En nihayetinde de güzel olan her şeyi yerle bir ediyor!


***

Buna, yani aksi yöndeki tüm tezlerime rağmen umutlular ya…

İmrendim. (Çaktırmadan…)

Ne seçim barajını dert ediyorlar.

Ne de güzide Meclis içinde yer alamama ihtimallerini umursuyorlar.

Tek ve tutarlı bir hedefleri var ki o da,

“Halkın örgütlü mücadalesi…”

Çünkü nedir?

Başkaca bir çare yoktur!

O sebeple de en başından beri slogan belli:
“Boyun eğmeyen 500 bin kişi arıyoruz!”

Ve işte bana göre zaten paradoksun hası da burada yatıyor.

Böyle bir memlekette, boyun eğmeyen 500 bin kişiyi aramak!

Hakikaten sola yakışan bir cesaret