AK Parti ve MHP kurumsal, CHP ise cadı avında…

07 Haziran 2011 Salı, 09:17

Aysun KARLI/Bursa Gerçek

Geriye dönüp Bursa’yı şöyle bir analiz edelim… Kim neler yaptı, nasıl çalıştı, hazırlandı? AK Parti sistematik organizasyonlar yaptı.. Daha yarışın başlangıcında iyi bir çalışmayla çıktı herkesin karşısına.

20 bin 325 faaliyeti haritalara işledi, yani Google üzeninden de adım adım takip etti.

3 bin kişilik bir SKM ordusuyla da her sandığa 9 kişiden oluşan tam 60 bin kişi görevlendirdi.

56 günlük çok iyi bir programdı bu.

6090 sandık, 6090 ev sohbeti, 3523 Pazar yeri, 3 bin 54 kahve sohbeti, gençlerle kadınlarla büyük bir kumpas uyguladı AK Parti...

Bunun ötesinde listelerde ki sürpriz ve revizyonsa olumsuz etkilemedi.

Bilakis Bülent Arınç’ın varlığı ve sürekli kullandığı ‘Teşkilatın emrindeyim’ sözleri kulağa hassas bir küpeydi. Günde 5-6 programla iyi bir katalizör oldu Arınç.

Dengeleri de değiştirdi. Manisa söylemlerini rafa kaldırdı, herkesten çok şehri kavradı öğrendi.

En son sanırım Büyükşehir Belediye Başkanı Altepe, bir Urfa yapıp geldi ama çoğunluk Arınç’ la turladı. O senin benim adamım sohbetleri de rafa kalktı.

Tabi Sedat Yalçın’ın da eli rahatladı.

Gerçi arada ‘görevden alınacak’ dedikoduları yine çıkartılsa da böylesine başarılı çalışmaları organize edenlerle ilgili fiskos yapanları kedi-ciğer hikâyesine benzetiyorum.

Bir ara programlar eleştirildi. Yapsan bir türlü yapmasan bir türlü…

Ama parti özellikle girilmedik, konuşulmadık kimse bırakmadı…

Kent Meydanı’na toplanan onca kalabalığın daha fazlasına 1 milyona yakın seçmendi hedef.

Medyayı iyi kullandı, herkese eşit mesafede durdu. Çifte standart uygulamadı.

Gerisi medyanın mutfağına kaldı… Kimseye ‘Ben iktidarım’ baskısı da kurmadılar.

Onu ince hesap ve beklentileri olanlar düşünsün.

Çağırdı kurumların reklam yöneticilerini ne istediklerini, ne verebileceklerini İl Başkanı Sedat Yalçın ve SKM Başkanı İsmail Edebali profesyonelce aktardı.

Bir kurumda böyle pazarlanır. Özetle bu plan programdaki ana sonuçsa şuydu.

Sedat Yalçın sürekli ısrarla söylüyor.

‘Tek başına iktidar, 2023’te yepyeni bir Türkiye ve Bursa…”

Yani son 5 güne Bursa’da böyle giriyor AK Parti...

İsmail Edebali’nin de hakkını teslim etmeli.

Ya CHP… Kaosla başladı. Akdoğan ve ekibini tasfiye edip yerine Erhan Sevimli ve 7 kişilik ekibi getirdi…

Size çok samimi itirafta bulunayım başkanla ekibiyle kurmaylarıyla tek bir merhaba, irtibat yaşanmadı.

Sena Kaleli’yle birkaç kez, Turhan Tayan’la ve Aykan Erdemir’le sohbetlerimiz oldu.

Sanırım en çok Ahu Özyurt’la paylaşımlarımız olmuştur.

Listede yerini bulamasa da gitti sonrasında Elazığ’da çalıştı.

CHP ciddi medya birikimi tecrübesi olan Özyurt’tan yararlanmayı düşünemedi bile.

Pazar günkü yazımda da belirtmiştim ya, ‘Lastiği patlamış kamyon gibi, herkes kendine oynuyor…’

Ki medya tanıtım ve pazarlama stratejisiyse tamamen trajikomikti...

Ne etliye ne sütlüye karışan geçici bir il başkanı, ‘Bitse de seçim ne olacağını görsek’ mantığında bir grup insanla CHP ülke genelinde ki değişim hamlesinde Bursa’ da sınıfta kaldı.

Adaylarını medyaya taşıyabilme köprüsünde ki yanlış hamleleri, öngörü eksikliği ve egolar sonrasında ‘Bizi verdin vermedin’ gibi garip söylemleri getirdi.

Hiç kimse bulunmaz Hint kumaşı değil ki?

Ellerinde Kemal Kılıçdaroğlu gibi bir lideri Bursa’ da anlatma eksikliği yaşadılar...

Düşünsenize bir yığın görsel doneleri ulusal kanallarda yayınlanan CHP bu malzemeleri burada görsel medyada kullanamadı…

Her şey para değil ki... Biz eskiden 3 liderin tüm Türkiye mitinglerini bile yayınlardık. Normal de gündüz vakti zaten TV’lerin yayınları boş. Bunları yaparken de pazarlık yapmazdık. NTV, CNN, Habertürk verirken yapıyor mu? Hayır. Mesele sadece diyalog, iletişim kurabilmekte.

Zaten Sena Hanım kendi ajansını; Turhan Tayan, Kemal Ekinci kendi cebini, ilişkilerini kullandı.

Onlar elde süpürge cadı kovalarken, eskiler de ne yaptı, gitti başka bir sokakta alternatif ofis açtı.

Yine de şunu söyleyeyim Gürhan Akdoğan’ la böyle bir medya komedisi yaşanmazdı.

Her ne kadar o kulislerini işine gelene aktarsa da medya diyalogunu dengede tutar elindeki bütçeyi adil kullanırdı.

İşte değişimciler bunu yapmayı beceremediler…

Sonra ne oldu medya. Yandaş, candaş, kıldaş, yündaş…

Çünkü ne yaparsan yap yaranamazsın… Etikten söz edenler kendi gerçeklerine bakmalı…

MHP de kendi imkânları doğrultusunda hiçbir çalışmasını aksatmadı.

Baştan aşağı bütündü. İsmet Büyükataman, Tevfik Topçu iyi organize oldu.

Medya iletişiminde basından sorumlu Turgay Sait Seyhan dört dörtlüktü.

Aradı sordu, hatırlattı, iki satır yazıya bile nezaketle teşekkür etti.

İmkânı çok olmanın ötesinde elindekiyle gündemde kalma becerisini AK Parti ve MHP göstermiştir. CHP’yse şu Pekin’e, Brezilya’ya Kılıçdaroğlu’nu götürüp getirsin, sonra kurumsallaşır.