ASKERİ HAPSE KOY; HAYDİ BASTIR BASTIR OY !

03 Haziran 2011 Cuma, 09:04

Muhalif Gazete

Ben ezelden beridir hır gür yaşadım, hır gür yaşarım;

Hangi çılgın bana posta koyacakmış Şaşarım!

Kükremiş sel gibiyim, kim çıkarsa çiğner, aşarım.

Yırtarım kanunları, ağzımı bozar, bulaşırım…

Ne yazık ki durum budur…İstiklalini kaybetmiş ülkelerin

marşları da artık diktatörlerinin dümen suyudur…

Bundan 20 yıl önce Türkiye’nin bu günleri yaşayacağını

söyleseler bir Allah’ın kulu inanmazdı. Türkiye parsel parsel

satılırken; bankasından akarsuyuna kadar yabancılara peşkeş

çekilirken; inanılmaz borçlarla yüklenirken bütün bunlara

neden olan insanların hala meydanlarda rakiplerine ana avrat

söveceği düşünülse, kabus denir; tahtalara vurulurdu.

Seksopat Adams ailesi benzeri bir yazar ailesinin ülkeyi

kadın memesinden daha üstün tutacağı; kadın memesine

vatanı satacağı bu kabusun bile içinde yer almazdı. Böyle

seksopatlar en ilkel korku filmlerinde figüran bile olamazdı.

Yalaka medya cumhuriyetinde köşe tutanların Ali Kemal’ e

rahmet okutacağı insanları güldürür; bu iddia sahibinin belki

de yüzüne tükürülürdü…

Bütün komutanların hapse girdiği bir ortamda, insanların

içinden “Allah’ım; komşularımız bu başıboşluğu fark edip de

saldırmasa “ diye dua edeceğini birisi söylese kafasına ya bir

şaplak yerdi ya da okkalı bir tokat.

Eski ama sevdiğim bir kelimenin tam sırası: Heyhat…

Çünkü kabustu gerçek oldu !

KABUS SÜRSÜN; TÜRKİYE KÜÇÜLSÜN !

Yılmaz Özdil soruyor: 19 milyon fazla oyu nereye

koyacaksınız…50 milyon seçmen 69 bin oy kullanarak

matematikleri alt üst edecek; ve sizler hile ile, şer ile

ağzınızdan düşürmediğiniz takkeli, takiyyeli demokrasinin de

altını oyacaksınız.

Size alkış tutanlar da artık bence ne bilinçsiz ne de

aldatılmış…size alkış tutanlar da bu zehirli oyunun bir

parçasıdır; hepiniz ülkeyi satmak üzeresiniz karış karış…

Arap kanını enjekte ediyorsunuz güzelim Akdeniz kanımıza…

Beğenmedik mi; yol göründü anamıza…

Karşı partinin lideri ahlaksız, mitingde ölen öğretmen önemsiz,

herkesin omzunun üstünde sivri mi sivri bir Demokles’in

minaresi…

Kendi ordusunu hapseden bir iktidar; işte asrın en trajik ihanet

hikayesi…

Korku dağları bekliyor; azıcık ses çıkarana tehdit, biraz daha

çıkarsa sesi; mapusun içinde üç ağaç çınar türküsü…

Ama tarihler bazen geleceği de öngörür… o sayfalar nice

çatlamamış tohumun çatlayıp meyve vereceği, insanların

nehirler gibi akacağı zamanları gösteren bir pusuladır aynı

zamanda. Gözü olan görür.

Çünkü evrenin sürekliliği gereği ne kadar aldanmış olursa

olsun, gerçeği görmek üzere kodlanmıştır bütün toplumlar.

Bu nedenle bir gün gölgesini sizin de üstünüze serecektir

mapusun içinde üç ağaç çınar.
Üstelik sizleri bugünkü namaz kaçırmayan, güdümlü, hukuk

özürlü yargıçlar değil; en büyük yargıç tarih yargılayacak…

Hükmünüzü tarih verecek… ve yerleştirecek sizleri

Vahdettin’lerin, Damat Ferit’lerin, Ali Kemal’lerin altındaki

ranzalara…

O zaman sizi bu hileli, düzmece oylar da kurtaramayacak;

o kadar güvenmeyin kalpazanlarınıza…

MERAL GÜVENTÜRK
KİMYA ÖĞRETMENİ