İletilerinizi bekliyorum...

gulerbugday113@gmail.com

Facebook

    (Güler Buğday)

Twitter

    twitter.com/gulerbugday

 

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI

25 Kasım 2015 Çarşamba, 16:29

Cumhuriyeti kuran parti, artık laik cumhuriyeti yıkanlara, tek adam diktasını dayatanlara ve korku imparatorluğu yaratanlara engel olamıyor!

Bursa Bamsz | letiim | zgemiim | Kitaplarm | Hakkmda Yazlanlar | Animasyonlu iirler

Ana Menü

» Ana Sayfa

» Haberler

» Yazılarım

» Yazarlar

» İletişim

» Künye

» Bize Yazın

» Bağlantılar

ATATÜRK Diyor Ki;

Cumhuriyet fikir serbestliği taraftarıdır. Samimi ve meşru olmak şartıyla her fikre saygı duyarız.

YAZAR YAZI

İki kaset arasındaki fark

İki kaset arasındaki fark

11 Mayıs 2011 Çarşamba, 07:21

Oray Eğin/AKŞAM

Yasadışı olabilir ama içeriğine bakalım: Dinlemelerde, sızdırmalarda, kasetlerde hep bu hastalıklı mantığın esiri olduk. Hepimizin büyük bir ağabeyin gözetimi altında yaşamaya zorlanmasının nedeni de bu.
İçerik söz konusu olduğunda etik sorgulamaları bırakıyoruz, gözümüz kamaşıyor.
Deniz Baykal'ın siyasi hayatını bitiren kasette de aynısı olmadı mı? Sırf kasetin içeriği yüzünden nasıl kaydedildiği, bu komplonun ardında kimlerin olduğu ikinci plana itildi. Hala bu komployu yapanlar ortaya çıkmadı, CHP de bu araştırmanın arkasında durmadı.
Ne yalan söyleyeyim Baykal kasetinin içeriği başka bütün tartışmaları geri plana atacak kadar çarpıcıydı. İçinde seks yoktu, konuşma yoktu. Ama kasetteki aktörler... Deniz Baykal resmen özel bir ilişkisi olduğu sekreterini milletvekili yapmıştı: Meclis'te hepimizin kaderini tayin eden oylamalarda kalkan oylardan biri böyle basit bir seçimle belirlenmişti.
Elbette kabul edilemezdi, Baykal'ın da bir bedel ödemesi kaçınılmazdı.
Meclis'teki bütün milletvekilleri meşru yollardan mı seçildi bilmiyoruz, ama Baykal'ı yargılayacak bir kanıt elimize geçmişti. Öylesine güçlü, öylesine çarpıcıydı ki hepimiz Baykal'ı linç kampanyasına mecburen ortak olduk. Zaten Baykal'dan bir bıkkınlık vardı, tabandan gelen bir baskıyla da bedel ödetildi.
Bunun Türkiye'de 'kaset siyaseti' kapısını açtığını bilemedik tabii ki.
MHP'lilerin kasetlerinin Baykal'ınkinden ciddi bir farkı var. Hepsi tamamen özel hayatı. Bir kere içeriği farklı, seks var. (Tabii seksten anladığınız buysa.) Ama daha önemlisi beraber olunan kişiler özel ilişki sayesinde çıkar sağlamamışlar. O kadınların hiçbiri milletvekili yapılmamış mesela, bizim hayatımıza müdahale edecek bir çıkar sağlamamışlar.
Tamamen birer kaçamak.
İddia ediyorum, Deniz Baykal'ın kaseti de sadece bir kaçamak olsaydı, bir çapkınlık kaseti olsaydı CHP onun arkasında dururdu. Taban sahip çıkardı, Baykal kahraman olarak çıkardı. Ama kaset bir seksi değil, açık bir etik ihlalini ortaya çıkardı.
MHP'lilerin hesap vermeleri gereken tek merci aileleri: O da isterlerse. Hiçbirinin özel hayatlarını bilmiyoruz, belki de açık bir ilişkileri var, bizi ilgilendirmiyor. Ortada bir siyasi etik ihlali yok sonuçta.
Bu durumda MHP seçmeninin partisine sahip çıkması, bu kaset komplosunu tersine çevirmesi gerek. MHP'nin bu komplodan kar çıkarması bilecek kadar usta bir siyasi strateji izlemesi beklenir.
Ama nerede...
İşte iki parti arasındaki nitelik farkı da ortaya çıkıyor: Bütün araştırmalardan gördüğümüz kadarıyla CHP'nin nitelikli bir seçmen kitlesi var. Eğitimli, gelir düzeyi yüksek. Aşırı milliyetçilik ise cehaletle başabaş gider; cehaletin olduğu yerde MHP gibi aşırı sağ partiler kendilerine merkezde siyaset zemini bulur.
Bu partinin, bu partinin seçmeninin hiçbir zaman bir etik kaygısı olmadı ki şimdi olsun... İki kaset arasındaki içerik farkını bile kavrayamadıkları için her kaseti çıkan istifa ediyor, komplo karşılığını buluyor. Devlet Bahçeli ve ekibi kendi lehine dönecek bir süreci bile yönetmekten aciz.
Önceki gün Başbakan'ın açıkladığı seçim araştırmasında çıkan rakamları inandırıcı buluyorum. AKP'nin yüzde 45-50 arasında bir oy alacağını, CHP'nin 25'lerde gezineceğini ve MHP'nin yüzde 10'da seyrettiğini...
Bu kasetler MHP'yi vuracaktır. Bu partinin kapasitesizliğine, Bahçeli'nin iktidarda olduğunda ve 2002'de seçime gidilirken Türkiye'ye yaptığı kötülükleri düşündüğümde de 'Müstahaktır' diyorum.

Benden MHP'lilere büyük kıyak
Benim için bir roman, bir film sahnesi gibi... Evde birkaç arkadaşa yemek pişirmiştim, epey içtik, güldük. Bir aşamada misafirlerden biri kütüphanemi karıştırmaya başladı ve içinden bir roman seçti, arka kapağını okumaya başladı.
Ian McEwan'ın 'Amsterdam' isimli romanıydı. Türkçeye de 'Amsterdam'da Düello' adıyla çevrildi.
O sırada elektrikler kesildi, ben 'Çok kötü şeyler olacak' dedim sanki bilirmiş gibi. Arkadaşlarım gitti, evi topladım ve yatmadan önce her zaman olduğu gibi bilgisayarın başına geçtim.
Deniz Baykal'ın kasetinin patladığı gece... Hemen arkadaşımı aradım, 'O seçtiğin romanın ne olduğunu biliyor musun' diye. Hiçbir fikri yoktu. 'Amsterdam' seks fotoğrafları sızdırılan bir politikacı hakkında yazılmış bir roman; bu skandalı nasıl kendi karına dönüştürdüğüyle ilgili. Diyorum ya bir film sahnesi gibi. Nasıl da denk düştü...
***
Kaset tartışmalarının yoğun olduğu günlerde Deniz Baykal'a bu romanı yollamayı düşündüm.
Şöyle bir tablo hayal ettim: Ayşe Arman'ın bir pazar söyleşisi, bir koltuğun etrafında poz veren Deniz Baykal, eşi Olcay Baykal, kızları Aslı, torunları Mehmet ve Alican... Bir aile fotoğrafı... Ya da böyle bir basın toplantısı. Ve bu skandalı kara dönüştürecek bir PR kampanyası. Mağduriyet her zaman kazandırır ya... Tıpkı 'Amsterdam'da olduğu gibi... 'Aileyiz, ailemizin arkasındayız' mesajı... Ama tabii kasetteki ikinci kişinin kimliği Baykal'a savunulacak hiçbir şey bırakmadı.
***
Eğer MHP yönetiminde roman okumaya meraklı biri varsa gidip kitapçıdan 'Amsterdam'ı alsın, belki biraz ilham alırlar. Bu aklı da para verseler hiçbir stratejistten alamazlar!

Hanut literatürdedir artık
Dünkü Ertuğrul Özkök yazısının başlığı 'Bir hanutçunun itirafları.' THY ile gittiği Manchester'dan izlenimlerini yazmış, hiçbir komplekse kapılmadan da bunun bir 'hanut' gezi olduğunu belirtmiş.
Bu gezilerin önüne geçmek mümkün değil belki, ama en azından asgari bir tedbir olarak bir not düşülmesini önemsiyorum. Ama daha da önemli bir şey var: Özkök de artık köşesinde 'hanut' kelimesini kullandıysa bu ifade artık basın literatürüne geçmiş, kabul görmüş demektir. Basına bir kavram daha ekledik.
Not: Bir süre önce Habertürk Grubu hanut gezilere yasak getirmişti, bakıyorum Habertürk yazarları habire 'hanut' gezide. Bu yasak herkes için geçerli değil mi?

Yazarlar

AKP ‘darbeyi’ kapatacak

25 Ekim 2016 Salı, 12:14


AKP ‘suç ortağı' arıyor

Mustafa Ünal /ZAMAN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:28


Koalisyona ‘derin devlet’ dokunması!

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Haziran 2015 Cuma, 09:21


Cumhurbaşkanı azınlık hükümetini engelleyemez

Erhan BAŞYURT/BUGÜN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:16


Ya Koalisyon ya Başkanlık...

Eren Erdem/YURT

12 Haziran 2015 Cuma, 08:58


Kırılma noktası!

Güngör Mengi/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:45


AK Parti’yi Kürtler neden terk etti?

İbrahim Kiras/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:42


Ali İsmail…

Bekir Coşkun - Sözcü

23 Ocak 2015 Cuma, 09:34


Bu memleketi çiftliğiniz mi sandınız?

Mehmet Kamış/ZAMAN

14 Ocak 2015 Çarşamba, 09:39


Charlie’ye saldırı Bursa’da protesto edildi

Can Ertan /HABER

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:57


Kobane'den Paris'e emperyalizm ve laiklik

Özgür Şen

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:17


AKP’nin IŞİD çıkmazı

Hüseyin ALİ/Özgür Gündem

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:10


Siyasi etik yasası çıkarılmalı

Serpil Çevikcan/Milliyet

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:37


MİT’in sicili

Gültekin AVCI/BUGÜN

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:17


İslamofobi ve provokasyon

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:11


Seçimi böyle kazandık: “VİCDANEN RAHATSIZIM”

Hüseyin Özay/Taraf

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:32


AKP’nin erkek aklı özgür kadından korkuyor

Zilar STÊRK/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:25


Barışı, ancak özgürlükler besler

Hüda KAYA/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:14


Bilim siyasetin elini öptüğünde...

Cüneyt Ülsever/YURT

11 Ocak 2015 Pazar, 10:19


Sabri Uzun da “cadı avı”na katıldı

Nazlı Ilıcak /BUGÜN

11 Ocak 2015 Pazar, 10:18

Son 20 Yazım

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI


AHMET İSVAN, CUMHURİYET ÇINARI VE EFSANE BAŞKAN


GERÇEK VE NAMUSLU SOLCULAR GÖREV YİNE SİZE DÜŞTÜ.


ÇARŞAFI ÇIKARDI, PEÇEYİ ATTI VE GÖZLERİNİ YUMDU!..


12 Eylül Faşizmi unutuldu mu?


Yıllar önce Yasin El Kadı'yı yazmış ve uyarmıştım:KEFİL OLANA KEFİL MİSİNİZ ?


Yıllar önce yazmışım \\\\\'ÇANKAYA SIRAT KÖPRÜSÜ!\\\\\'


Tüm Dostlara Teşekkür…


Erdoğan, haysiyet cellatlığı yapıyor: Bağırdıkça korkuttuğunu, hakaret ettikçe sindirdiğini sanıyor!


Gülen Cemaatinin ‘Altın Nesil’ hedefi:


Endişeliyiz, Kaygılıyız, Hatta Kırgın ve Öfkeliyiz, Ancak Çözümsüz ve Umutsuz Değiliz...


Ülkelerin ve Toplumların Uygarlığı Çocuklarına Yaptığı Yatırımla Anlaşılır.


Kardeşlik Kanla, Barış Sözle Olmaz...


Sayın Başbakan, ‘Marjinal’ değilim ama isyanlardayım


CHP Milletvekilleri Gezi’de Gökkuşağı çocuklarının yanında…


Çapulcu Halkın Okuduğu Şiir!


“İNSANLAR İHANETE TUTSAK” Diyerek Yeniden Merhaba…


Dost Okurlarımdan Kısa Bir Süre İzin İstiyorum.


Sadece İnsan Olmak!


Annemin de Başını Ezerler mi?

Takvim

Pt Sl Çr Pr Cm Ct Pz
1234567
891011121314
15161718192021
22232425262728
2930
info@bursabagimsiz.info.tr

Bursa Bağımsız adlı, www.bursabagimsiz.info.tr adresinde yayınlanan işbu web sitesi içerisinde yayınlanan yazınsal ve görsel içeriğin her hakkı saklıdır.

Site içerisinde Güler Buğday dışında yazınsal ve görsel içeriği yayınlanan konuk yayıncıların eserlerinin her türlü hukuksal sorumluluğu konuk yayıncıya aittir. Güler Buğday işbu içerikten ötürü sorumlu tutulamaz.

Copyright © 2024 Bursa Bağımsız