Kılıçdaroğlu şimdi lider

18 Ağustos 2014 Pazartesi, 07:52

Tayfun Talipoğlu /YURT

İnsan yaşamında değişmeyen ya da değişse bile, bu değişimin hissedilmediği, kendini tekrarlayan şeyler vardır; \'zların sıcak ve kurak, kışların soğuk ve yağışlı\' olduğu öğretilmişti ya bize yıllar boyu, onun gibi bir şey bizim kuşağın yaşamında CHP kurultayları.

Ülkemizde seçimlerin biri bitmeden biri başladığından, her seçim sonrası \'kurultay\' istekleri de bitmiyor CHP'de.
1950'den bu yana tek başına iktidar göremeyişinin nedenleri yüzeysel geçilip, tepkiler Genel Başkan'a yöneldiğinden, bir türlü sağlıklı kadrolar oluşturulamıyor.


Gariptir, oluştuğunu düşündüğümüzde de partiyi babalarının malı sayanlar tarafından, bu kadro başarısız olsun diye, anlaşılmaz bir çaba harcanıyor ki rakip partiyi bile şaşırtıyor bunların gayretkeşliği.

Aynı yaklaşım futbol takımlarında da var. Kulüp başarısız olursa kurban teknik direktör oluveriyor. Futbolcular, taraftar ve kulüp yönetimi sanki zembille inmiş, hiç kimse onlara niye oynamadınız demiyor.


Sonra nedir başarı ölçüsü? Şampiyonluğa oynayan takım ilk beşte yer almazsa tamam ama ligi ikinci bitirdiyse kimse tek başına teknik direktörü suçlayamaz, çünkü şampiyon bir tanedir.

Gelelim CHP'deki başkaldırıya. Bu sefer kimse alınmasın ama bana haksızlık gibi geliyor. Başkaldıranlar parti yönetiminde, yedek kulübesini hazmedemeyen ve cumhurbaşkanlığı seçiminde özellikle takım yenilgisinde \'bak bizi dinlemediniz, görev vermediniz, biz olmazsak kazanamazsınız\' demek için bekleyen, üstelik bunu açıkça deklare etmiş isimler (Muharrem İnce hariç). Sonuç Başbakan seçimde gerekli yüzde 50 oyu yüzde 1,5'la geçiyor, oy kullanmayanların oranı yüzde 27, insanda biraz insaf olması gerekiyor.

Öte yandan sanki Kemal Kılıçdaroğlu CHP'yi iktidarda almış veya yüzde 40'lardan yüzde 20'lere düşürmüş ya da baraj altında (!) bırakmış sanki partiyi.


Elbette yanlışlar olabilir ama takım da mükemmel sayılmaz. Bir de \'biz olmadan dünya dönmüyor\' kadrosu var ki, yeniden çıktılar sahneye, aman aman olsun ki o kadar.


Hal böyle olunca Amerikan Anayasa Mahkemesi üyeleri için söylenen sözü hatırlatmak isterim. Görev kendileri gitmezse ölene kadarmış ya bu mahkemede, \'hiç emekli olmaz nadiren de ölürler\' diye bir deyim varmış.

Kimsenin ölmesini istemiyoruz ama artık gidin ağabey olun da gelip sorsunlar, tecrübelerinizden yararlansın insanlar.

Bunları görünce aslında herkesin içinde biraz Recep Tayyip Erdoğan var diyesim geliyor.

CHP yenilgilere mazeret aramaktan çok, \'biz niye çoğalamıyoruz\'un yanıtını vermeli. Genel Başkan ile çözülmüyor iş. Tabanın ve gençlerin önlerinin açık olduğunu bilmesi gerekiyor.
Her uygulamasında antidemokratik bir unsur taşıyan AKP'nin tek demokratik kuralı, 3 dönem, zorunlu bir gençleşme sağlayabilir belki.

Bu gelişmelerin iyi bir yanı da oluyor aslında. Resti gören Kılıçdaroğlu naif tarzını bırakıp, duruma hakim bir lider olarak \'hodri meydan\' dedi, yani yine kurultay.