İletilerinizi bekliyorum...

gulerbugday113@gmail.com

Facebook

    (Güler Buğday)

Twitter

    twitter.com/gulerbugday

 

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI

25 Kasım 2015 Çarşamba, 16:29

Cumhuriyeti kuran parti, artık laik cumhuriyeti yıkanlara, tek adam diktasını dayatanlara ve korku imparatorluğu yaratanlara engel olamıyor!

Bursa Bamsz | letiim | zgemiim | Kitaplarm | Hakkmda Yazlanlar | Animasyonlu iirler

Ana Menü

» Ana Sayfa

» Haberler

» Yazılarım

» Yazarlar

» İletişim

» Künye

» Bize Yazın

» Bağlantılar

ATATÜRK Diyor Ki;

Cumhuriyet fikir serbestliği taraftarıdır. Samimi ve meşru olmak şartıyla her fikre saygı duyarız.

YAZAR YAZI

Otuz üç yıl önceki bir cinayet

Otuz üç yıl önceki bir cinayet

24 Nisan 2011 Pazar, 08:42

Okay Gönensin/VATAN

Faili meçhul cinayetlerin aydınlanması konusunda CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu vaatte bulundu. Bu vaadi ciddiye almadan önce üzerinden otuz üç yıl geçmiş bir cinayeti hatırlamak gerekiyor.

1978’de ODTÜ öğretim üyesi Necdet Bulut, görevli olarak Karadeniz Teknik Üniversitesi’ne gelmişti. Bulut, Türkiye İşçi Partisi’nin (bugünkü İşçi Partisi ile karıştırılmamalı) üyesiydi.

Eşi Neşe Erdilek, Necdet Bulut’un nasıl öldüğünü, öldürüldüğünü anlattı. Erdilek’in anlattıklarına başkaları da dikkat çekti. Ama bir kez daha dikkat çekmek gerekiyor. Okuyanlar ve üzerinde düşünenler o korkunç geçmişi neden hâlâ hatırlamak zorunda olduğumuzu anlayacaktır.
Neşe Erdilek aynen anlatıyor:

26 Kasım 1978 tarihinde Trabzon’da üniversite girişinde gece pusuya düşürülerek yaralanan ve yapılan hatalı müdahaleler sonucu 8 Aralık 1978 tarihinde yaşamını yitiren öğretim üyesi Necdet Bulut’un eşiyim.

Saldırıda Necdet ağır, ben ve oğlu hafif yaralandık. İki taraflı ateş altında kalmış arabada 29 kurşun deliği vardı.
Necdet’e Trabzon’daki devlet hastanesinde anında müdahale edildi, yan tarafından giren kurşun böbreğini parçalamıştı. Ertesi gün gayet iyi idi.

Ancak sonraki sabah ateşi çıktı. Bir cerrah kızı olduğum için karın yaralamalarında ateş yükselmesinin (nedeninin) peritonit olabileceğini biliyordum. Ankara ile konuştuğumuzda bu şüphemi söyledim.

Ankara’da çeşitli çevrelerin çabaları ile hemen harekete geçilerek müdahale için bir ekip oluşturuldu ve öğle saatlerinde şu an Ergenekon sanığı olan Mehmet Haberal’ın da içinde olduğu bir ekip Trabzon’a geldi.

Peritonitte kan zehirlenmesi olduğundan dakikaların bile önemi vardı. Bu müdahaleyi Trabzon’da yapmak için gelmişlerdi ancak teknik nedenleri göstererek gelen askeri nakliye uçağı ile Ankara’ya Hacettepe’ye götürme kararı aldılar.

PERİTONİTE SÜTLÜ KAHVE!

Yolda pilotlar hekimlere sütlü kahve ikram ettiler. Bana da ikram ettiklerinde eşimin yanında idim ve iki gündür yaralanma nedeni ile hiç sıvı almayan eşimin yanında kahve içmek istemedim. Doktorlar, ‘bir mahzuru yok, eşiniz de içebilir‘ dediler.

Karın ameliyatlarında hele de bağırsak delinmesi şüphesi olan bir durumda, ağızdan likit verilmeyeceğini biliyordum. Ama bana ısrarla bir şey olmayacağını söylediklerinde ‘nasıl olsa hemen hastanede müdahale edecekler, herhalde moral için içmesinde bir sakınca görmüyorlar’ diye düşündüm ve eşim büyük bir keyifle sütlü kahveyi içti.

Esenboğa askeri havaalanına indiğimizde bizi bekleyen ambulans ile doğruca Hacettepe Hastanesi’ne gittik. Saat 18.00 civarında ulaştığımız Hacettepe Hastanesi’nde eşim ameliyata ertesi gün (29 Kasım 1978) saat 18.00’den sonra alındı. Ne zaman alınacak diye tüm sorularımız ve müdahalelerimiz ‘tansiyonu düzensiz, tahliller yapılıyor bitince hemen alacağız‘ vb. gibi gerekçelerle geçiştirildi.

32 SAAT GEÇ MÜDAHALE

Ameliyathaneye giren ameliyathane başhemşiresi arkadaşımız, karın açıldığında ortalığı kesif bir kokunun sardığını ve karında iltihabın tamamen yayıldığını görmüş, çıktığında ağlayarak arkadaşlarımıza ‘Necdet’i kaybettik’ demiş.
8 Aralık 1978 tarihinde vefatına kadar eşim, bilinci yerinde olarak ancak gün gün midesi, ciğerleri, böbrekleri iflas ederek, makinelere bağlı acı çekerek tükendi.
Tüm tıp insanları, tıp öğrencileri de dahil, en çok mikrop üreten gıdalardan birinin süt olduğunu; karındaki operasyonlarda bırakın sütü, hiçbir şekilde likit verilemeyeceğini, peritonit şüphesi olduğunda müdahale için dakikaların bile değerli olduğunu ve kaybedilemeyeceğini bilirler.

Ünlü cerrahın bunu bilmemesi söz konusu olamayacağına göre, hastaya süt içirerek müdahaleyi 32 saat geciktirmeleri olgusu bende kuşku yarattı. Hele o sırada Mehmet Haberal’ın Hacettepe Hastanesi’ndeki sekreterinin Mehmet Ali Ağca’nın kız kardeşi olduğunu yıllar sonra öğrenince...

Mehmet Haberal’ın verdiği zarar bununla da kalmadı, Necdet Bulut’un öldürülmesi ile ilgili yakalanan sanıklar adam öldürmekten değil yaralamaya sebebiyet vermekten ceza aldılar, idamdan kurtuldular, şimdi aramızda geziyorlar...

Mahkeme, Necdet Bulut’un doktor hatası sonucunda öldüğünü belirtti ancak burada da hangi müdahalenin söz konusu olduğu önemli oluyordu.

Trabzon’da Necdet’in hayatını kurtaran doktor mu, Hacettepe’dekiler mi hatalıydı?

Bunu ispat etmenin, hastane kayıtlarına ulaşmanın nerede ise mümkün olmadığı bana söylendi ve elim kolum bağlı kaldım.

‘12 EYLÜL’ÜN GEREKÇESİ...’

Daha sonraki yıllarda bir dönem eşim olan Mete Tunçay da 1402 ile üniversiteden atıldı. Bu dönemde SBF’de sağ eğilimli öğretim üyeleri Mete ile görüşme talep ettiler. Ne söyleyeceklerini merak ettiğimizden Mete görüşmeye gitti.
Bu görüşmede kendi tabanlarını nasıl bir süre sonra kontrol edemediklerini; asker, emniyet ve MİT ile yakın ilişkiler sırasında provokasyonlara alet olduklarını anlatmışlar.
Buna örnek olarak anlattıkları olay çok ilginçti.
Kenan Evren’in 12 Eylül darbesine gerekçe olarak söylediği Konya’daki MSP toplantısında İstiklal Marşı çalınırken ayağa kalkmama olayında resimlerden yaptıkları tespitlerle ayağa kalkmayanların kendi tanıdıkları askeri istihbarat elemanları olduğunu Mete’ye söylemişlerdi

Yazarlar

AKP ‘darbeyi’ kapatacak

25 Ekim 2016 Salı, 12:14


AKP ‘suç ortağı' arıyor

Mustafa Ünal /ZAMAN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:28


Koalisyona ‘derin devlet’ dokunması!

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Haziran 2015 Cuma, 09:21


Cumhurbaşkanı azınlık hükümetini engelleyemez

Erhan BAŞYURT/BUGÜN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:16


Ya Koalisyon ya Başkanlık...

Eren Erdem/YURT

12 Haziran 2015 Cuma, 08:58


Kırılma noktası!

Güngör Mengi/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:45


AK Parti’yi Kürtler neden terk etti?

İbrahim Kiras/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:42


Ali İsmail…

Bekir Coşkun - Sözcü

23 Ocak 2015 Cuma, 09:34


Bu memleketi çiftliğiniz mi sandınız?

Mehmet Kamış/ZAMAN

14 Ocak 2015 Çarşamba, 09:39


Charlie’ye saldırı Bursa’da protesto edildi

Can Ertan /HABER

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:57


Kobane'den Paris'e emperyalizm ve laiklik

Özgür Şen

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:17


AKP’nin IŞİD çıkmazı

Hüseyin ALİ/Özgür Gündem

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:10


Siyasi etik yasası çıkarılmalı

Serpil Çevikcan/Milliyet

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:37


MİT’in sicili

Gültekin AVCI/BUGÜN

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:17


İslamofobi ve provokasyon

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:11


Seçimi böyle kazandık: “VİCDANEN RAHATSIZIM”

Hüseyin Özay/Taraf

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:32


AKP’nin erkek aklı özgür kadından korkuyor

Zilar STÊRK/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:25


Barışı, ancak özgürlükler besler

Hüda KAYA/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:14


Bilim siyasetin elini öptüğünde...

Cüneyt Ülsever/YURT

11 Ocak 2015 Pazar, 10:19


Sabri Uzun da “cadı avı”na katıldı

Nazlı Ilıcak /BUGÜN

11 Ocak 2015 Pazar, 10:18

Son 20 Yazım

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI


AHMET İSVAN, CUMHURİYET ÇINARI VE EFSANE BAŞKAN


GERÇEK VE NAMUSLU SOLCULAR GÖREV YİNE SİZE DÜŞTÜ.


ÇARŞAFI ÇIKARDI, PEÇEYİ ATTI VE GÖZLERİNİ YUMDU!..


12 Eylül Faşizmi unutuldu mu?


Yıllar önce Yasin El Kadı'yı yazmış ve uyarmıştım:KEFİL OLANA KEFİL MİSİNİZ ?


Yıllar önce yazmışım \\\\\'ÇANKAYA SIRAT KÖPRÜSÜ!\\\\\'


Tüm Dostlara Teşekkür…


Erdoğan, haysiyet cellatlığı yapıyor: Bağırdıkça korkuttuğunu, hakaret ettikçe sindirdiğini sanıyor!


Gülen Cemaatinin ‘Altın Nesil’ hedefi:


Endişeliyiz, Kaygılıyız, Hatta Kırgın ve Öfkeliyiz, Ancak Çözümsüz ve Umutsuz Değiliz...


Ülkelerin ve Toplumların Uygarlığı Çocuklarına Yaptığı Yatırımla Anlaşılır.


Kardeşlik Kanla, Barış Sözle Olmaz...


Sayın Başbakan, ‘Marjinal’ değilim ama isyanlardayım


CHP Milletvekilleri Gezi’de Gökkuşağı çocuklarının yanında…


Çapulcu Halkın Okuduğu Şiir!


“İNSANLAR İHANETE TUTSAK” Diyerek Yeniden Merhaba…


Dost Okurlarımdan Kısa Bir Süre İzin İstiyorum.


Sadece İnsan Olmak!


Annemin de Başını Ezerler mi?

Takvim

Pt Sl Çr Pr Cm Ct Pz
123
45678910
11121314151617
18192021222324
25262728293031
info@bursabagimsiz.info.tr

Bursa Bağımsız adlı, www.bursabagimsiz.info.tr adresinde yayınlanan işbu web sitesi içerisinde yayınlanan yazınsal ve görsel içeriğin her hakkı saklıdır.

Site içerisinde Güler Buğday dışında yazınsal ve görsel içeriği yayınlanan konuk yayıncıların eserlerinin her türlü hukuksal sorumluluğu konuk yayıncıya aittir. Güler Buğday işbu içerikten ötürü sorumlu tutulamaz.

Copyright © 2024 Bursa Bağımsız