İletilerinizi bekliyorum...

gulerbugday113@gmail.com

Facebook

    (Güler Buğday)

Twitter

    twitter.com/gulerbugday

 

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI

25 Kasım 2015 Çarşamba, 16:29

Cumhuriyeti kuran parti, artık laik cumhuriyeti yıkanlara, tek adam diktasını dayatanlara ve korku imparatorluğu yaratanlara engel olamıyor!

Bursa Bamsz | letiim | zgemiim | Kitaplarm | Hakkmda Yazlanlar | Animasyonlu iirler

Ana Menü

» Ana Sayfa

» Haberler

» Yazılarım

» Yazarlar

» İletişim

» Künye

» Bize Yazın

» Bağlantılar

ATATÜRK Diyor Ki;

Milli egemenlik öyle bir nurdur ki, onun karşısında zincirler erir, taç ve tahtlar batar, mahvolur. Milletlerin esirliği üzerine kurulmuş müesseseler her tarafta yıkılmaya mahkumdurlar.

YAZAR YAZI

14 yaşında bir çocukla kavga eden adam

14 yaşında bir çocukla kavga eden adam

15 Mart 2014 Cumartesi, 07:58

Mutlu Tönbekici/VATAN

12 Eylül öncesi çocukluğuma gelir. Hayal meyal hatırladığım yıllar. Solcunun geçtiği sokaktan sağcı geçemezdi, sağcının oturduğu kahveye solcu giremezdi, sağcıların öldürdüğüne karşılık solcular birini vururdu… Birinin kahramanı ötekinin “vatan haini”ydi, ötekinin “şehidi” diğerinin “bir pislik daha eksildi”siydi…

Özetle: Birinin acısı öbürünün sevinci, birinin kıvancı ötekinin utancıydı...

Bir çocuk için berbat yıllardı. İki üç aile bir araya gelip ağız tadıyla bir yemek yiyemezdik. Sadece siyaset konuşulurdu. Sonra da illa ki bir fikir ayrılığı illa ki bir sürtüşme, kavga çıkardı. Komşular, akrabalar hatta kardeşler birbirinin düşmanı olmuştu.

O günler aklıma geldiğinde “bir ülke nasıl bu kadar ayrışabilir?” diye hayret ederdim. Nasıl olurdu bu denli bir düşmanlık, kin, nefret?

İlkokul bitirdiğim yıl darbe oldu ve sofralardan siyaset kalktı. Çocuktum ve ne yalan söyleyeyim o bir yere varmayan sıkıcı tartışmalar bitti diye rahatlamıştım. Yıllardır “fikir ayrılığı” yüzünden görüşmediğimiz ahbaplarla görüşmeye başlamıştık. Hep olay çıkıyor diye gidemediğimiz mahallelere gidebilir olmuştuk.

Askerler daha beter yapmışlar meğer, tabi o zaman bunu bilmiyordum. Bildiğim kendi sokağımdı, kendi şehrimdi...

***


O günlerin bir daha geri dönmeyeceğini sanırdım.

Türkiye’nin, böyle bir bölünmeyi bir kez daha yaşamayacak kadar olgunlaştığını, evrildiğini, medenileştiğini düşünürdüm. Dahası yeterince zenginleştiğimizi.

Fikir çatışması elbette vardı. Olmalıyı da…

***


Şimdi geldiğimiz noktaya bakıyorum ve 12 Eylül öncesi günlere nasıl gelindiğini anlıyorum.

Çokçokçok hırslı bir idarecinin toplumu pasta keser gibi ikiye, üçe, dörde nasıl bölebileceğini görüyorum.

“Toplum mühendisliği” meğer buymuş ve 12 yıl gibi kısa bir süre de yetiyormuş!

Başbakan’ın derdinin sadece seçim kazanmak olmadığı artık çok çok açık.

Dün, Gaziantep mitinginde Berkin Elvan’ın ailesini kastederek “onların evlat sevgisi de yalan” imasıyla şunu dedi. “Ben evlat sevgisini bilirim ama sizin mezara bilye atmanızı anlamadım”. Zira Berkin Elvan’ın masum bir çocuk olduğuna inanmıyor. Hatta çocuk bile olduğunu düşünmüyor. Mezarına çocukluğunu sembolize eden cam bilyelerin atılmasını da bu nedenle (güya) anlamıyor. Ona göre zaten ekmek montaj, koma ve ölüm de olsa olsa dublaj…

Fakat daha korkuncu şu: Onu izleyen halk Başbakan’ın bu cümlesinden sonra uzun uzun yuh çekiyor. Kime? Berkin Elvan’ın acılı annesine. Düşünebiliyor musunuz? Üç gün önce evladını kaybetmiş olan o kadını bir kısım halk yuhalayabiliyor.

Çok ama çok acıklı....

Başbakan bana fena halde Kafkas Tebeşir Dairesi’ndeki annelerden birini hatırlatıyor artık. Oyunda, terk edilmiş bir çocuğu bir başka kadın büyütür, sonra çocuğun öz annesi gelir ve geri ister ama onu büyüten annesi vermek istemez. Hakim karşısına çıkarlar, Hakim tebeşirle yere bir daire çizer. Çocuğu ortasına koyar ve der ki: “Kim çocuğu dairenin kendi tarafından dışarı çıkartabilirse çocuk onundur”. İki anne başlarlar çocuğu kollarından çekiştirmeye. Çocuğu büyüten anne, çocuğun acı çekmesine dayanamaz ve “tamam” der. “Çocuk onda kalsın…”

Hakim, çocuğun gerçek annesinin onu büyüten annesi olduğuna karar verir ve çocuk o annede kalır.

Başbakan, bana ne yazık ki “Çocuğumun kolları kopsun umurumda değil, yeter ki benim olsun” diyen hesapça öz anneyi hatırlatıyor.

Evladını kaybetmiş bir anneyi BİLE hor görecek kadar vicdan yoksa… Bütün belediyeler onun olsa artık kaç yazar…

Evet, ne olur ki…

Hakikaten artık hiçbir şeyin değeri yok. Bugüne kadar Geziciler için demediği yalan yoktu ama açıkçası onlar umurumda değildi. Vız gelir tırıs gider.

Ama ben ne zaman ki bir evladını üç gün önce kaybetmiş bir anne bir meydanda bir halka yuhalatılıyor gördüm, işte o zaman dedim ki “bu birkaç oy meselesi değil”…

İçimdeki ses “Bu zulmü bitireceksen bütün belediyeler senin olsun… Yeter ki o acılı anayı halka yuhalatma…” diyor…

Bu kadarına artık dayanamıyorum...

Yazarlar

AKP ‘darbeyi’ kapatacak

25 Ekim 2016 Salı, 12:14


AKP ‘suç ortağı' arıyor

Mustafa Ünal /ZAMAN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:28


Koalisyona ‘derin devlet’ dokunması!

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Haziran 2015 Cuma, 09:21


Cumhurbaşkanı azınlık hükümetini engelleyemez

Erhan BAŞYURT/BUGÜN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:16


Ya Koalisyon ya Başkanlık...

Eren Erdem/YURT

12 Haziran 2015 Cuma, 08:58


Kırılma noktası!

Güngör Mengi/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:45


AK Parti’yi Kürtler neden terk etti?

İbrahim Kiras/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:42


Ali İsmail…

Bekir Coşkun - Sözcü

23 Ocak 2015 Cuma, 09:34


Bu memleketi çiftliğiniz mi sandınız?

Mehmet Kamış/ZAMAN

14 Ocak 2015 Çarşamba, 09:39


Charlie’ye saldırı Bursa’da protesto edildi

Can Ertan /HABER

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:57


Kobane'den Paris'e emperyalizm ve laiklik

Özgür Şen

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:17


AKP’nin IŞİD çıkmazı

Hüseyin ALİ/Özgür Gündem

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:10


Siyasi etik yasası çıkarılmalı

Serpil Çevikcan/Milliyet

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:37


MİT’in sicili

Gültekin AVCI/BUGÜN

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:17


İslamofobi ve provokasyon

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:11


Seçimi böyle kazandık: “VİCDANEN RAHATSIZIM”

Hüseyin Özay/Taraf

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:32


AKP’nin erkek aklı özgür kadından korkuyor

Zilar STÊRK/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:25


Barışı, ancak özgürlükler besler

Hüda KAYA/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:14


Bilim siyasetin elini öptüğünde...

Cüneyt Ülsever/YURT

11 Ocak 2015 Pazar, 10:19


Sabri Uzun da “cadı avı”na katıldı

Nazlı Ilıcak /BUGÜN

11 Ocak 2015 Pazar, 10:18

Son 20 Yazım

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI


AHMET İSVAN, CUMHURİYET ÇINARI VE EFSANE BAŞKAN


GERÇEK VE NAMUSLU SOLCULAR GÖREV YİNE SİZE DÜŞTÜ.


ÇARŞAFI ÇIKARDI, PEÇEYİ ATTI VE GÖZLERİNİ YUMDU!..


12 Eylül Faşizmi unutuldu mu?


Yıllar önce Yasin El Kadı'yı yazmış ve uyarmıştım:KEFİL OLANA KEFİL MİSİNİZ ?


Yıllar önce yazmışım \\\\\'ÇANKAYA SIRAT KÖPRÜSÜ!\\\\\'


Tüm Dostlara Teşekkür…


Erdoğan, haysiyet cellatlığı yapıyor: Bağırdıkça korkuttuğunu, hakaret ettikçe sindirdiğini sanıyor!


Gülen Cemaatinin ‘Altın Nesil’ hedefi:


Endişeliyiz, Kaygılıyız, Hatta Kırgın ve Öfkeliyiz, Ancak Çözümsüz ve Umutsuz Değiliz...


Ülkelerin ve Toplumların Uygarlığı Çocuklarına Yaptığı Yatırımla Anlaşılır.


Kardeşlik Kanla, Barış Sözle Olmaz...


Sayın Başbakan, ‘Marjinal’ değilim ama isyanlardayım


CHP Milletvekilleri Gezi’de Gökkuşağı çocuklarının yanında…


Çapulcu Halkın Okuduğu Şiir!


“İNSANLAR İHANETE TUTSAK” Diyerek Yeniden Merhaba…


Dost Okurlarımdan Kısa Bir Süre İzin İstiyorum.


Sadece İnsan Olmak!


Annemin de Başını Ezerler mi?

Takvim

Pt Sl Çr Pr Cm Ct Pz
1234567
891011121314
15161718192021
22232425262728
2930
info@bursabagimsiz.info.tr

Bursa Bağımsız adlı, www.bursabagimsiz.info.tr adresinde yayınlanan işbu web sitesi içerisinde yayınlanan yazınsal ve görsel içeriğin her hakkı saklıdır.

Site içerisinde Güler Buğday dışında yazınsal ve görsel içeriği yayınlanan konuk yayıncıların eserlerinin her türlü hukuksal sorumluluğu konuk yayıncıya aittir. Güler Buğday işbu içerikten ötürü sorumlu tutulamaz.

Copyright © 2024 Bursa Bağımsız