İletilerinizi bekliyorum...

gulerbugday113@gmail.com

Facebook

    (Güler Buğday)

Twitter

    twitter.com/gulerbugday

 

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI

25 Kasım 2015 Çarşamba, 16:29

Cumhuriyeti kuran parti, artık laik cumhuriyeti yıkanlara, tek adam diktasını dayatanlara ve korku imparatorluğu yaratanlara engel olamıyor!

Bursa Bamsz | letiim | zgemiim | Kitaplarm | Hakkmda Yazlanlar | Animasyonlu iirler

Ana Menü

» Ana Sayfa

» Haberler

» Yazılarım

» Yazarlar

» İletişim

» Künye

» Bize Yazın

» Bağlantılar

ATATÜRK Diyor Ki;

Milli egemenlik öyle bir nurdur ki, onun karşısında zincirler erir, taç ve tahtlar batar, mahvolur. Milletlerin esirliği üzerine kurulmuş müesseseler her tarafta yıkılmaya mahkumdurlar.

YAZAR YAZI

İktidarın anlatacak bir hikayesi kaldı mı?

İktidarın anlatacak bir hikayesi kaldı mı?

16 Aralık 2013 Pazartesi, 08:03

Kadri Gürsel /Milliyet

Önceki gün Lefkoşa’da, Yakın Doğu Üniversitesi’nin “Kamu Diplomasisi Sertifika Programı” çerçevesinde “Kitle iletişim araçlarının kamu diplomasisindeki rolü” konulu bir konferans verdim.
Dilimize İngilizce orijinali olan “public diplomacy”den, bence yanlış biçimde “kamu diplomasisi” olarak aktarılmış bulunan bu kavramın Türkçedeki doğru adı aslında “kamuoyu diplomasisi” olmalıydı. Özlü anlamı, “başka bir ülkenin halkını ve kamuoyunu hedefleyen diplomasi”dir.
Bu notu, eskiler gibi “Galat-ı meşhur lügat-ı fasihten evladır” diyerek, “kamu diplomasisi” adını benimsemeden kullandığımı kayda geçirmek için düşüyorum.
Konuşmam sırasında kamu diplomasisinin ancak düzgün veya az kusurlu demokrasiler tarafından bir başka demokratik ülkenin kamuoyuna yönelik yürütüldüğünde etkili veya sonuç alıcı olabileceğini vurguladım.
İdeali budur. Kamu diplomasisi, en iyi biçimde demokrasiden demokrasiye işler. Bir baskı rejimi, kamu diplomasisi uygulayıp sonuç almayı ancak hayal edebilir.
Ülkenin “yumuşak gücü”, “kamu diplomasisi”nin kolaylaştırıcısıdır. Yumuşak güç, ülkenin toplam cazibesidir.
“Yumuşak güç” deyince ilk akla gelenler, rejimin demokratikliği, hukuk devleti olma özelliği, ülkenin zenginlik ve refahı, dış politikası, ekonomi ve sanayisinin rekabetçiliği, bireysel hak ve özgürlükler alanındaki gelişmişliği, bilime katkısı, iç ve dış sorun çözme kapasitesi, hümanist ve ayrım gözetmeyen dış yardım programlarıdır.
Ne doğru düzgün bir demokrasi, ne de artık yeterli yumuşak güç sahibi olan bir ülkenin etkili bir kamu diplomasisi yürütmesinin de imkanı yoktur.
Türkiye’yi kastediyorum tabii ki.
Neticede, yumuşak güç teorisinin babası olan Amerikalı siyaset düşünürü Josep Nye’ın dediği gibi, uluslararası politika artık bir “rekabetçi inandırıcılık yarışması”na dönüştü. Geçmişte kalan geleneksel güç politikaları dünyası, kimin ordusunun ya da ekonomik gücünün kazandığıyla ilgiliydi. Enformasyon çağının politikaları ise sonunda kimin hikayesinin galip geldiğiyle ilgilidir.
Tabii hikayenin ne olduğu kadar, o hikayeyi anlatanın inandırıcı ve güvenilir olması ya da öyle kalmayı becermesi, başarının ön koşuludur.
Bakın, yine Türkiye’yi kastettim.
Lefkoşa’da büyük çoğunluğu asker, polis ve diplomat katılımcılara bunları da anlattıktan sonra İstanbul’a döndüm ve dün sabah gazetemde okuduğum “Turizmdeki hikayemiz demokrasi ve özgürlük” başlıklı bir haber beni epeyi eğlendirdi.
Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik’in Antalya’daki bir toplantıda, “Bir ülke hikayesinin satabildiği oranda kendisini tanıtır. (...) Türkiye’nin hikayesi şu: 11 Eylül’den sonra tüm dünya güvenlikçi bakış açısına giderken, Türkiye demokrasi ve özgürlükler tarafına ilerledi. (...) 10 yıl önce makas değiştirdik. Tüm dünyanın dikkatini çekti” diye konuşmuştu.
Bakan Çelik’in anlattığı 10 yıl öncesine ait, eski bir hikaye... Artık hikaye olmuş bir hikaye.
O hikaye, gazetecileri hapse doldurunca hikaye oldu; insanların bireysel özgürlüklerine, özel hayatlarına musallat olunca hikaye oldu; mezhepçi, İslamcı ve istikrarsızlık kaynağı dış politika yüzünden hikaye oldu; AB reformlarından geri dönünce hikaye oldu; Gezi’ye gaz sıkıp “faiz lobisi” deyince hikaye oldu ve son olarak da cerahat akıtan AKP-Cemaat kavgasıyla hikaye oluyor.
Güvenilirlik ve inandırıcılık da hikaye olmuştur.
Türkiye’nin artık yeni bir hikayeye ve bunu anlatacak yeni ve güvenilir aktörlere şiddetle ihtiyacı vardır.

Yazarlar

AKP ‘darbeyi’ kapatacak

25 Ekim 2016 Salı, 12:14


AKP ‘suç ortağı' arıyor

Mustafa Ünal /ZAMAN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:28


Koalisyona ‘derin devlet’ dokunması!

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Haziran 2015 Cuma, 09:21


Cumhurbaşkanı azınlık hükümetini engelleyemez

Erhan BAŞYURT/BUGÜN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:16


Ya Koalisyon ya Başkanlık...

Eren Erdem/YURT

12 Haziran 2015 Cuma, 08:58


Kırılma noktası!

Güngör Mengi/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:45


AK Parti’yi Kürtler neden terk etti?

İbrahim Kiras/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:42


Ali İsmail…

Bekir Coşkun - Sözcü

23 Ocak 2015 Cuma, 09:34


Bu memleketi çiftliğiniz mi sandınız?

Mehmet Kamış/ZAMAN

14 Ocak 2015 Çarşamba, 09:39


Charlie’ye saldırı Bursa’da protesto edildi

Can Ertan /HABER

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:57


Kobane'den Paris'e emperyalizm ve laiklik

Özgür Şen

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:17


AKP’nin IŞİD çıkmazı

Hüseyin ALİ/Özgür Gündem

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:10


Siyasi etik yasası çıkarılmalı

Serpil Çevikcan/Milliyet

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:37


MİT’in sicili

Gültekin AVCI/BUGÜN

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:17


İslamofobi ve provokasyon

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:11


Seçimi böyle kazandık: “VİCDANEN RAHATSIZIM”

Hüseyin Özay/Taraf

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:32


AKP’nin erkek aklı özgür kadından korkuyor

Zilar STÊRK/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:25


Barışı, ancak özgürlükler besler

Hüda KAYA/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:14


Bilim siyasetin elini öptüğünde...

Cüneyt Ülsever/YURT

11 Ocak 2015 Pazar, 10:19


Sabri Uzun da “cadı avı”na katıldı

Nazlı Ilıcak /BUGÜN

11 Ocak 2015 Pazar, 10:18

Son 20 Yazım

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI


AHMET İSVAN, CUMHURİYET ÇINARI VE EFSANE BAŞKAN


GERÇEK VE NAMUSLU SOLCULAR GÖREV YİNE SİZE DÜŞTÜ.


ÇARŞAFI ÇIKARDI, PEÇEYİ ATTI VE GÖZLERİNİ YUMDU!..


12 Eylül Faşizmi unutuldu mu?


Yıllar önce Yasin El Kadı'yı yazmış ve uyarmıştım:KEFİL OLANA KEFİL MİSİNİZ ?


Yıllar önce yazmışım \\\\\'ÇANKAYA SIRAT KÖPRÜSÜ!\\\\\'


Tüm Dostlara Teşekkür…


Erdoğan, haysiyet cellatlığı yapıyor: Bağırdıkça korkuttuğunu, hakaret ettikçe sindirdiğini sanıyor!


Gülen Cemaatinin ‘Altın Nesil’ hedefi:


Endişeliyiz, Kaygılıyız, Hatta Kırgın ve Öfkeliyiz, Ancak Çözümsüz ve Umutsuz Değiliz...


Ülkelerin ve Toplumların Uygarlığı Çocuklarına Yaptığı Yatırımla Anlaşılır.


Kardeşlik Kanla, Barış Sözle Olmaz...


Sayın Başbakan, ‘Marjinal’ değilim ama isyanlardayım


CHP Milletvekilleri Gezi’de Gökkuşağı çocuklarının yanında…


Çapulcu Halkın Okuduğu Şiir!


“İNSANLAR İHANETE TUTSAK” Diyerek Yeniden Merhaba…


Dost Okurlarımdan Kısa Bir Süre İzin İstiyorum.


Sadece İnsan Olmak!


Annemin de Başını Ezerler mi?

Takvim

Pt Sl Çr Pr Cm Ct Pz
1234567
891011121314
15161718192021
22232425262728
2930
info@bursabagimsiz.info.tr

Bursa Bağımsız adlı, www.bursabagimsiz.info.tr adresinde yayınlanan işbu web sitesi içerisinde yayınlanan yazınsal ve görsel içeriğin her hakkı saklıdır.

Site içerisinde Güler Buğday dışında yazınsal ve görsel içeriği yayınlanan konuk yayıncıların eserlerinin her türlü hukuksal sorumluluğu konuk yayıncıya aittir. Güler Buğday işbu içerikten ötürü sorumlu tutulamaz.

Copyright © 2024 Bursa Bağımsız