İletilerinizi bekliyorum...

gulerbugday113@gmail.com

Facebook

    (Güler Buğday)

Twitter

    twitter.com/gulerbugday

 

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI

25 Kasım 2015 Çarşamba, 16:29

Cumhuriyeti kuran parti, artık laik cumhuriyeti yıkanlara, tek adam diktasını dayatanlara ve korku imparatorluğu yaratanlara engel olamıyor!

Bursa Bamsz | letiim | zgemiim | Kitaplarm | Hakkmda Yazlanlar | Animasyonlu iirler

Ana Menü

» Ana Sayfa

» Haberler

» Yazılarım

» Yazarlar

» İletişim

» Künye

» Bize Yazın

» Bağlantılar

ATATÜRK Diyor Ki;

Milli egemenlik öyle bir nurdur ki, onun karşısında zincirler erir, taç ve tahtlar batar, mahvolur. Milletlerin esirliği üzerine kurulmuş müesseseler her tarafta yıkılmaya mahkumdurlar.

YAZAR YAZI

Bunu Başbakan da öğrenir mi acaba?

Bunu Başbakan da öğrenir mi acaba?

02 Aralık 2013 Pazartesi, 09:24

Mehmet Y. YILMAZ /Hürriyet

CHP Milletvekili Kamer Genç’in, Japonya Büyükelçiliği’ndeki törende Başbakan’ın eşi Emine Erdoğan’a, “Emine Hanım sen hangi sıfatla burada konuşma yapıyorsun” diye bağırması üzerine Başbakan’ın avukatları suç duyurusunda bulunmuşlar.


Emine Hanım’a hakaret ettiği için Genç’in cezalandırılmasını talep ediyorlar.
Savcılığın bu başvuruyu nasıl değerlendireceğini elbette bilemiyoruz, bağımsız yargı gereği neyse onu yerine getirir diye düşünelim.
Erdoğan’ın avukatları, dava dilekçelerinde Genç’in hareketlerini şöyle değerlendiriyorlar: “Uluslararası önemli bir toplulukta, görgü, saygı ve nezaket kurallarının en üst düzeyde uygulandığı bir ortamda kişiye ‘siz’ yerine ‘sen’ denilmesinin hakaret olarak algılandığı saygın bir topluluk huzurunda bağırıp çağırması.”
Sonra da şöyle diyorlar:
“Şüphelinin, ‘Emine Hanım, sen hangi sıfatla burada konuşma yapıyorsun’ beyanı ve bu beyandan sonra davranışlarındaki amaç, doğrudan kişiliğe, onur, şeref ve saygınlığa yönelik rencide amaçlı sövme fiilidir. Şüphelinin kasıtlı ve rencide etme amaçlı bu söz ve davranışları hiç şüphesiz ki sövmek suretiyle hakaret suçunu teşkil etmektedir.”
Yani, saygı, görgü ve nezaket kurallarının “siz” diye hitabı gerektirdiği bir ortamda “sen” hitabı bir tür küfür olarak değerlendiriliyor.
Doğrudan bir samimiyetiniz yoksa ya da bir topluluk içindeyseniz ve muhatabınız konumu gereği saygıyı hak eden bir kişiyse, “sen” hitabı küfür anlamına gelir mi bilmem ama bunun açıkça “ayıp” ve “saygısızlık gösterisi” olduğuna hiç şüphem yok.
Yalnız burada şöyle bir sorunumuz var ki “siz” diye hitap etmesi gereken kişilere, “sen”, “ey”, “yahu”, “ulan” gibi hitapları kullanmak Başbakan’ın da vazgeçemediği bir huyu.
Muhatabının bir işadamı, bir sendikacı, bir milletvekili, bir sanatçı vs. olması durumu hiç değiştirmiyor.
Tepesi atınca cümlelerin başına sonuna “sen-ey-yahu-ulan” gibi hitapları koymakta bir an geri durmuyor.
Çünkü avukatlarının deyimiyle söyleyecek olursak, Başbakan Erdoğan da “kasıtlı ve rencide etme amaçlı bu sözleri” hiç şüphesiz ki hakaret etmek için kullanıyor.
Diliyorum ki Başbakan bu dilekçeyi iyice okusun, özümsesin, bir daha meydanlara, kürsülere gazetecilerin karşısına çıktığında “daha kibar” davranabilsin.

Kendi söylediğini kendisi uygulamıyor

BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan, Kamer Genç’in terbiyesizce davranmasından da bir “mağduriyet” çıkarma peşinde.
Öyle görünüyor ki bu seçim sürecinde bu konu sakız olacak, tekrar tekrar gündeme gelecek.
Muğla konuşmasında sözü oraya da getirdi ve Kamer Genç’e partisinin ceza vermediğine dikkat çekerek şöyle konuştu:
“Kadına şiddete son diyenler, kadına el uzatılamaz diyenler, kadına bu noktada söz, laf, hakaret edilemez diyenler eğer bizim parlamentomuzun çatısı altında kalıyor da onların partisi onları muhafaza ediyorsa CHP’den hesap sormak lazım. Lafla kadına siyasi hak verilmez, lafla kadına saygı olmaz.”
Başbakan bu konuda doğru söylüyor, kadına saygı konusunu kendisine mesele edenlerin, daha tutarlı davranmaları, eylemleriyle sözlerinin uygun olmasına gayret etmeleri de gerekir.
“Tutarlılık” deyince de durmak gerekiyor tabii.
Hatırlayacaksınız, AKP Milletvekili Zeyid Aslan, TBMM Genel Kurulu toplantısı sırasında Kamer Genç’e şöyle sözler söylemişti:
“O... çocuğu - P... k... - Senin ananı s...”
Daha sonra da genel kurul salonunda uyurken fotoğrafını çeken kadın gazetecilere şöyle demişti:
“Ben sizin bacak aranızı çekip gazeteye bastırsam, ‘bunların gerçeği bu’ diye...”
Zeyid Aslan, bir insanın annesine küfür etmesinin karşılığı olarak AKP Disiplin Kurulu tarafından cezalandırılmadı.
Kadın gazetecilere hakaret ettiği için ise parti disiplin yönetmeliğinin en hafif cezası olan “uyarı” ile cezalandırıldı.
Başbakan Muğla’da ne demişti?
“Kadına bu noktada söz, laf, hakaret edilemez diyenler eğer bizim parlamentomuzun çatısı altında kalıyor da onların partisi onları muhafaza ediyorsa!”
Dedim ya bizim siyaset dünyamızda tutarlılık arayıp bulmak, çölde içinde buzlar yüzen bir su kuyusu bulmaktan bile daha zor!

Kavga sertleşiyor

BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan, Muğla’daki konuşmasında “çeteler” konusuna da değindi.
“Bu ülkenin istikametini çeteler değil millet çizer. Bu ülkenin rotasını sermaye sahipleri değil, belli medya kuruluşları değil siz çizeceksiniz. İçeride ya da dışarıda belli güç odakları, başka ülkeler değil sadece benim aziz milletim çizer. Onlar kendi zümrelerinden başka hiçbir şey düşünmezler” dedi.
İlk bakışta hep söylenegeldiği şeyleri söylüyor gibi, ama günümüzün özel gündemini bilerek okuyunca bu sözlerin “Okyanus ötesini” işaret ettiğini düşünmemiz için de çok neden var.
Özellikle “Kendi zümrelerinden başka hiçbir şey düşünmezler” vurgusuna dikkatinizi çekmek isterim.
Yakında “cemaati hedef alan” bir gizli örgüt operasyonu ile karşılaşırsanız hiç şaşırmayın derim.
Bir de tabii “bavul” meselesi var.
Taraf yazarı Mehmet Baransu, bir bavul daha açtı ve içinden hükümeti zor duruma düşürecek belgeler ortalığa saçıldı.
Ben de heyecanla “İsviçre’den bir bavul dolusu dolarla dönen bakanın” kim olduğunun açıklanmasını bekliyorum.
Bunu Baransu yazmıştı ama daha sonra bu konuya tekrar dönmedi. Bakalım günün özel şartlarında, o bavulu kimin taşıdığını, içindeki paranın nereden bulunduğunu vs. öğrenebilecek miyiz?

8 değil, 78

CUMARTESİ günkü yazımda şöyle bir cümle vardı: “Türkiye’nin en büyük dergi grubunu yönetiyorum ve haftalık, aylık, iki aylık, dört aylık, altı aylık ve yıllık periyotlarla yayınlanan yaklaşık 8 dergimiz var.”
Nasıl olduysa “7” düşmüş, doğru sayı 78’dir.
Bu sayıya tablet bilgisayarlardan indirebileceğiniz haftalık İstanbul Life ve
15 günlük teknoloji dergisi Nexxt dahil değil. Bilginize sunarım.

Yazarlar

AKP ‘darbeyi’ kapatacak

25 Ekim 2016 Salı, 12:14


AKP ‘suç ortağı' arıyor

Mustafa Ünal /ZAMAN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:28


Koalisyona ‘derin devlet’ dokunması!

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Haziran 2015 Cuma, 09:21


Cumhurbaşkanı azınlık hükümetini engelleyemez

Erhan BAŞYURT/BUGÜN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:16


Ya Koalisyon ya Başkanlık...

Eren Erdem/YURT

12 Haziran 2015 Cuma, 08:58


Kırılma noktası!

Güngör Mengi/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:45


AK Parti’yi Kürtler neden terk etti?

İbrahim Kiras/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:42


Ali İsmail…

Bekir Coşkun - Sözcü

23 Ocak 2015 Cuma, 09:34


Bu memleketi çiftliğiniz mi sandınız?

Mehmet Kamış/ZAMAN

14 Ocak 2015 Çarşamba, 09:39


Charlie’ye saldırı Bursa’da protesto edildi

Can Ertan /HABER

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:57


Kobane'den Paris'e emperyalizm ve laiklik

Özgür Şen

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:17


AKP’nin IŞİD çıkmazı

Hüseyin ALİ/Özgür Gündem

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:10


Siyasi etik yasası çıkarılmalı

Serpil Çevikcan/Milliyet

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:37


MİT’in sicili

Gültekin AVCI/BUGÜN

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:17


İslamofobi ve provokasyon

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:11


Seçimi böyle kazandık: “VİCDANEN RAHATSIZIM”

Hüseyin Özay/Taraf

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:32


AKP’nin erkek aklı özgür kadından korkuyor

Zilar STÊRK/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:25


Barışı, ancak özgürlükler besler

Hüda KAYA/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:14


Bilim siyasetin elini öptüğünde...

Cüneyt Ülsever/YURT

11 Ocak 2015 Pazar, 10:19


Sabri Uzun da “cadı avı”na katıldı

Nazlı Ilıcak /BUGÜN

11 Ocak 2015 Pazar, 10:18

Son 20 Yazım

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI


AHMET İSVAN, CUMHURİYET ÇINARI VE EFSANE BAŞKAN


GERÇEK VE NAMUSLU SOLCULAR GÖREV YİNE SİZE DÜŞTÜ.


ÇARŞAFI ÇIKARDI, PEÇEYİ ATTI VE GÖZLERİNİ YUMDU!..


12 Eylül Faşizmi unutuldu mu?


Yıllar önce Yasin El Kadı'yı yazmış ve uyarmıştım:KEFİL OLANA KEFİL MİSİNİZ ?


Yıllar önce yazmışım \\\\\'ÇANKAYA SIRAT KÖPRÜSÜ!\\\\\'


Tüm Dostlara Teşekkür…


Erdoğan, haysiyet cellatlığı yapıyor: Bağırdıkça korkuttuğunu, hakaret ettikçe sindirdiğini sanıyor!


Gülen Cemaatinin ‘Altın Nesil’ hedefi:


Endişeliyiz, Kaygılıyız, Hatta Kırgın ve Öfkeliyiz, Ancak Çözümsüz ve Umutsuz Değiliz...


Ülkelerin ve Toplumların Uygarlığı Çocuklarına Yaptığı Yatırımla Anlaşılır.


Kardeşlik Kanla, Barış Sözle Olmaz...


Sayın Başbakan, ‘Marjinal’ değilim ama isyanlardayım


CHP Milletvekilleri Gezi’de Gökkuşağı çocuklarının yanında…


Çapulcu Halkın Okuduğu Şiir!


“İNSANLAR İHANETE TUTSAK” Diyerek Yeniden Merhaba…


Dost Okurlarımdan Kısa Bir Süre İzin İstiyorum.


Sadece İnsan Olmak!


Annemin de Başını Ezerler mi?

Takvim

Pt Sl Çr Pr Cm Ct Pz
1234567
891011121314
15161718192021
22232425262728
2930
info@bursabagimsiz.info.tr

Bursa Bağımsız adlı, www.bursabagimsiz.info.tr adresinde yayınlanan işbu web sitesi içerisinde yayınlanan yazınsal ve görsel içeriğin her hakkı saklıdır.

Site içerisinde Güler Buğday dışında yazınsal ve görsel içeriği yayınlanan konuk yayıncıların eserlerinin her türlü hukuksal sorumluluğu konuk yayıncıya aittir. Güler Buğday işbu içerikten ötürü sorumlu tutulamaz.

Copyright © 2024 Bursa Bağımsız