28 Şubat neden darbe değildir

02 Eylül 2013 Pazartesi, 07:10

Av. Celal Ülgen/Odatv.com

Darbe gerekli hazırlıklar yapıldıktan sonra aniden ve bir çırpıda bir cuntanın ya da oligarşik bir yapının yönetime el koymasıdır. Bu el koyma sonucu rejim değişir, Anayasa değişir, Yöntem değişir.

Bu açılardan baktığımızda 28 Şubat kararlarının ve Felsefesinin bin yıl değil ama 21 yıl sürdüğünü, başta bugünkü iktidar partisi de olmak üzere 28 Şubat kararlarını sürekli uyguladıkları görülmektedir.

Aslında ortada 28 Şubat DARBESİ diye bir fiil ve eylem yoktur. Yıllarca süren bir SÜREÇ vardır. Bu SÜREÇ, irticai eğilimlere ve fiillere karşı oluşmuş zaman içindeki önlemlerden, yasal emirlerden, bakanlar kurulu kararlarından, Millet Meclisince çıkarılan yasalara kadar uzanan bir nitelik taşır.

Kendi içinde ve TSK’nın Türk Siyasetindeki tarihsel süreci içinde legaldir.

Doğru mudur, demokratik midir diye sorarsanız, doğru da değildir, demokratik de değildir.

Peki bir darbe midir?

Asla.

Ancak her rejimin her sistemin korunakları, dayanakları vardır. Gerçek demokrasilerde bu korunaklar ve dayanaklar demokratik kurumlardır. Demokratik kitle örgütleridir, Yargı kurumlarıdır. Türkiye Cumhuriyetinde ise bu kitle örgütleri ve yargı alabildiğine sorumsuz ve başıboş bir dönem yaşadığı için TSK kendisini bu işle görevli sayarak bir vesayet kurumu gibi görev yapmıştır.

Kanıt diye ek klasörlere konular dosyalara bakıldığı zaman Balyoz gibi sahte ve imzasız belgelerle değil, bu kez ete kemiğe bürünmüş, imzalı, paraflı belgelerle karşı karşıyayız.

Ama bu belgeler uzun bir zaman süreci içinde ve hem anayasayı ve hem de yasaları koruyan rejimi sürdürme gayreti içinde olan önlemler ve kararlar içeren ve bir çoğu bugünkü iktidarın bile altını imzalayacağı konular. O dönemde baskı ile Hükümetin istifası sağlanmıştır denilebilir mi?

Hayır, çünkü İstifa koalisyon ortaklarının protokolüne göre başbakan ve kabine değişikliği zamanı geldiği için yapılmıştır.

O zaman 28 Şubatın bir darbe gibi gösterilmesi ve TCK 312. Maddesinin ihlal edildiği gerekçesiyle dava açılması da 28 Şubat uygulamasından daha antidemokratik ve intikam çığlıkları içinde açılmış bir hesaplaşma sürecidir denebilir.

Türkiye’nin başı bu süreçlerle dertte...

Ergenekon davası da bir süreçtir Türkiye için. Muhalefetin ve her türden siyasi iktidara karşı yeşeren düşüncenin içine atıldığı bir süreç.

28 Şubat İddianamesine baktığımız zaman çeşitli illerden adeta teşvik edilmiş müdahale ve yakınma dilekçeleri ile bu davada sanıklara karşı bir üstünlük kurma girişiminin örneklerini görmekteyiz.

Evet bu dava önceki davalara benzemeyecek.

481 MÜDAHİL İKİ MAĞDUR VE 103 SANIKTAN OLUŞAN BU DAVADA MAĞDUR VE MÜŞTEKİLERİN SAYISI SANIKLARIN 4 KATI.

Böylece bu davada salt müşteki ve mağdurlar ve onların yakınlarıyla aleniyet ilkesinin sağlanmak istendiği gibi bir izlenim doğmakta.

27 Nisanı öteleyerek 28 Şubatta darbe izi aramakla hangi demokratik yararın beklendiğini kamuoyu çok iyi takdir edecektir.