Mursi’ciler memnun...

22 Ağustos 2013 Perşembe, 08:19

Melih Aşık /Milliyet

Başbakan’ın “Mısır darbesinin ardında İsrail var” sözleri umulmadık büyüklükte yankılar yaptı... İsrail açıklamayı: “Üzerinde yorum yapmaya değmez” diye niteledi ama... Mısır’la birlikte ABD çok sert çıktı...
Beyaz Saray Sözcüsü Josh Earnest’in sözleri ise şok etkisi yarattı:
“Başbakan Erdoğan tarafından bugün yapılan açıklamayı şiddetle kınıyoruz” diyen Earnest, Erdoğan’ın sözlerini “saldırganca, kanıtsız ve yanlış” olarak niteledi.
Emekli diplomat ve CHP Milletvekili Onur Öymen’le konuştuk:
- Amerika bugüne dek bir başka ülke adına Türkiye’ye böyle bir hücumda bulundu mu?
- Ben Amerika’nın bugüne dek ne Türkiye, ne bir başka ülkeye, üçüncü bir ülke adına böyle bir çıkış yaptığını anımsamıyorum...
- Bu çıkış ne ifade ediyor?
- Tayyip Erdoğan konusunda Washington’da bardağın taştığını... ABD’nin Başbakan’ı gözden çıkardığını...
- Sonucu ne olur bu çatışmanın?
- ABD’nin bu çıkışıyla Türk-Amerikan ilişkilerinde bir kriz başlamıştır. İki tarafın birbirinin yüzüne bakması zorlaşmıştır...
- Sizce Tayyip Erdoğan hatalı mı? Hatası nerede?
- Başbakan’ın sözleri Ortadoğu’daki dengeler açısından yanlıştır... Türkiye-İsrail, Türkiye-Mısır ilişkilerinin geleceği açısından yanlıştır. Mantıken de yanlıştır... 12 milyon insanı Tahrir Meydanı’na İsrail çıkarabilir miydi? Başbakan’ın sözleri yalnızca Mursi yanlılarını memnun etmiştir.



İyi ki dikta yok...
Olay Kayseri’de bayram öncesi geçiyor. Enerji Bakanı Taner Yıldız, Hunat Mahallesi’nde esnafı ziyaret ediyor... Gezi esnasında Sözcü gazetesi okuyan bir vatandaşa, “Neden bu gazeteyi okuyorsun” diye soruyor... “Sözcü gazetesi doğru mu söylüyor? Bize göre söylemiyor” diye ekliyor. Hamdi Kütük adlı esnaf ise ona gazetedeki manşeti göstererek soruyor:
“Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, hükümetiniz döneminde sizinle, Başbakan’la 3 sene görev yapmadı mı? Şimdi terör örgütü kurmaktan yargılanıyor, peki siz neden yargılanmıyorsunuz?”
Bakan yanıt vermekte zorlanıyor... Çareyi uzaklaşmakta buluyor.
Bu ülkede öyle bir demokrasi uygulanıyor ki...
Vatadaş kesinlikle muhalefet yapmayacak...
Örneğin tencere tava çalmayacak...
Stadyumlarda “Her yer Taksim” diye bağırmayacak...
İktidarı övmeyen gazeteyi okumayacak...
Peki ne yapacak? Sadece 4 yılda bir sandığa gidip oy atacak...
Oh ne âlâ demokrasi...



Kibir
CHP Sözcüsü Haluk Koç dün Meclis’te düzenlediği basın toplantısında Başbakan Tayyip Erdoğan’ı özellikle “kibir” konusunda eleştirdikten sonra sözlerini Yunus Emre’nin “Kibir Destanı” adlı şiirinden dizelerle bitirdi:
Kendinden başka kimseyi beğenmez
Yüksek yerde durur, aşağı inmez
Nice tahta çıkanlar yere düştü
Nice, “Ben, ben” diyene sinek üşüştü.



Esenler’deki Cumhuriyet Meydanı’nın adı “Rabia Meydanı” olarak değiştirilmiş.
Eyvah! Yalnızca
TC değil, cumhuriyet de kaldırılıyor!
Akif Kökçe



Mursi
İktidarın aziz dostu Mursi işbaşına geldikten sonra özellikle kadınlarla ilgili çok çarpıcı kanunlar çıkarıyor... Önce bu muhteremin hallkın yarısının sandığa gitmediği bir seçimde yüzde 42 oyla işbaşına geldiğini kaydedelim. Sonra kadınlarla ilgili faaliyetine bakalım:
- Kadından cumhurbaşkanı olmaz açıklaması yaptı...
- Hükümeti kurar kurmaz kadınların denize girmesini yasakladı.
- Kız çocuklarının 9 yaşında evlenmelerini yasallaştırmaya çalıştı.
- Ölen eşin cesediyle 8 saat cinsel ilişkiye girme “hakkını” anayasaya eklemeye çalıştı.
- Kadınlara en yoğun tecavüz olayları son dönemde yaşandı.
Kadın erkek eşitliğinin olmadığı yerde demokrasi olmaz...
Darbelere karşı dururken bunu da akıldan çıkarmayalım...



Hesap
Gazete sütunlarında sık sık hakarete uğramış bir siyasetçinin yakınmasıyla karşılaşıyoruz:
- Onunla yargı önünde hesaplaşacağız...
Böyle bir şey olası mı? Okurumuz yazıyor:
“Kazandığım bir tazminat davası var... Üç yıldır Yargıtay’dan çıkmadı. Bu yargı düzeninde kim kiminle nasıl hesaplaşabilir...”