İletilerinizi bekliyorum...

gulerbugday113@gmail.com

Facebook

    (Güler Buğday)

Twitter

    twitter.com/gulerbugday

 

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI

25 Kasım 2015 Çarşamba, 16:29

Cumhuriyeti kuran parti, artık laik cumhuriyeti yıkanlara, tek adam diktasını dayatanlara ve korku imparatorluğu yaratanlara engel olamıyor!

Bursa Bamsz | letiim | zgemiim | Kitaplarm | Hakkmda Yazlanlar | Animasyonlu iirler

Ana Menü

» Ana Sayfa

» Haberler

» Yazılarım

» Yazarlar

» İletişim

» Künye

» Bize Yazın

» Bağlantılar

ATATÜRK Diyor Ki;

Milli egemenlik öyle bir nurdur ki, onun karşısında zincirler erir, taç ve tahtlar batar, mahvolur. Milletlerin esirliği üzerine kurulmuş müesseseler her tarafta yıkılmaya mahkumdurlar.

YAZAR YAZI

Başbakan ve bindirilmiş medyası

Başbakan ve bindirilmiş medyası

25 Haziran 2013 Salı, 07:08

AHMETİNSEL

28 Şubat'ta Türkiye toplumu ve esas olarak medyası, akademi dünyası bir haysiyet sınavından geçmişti. On beş yıl sonra çok şey değişti ama sınav aynı.
türkiye’de 28 Şubat müdahalesi, medya ve akademik dünyada, meslek kuruluşlarında, sivil toplum örgütlerinde birçok kişinin demokratik cilasının tel tel döküldüğü bir yüzleşme ve hakikat dönemi olmuştu. 12 Eylül darbesine karşı yan yana durmuş olanlar hızla ayrışmış, karşı saflarda yer almışlardı. Başlatılan cadı avını “oh, iyi oldu!” diye karşılayanların demokrasiden ne anladıkları açıkça ortaya çıkmıştı. 28 Şubat’ın sivil ve askeri kurmay güçlerinin salgıladıkları korkular, hedef gösterdikleri iç ve dış düşmanlar, ürettikleri yalanlar kabaydı. Ama buna inanmak isteyenler için yeterliydi.

28 Şubat kendi organik aydınlarını öne çıkardı. Medyayı kendi iradesine uygun biçimde elinden geldiğince biçimlendirdi. İşi göreli olarak kolaydı çünkü yıllardır süregelen olağanüstü durum yönetimi altında kendine güvenini büyük ölçüde yitirmiş bir toplum vardı karşısında. 28 Şubat’ın efendileri ve onların işbirlikçileri elde ettikleri göreli kolay başarıyı “Bin yıl sürecek” bir zafer olarak tanımlıyorlardı. Sonucun ne olduğunu hatırlatmaya gerek yok.

Bugün de 28 Şubat benzeri bir yüzleşme ve hakikat dönemi yaşıyoruz. Birçok açıdan 16 yıl öncesine göre farklı bir demokratik yüzleşme ve hakikat dönemi bu. Bugün iktidarın geniş bir seçmen kitlesinin desteğini almış olmasının meşruiyeti aradaki en önemli farkı oluşturuyor. Bir de günümüz Türkiye toplumunun 1990’lara göre hem çok daha fazla kentli hem de özgüveninin çok daha güçlü olmasının yarattığı fark var.

Buna karşılık, Gezi Parkı direnişi karşısında iktidarın ve onun destekçilerinin takındığı tavır, benimsedikleri dil, ürettikleri yalanlar, işaret ettikleri iç ve dış düşmanlar, kendileri üretip önce kendilerinin inandıkları komplo senaryoları 28 Şubat dönemini hatırlatıyor. Bugün kendini muhafazakâr medya olarak tanımlayan gazete ve televizyon kümesinin sunduğu manzara, 28 Şubat merkez medyasını aratacak ölçüde bağnaz, saldırgan ve yalancı. Buralarda kalem oynatanların, televizyonlarda nefes tüketenlerin çoğu, geçmişte askerin düdük sesiyle harekete geçenler gibi, şimdi Başbakan’ın sesiyle harekete geçiyorlar.

28 Şubat’ın efendileri olur olmaz konuşur ve emredici seslerinin sürekli duyulmasıyla kendine gelme, toparlanma ve harekete geçme refleksinin yandaş çevrede canlı kalmasına önem verirlerdi. Bugün Başbakan da aynısını yapıyor. Günde en az bir kere yaptığı birbirinin tekrarı konuşmalarda, sadece seçmenlerinin kendi etrafında toparlanmasını amaçlamıyor. Yandaşlarının zihin dünyalarının kendi tekelinde kalmasını amaçlıyor. Bunu büyük ölçüde başarıyor da. Birkaç ay öncesine kadar haysiyetli bir gazete veya televizyon olma iddiasını bir nebze koruyabilen birçok medya kuruluşu, bugüne kadar koruyabildikleri etik değer kırıntılarını, son haysiyet kaygılarını da bir kenara bırakmış, muhafazakâr basının yüzkarası olan gazetenin neredeyse çok daha cevval kopyalarına dönmüş durumdalar. Ama Başbakan’a bu büyük bindirilmiş medya kıtası yeterli gelmiyor olmalı ki, TMSF’nin yeni el koyduğu televizyon ve gazetenin başına kimin geçeceğini de o şahsen tespit ediyor. Her şeyi en ufak detayına kadar denetim altında tutma saplantısı, mutlak itaat görüntüsü altında, kendi çevresine bile çok güvenmediğini ele veriyor. Bu nedenle hep daha fazla gazeteden ve kanaldan aynı anda kendi sesinin yankılanmasını, sadece kendi sözünün tekrarlanmasını istiyor.

Bugün bu bindirilmiş medya ve akademisyen ordusu içinde 28 Şubat’ın mağduru olmuş olan birçok isim var. 28 Şubat’ta gene zalimin yanında olanlardan da var aralarında. İnsanlık tarihinde çok eskiden tespit edilmiş iki gerçeği hatırlatıyorlar bize. Bir zaman mazlum olmuş olmak, ileride zalim olunmayacağının, zalimin yanında yer alınmayacağının güvencesini hiçbir zaman vermez. Bir zalimin yanında yer alanlar, her zaman başka bir zalimin yanında yer almaya hazırdırlar.

28 Şubat’ta Türkiye toplumu ve esas olarak medyası, akademi dünyası bir haysiyet sınavından geçmişti. On beş yıl sonra çok şey değişti ama sınav aynı.

Yazarlar

AKP ‘darbeyi’ kapatacak

25 Ekim 2016 Salı, 12:14


AKP ‘suç ortağı' arıyor

Mustafa Ünal /ZAMAN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:28


Koalisyona ‘derin devlet’ dokunması!

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Haziran 2015 Cuma, 09:21


Cumhurbaşkanı azınlık hükümetini engelleyemez

Erhan BAŞYURT/BUGÜN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:16


Ya Koalisyon ya Başkanlık...

Eren Erdem/YURT

12 Haziran 2015 Cuma, 08:58


Kırılma noktası!

Güngör Mengi/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:45


AK Parti’yi Kürtler neden terk etti?

İbrahim Kiras/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:42


Ali İsmail…

Bekir Coşkun - Sözcü

23 Ocak 2015 Cuma, 09:34


Bu memleketi çiftliğiniz mi sandınız?

Mehmet Kamış/ZAMAN

14 Ocak 2015 Çarşamba, 09:39


Charlie’ye saldırı Bursa’da protesto edildi

Can Ertan /HABER

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:57


Kobane'den Paris'e emperyalizm ve laiklik

Özgür Şen

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:17


AKP’nin IŞİD çıkmazı

Hüseyin ALİ/Özgür Gündem

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:10


Siyasi etik yasası çıkarılmalı

Serpil Çevikcan/Milliyet

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:37


MİT’in sicili

Gültekin AVCI/BUGÜN

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:17


İslamofobi ve provokasyon

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:11


Seçimi böyle kazandık: “VİCDANEN RAHATSIZIM”

Hüseyin Özay/Taraf

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:32


AKP’nin erkek aklı özgür kadından korkuyor

Zilar STÊRK/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:25


Barışı, ancak özgürlükler besler

Hüda KAYA/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:14


Bilim siyasetin elini öptüğünde...

Cüneyt Ülsever/YURT

11 Ocak 2015 Pazar, 10:19


Sabri Uzun da “cadı avı”na katıldı

Nazlı Ilıcak /BUGÜN

11 Ocak 2015 Pazar, 10:18

Son 20 Yazım

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI


AHMET İSVAN, CUMHURİYET ÇINARI VE EFSANE BAŞKAN


GERÇEK VE NAMUSLU SOLCULAR GÖREV YİNE SİZE DÜŞTÜ.


ÇARŞAFI ÇIKARDI, PEÇEYİ ATTI VE GÖZLERİNİ YUMDU!..


12 Eylül Faşizmi unutuldu mu?


Yıllar önce Yasin El Kadı'yı yazmış ve uyarmıştım:KEFİL OLANA KEFİL MİSİNİZ ?


Yıllar önce yazmışım \\\\\'ÇANKAYA SIRAT KÖPRÜSÜ!\\\\\'


Tüm Dostlara Teşekkür…


Erdoğan, haysiyet cellatlığı yapıyor: Bağırdıkça korkuttuğunu, hakaret ettikçe sindirdiğini sanıyor!


Gülen Cemaatinin ‘Altın Nesil’ hedefi:


Endişeliyiz, Kaygılıyız, Hatta Kırgın ve Öfkeliyiz, Ancak Çözümsüz ve Umutsuz Değiliz...


Ülkelerin ve Toplumların Uygarlığı Çocuklarına Yaptığı Yatırımla Anlaşılır.


Kardeşlik Kanla, Barış Sözle Olmaz...


Sayın Başbakan, ‘Marjinal’ değilim ama isyanlardayım


CHP Milletvekilleri Gezi’de Gökkuşağı çocuklarının yanında…


Çapulcu Halkın Okuduğu Şiir!


“İNSANLAR İHANETE TUTSAK” Diyerek Yeniden Merhaba…


Dost Okurlarımdan Kısa Bir Süre İzin İstiyorum.


Sadece İnsan Olmak!


Annemin de Başını Ezerler mi?

Takvim

Pt Sl Çr Pr Cm Ct Pz
1234567
891011121314
15161718192021
22232425262728
2930
info@bursabagimsiz.info.tr

Bursa Bağımsız adlı, www.bursabagimsiz.info.tr adresinde yayınlanan işbu web sitesi içerisinde yayınlanan yazınsal ve görsel içeriğin her hakkı saklıdır.

Site içerisinde Güler Buğday dışında yazınsal ve görsel içeriği yayınlanan konuk yayıncıların eserlerinin her türlü hukuksal sorumluluğu konuk yayıncıya aittir. Güler Buğday işbu içerikten ötürü sorumlu tutulamaz.

Copyright © 2024 Bursa Bağımsız