İletilerinizi bekliyorum...

gulerbugday113@gmail.com

Facebook

    (Güler Buğday)

Twitter

    twitter.com/gulerbugday

 

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI

25 Kasım 2015 Çarşamba, 16:29

Cumhuriyeti kuran parti, artık laik cumhuriyeti yıkanlara, tek adam diktasını dayatanlara ve korku imparatorluğu yaratanlara engel olamıyor!

Bursa Bamsz | letiim | zgemiim | Kitaplarm | Hakkmda Yazlanlar | Animasyonlu iirler

Ana Menü

» Ana Sayfa

» Haberler

» Yazılarım

» Yazarlar

» İletişim

» Künye

» Bize Yazın

» Bağlantılar

ATATÜRK Diyor Ki;

Ne kadar zengin ve müreffeh olursa olsun, istiklâlden mahrum bir millet, medenî insanlık karşısında uşak olmak mevkiinden yüksek bir muameleye lâyık sayılamaz.

YAZAR YAZI

Beyaz Tren

Beyaz Tren

25 Ağustos 2012 Cumartesi, 09:48

Yalçın BAYER /Hürriyet

BİZİM neslin hocalarının hepsi Atatürk İlke ve Devrimlerinin ürünü aydınlık kişilerdi.

Bunlardan biri de bu sene kaybettiğimiz Prof. Dr. Hıfzı Özcan idi.
Onun ağzından bir 10 Kasım Günü’nü anlatmak istiyorum. Bu olayı bizzat kendisi bana anlatmış ve bir takım notlarını da bana vermişti:
“Cumhuriyet’in ilanından 4 yıl sonra 1927 yılında doğmuşum. 1933 yılında ilkokula başladım. Babam Konya’dan İzmit’e tayin olmuştu. İzmit’te Yenitürün İlkokulunda ilk günlerimi hatırlıyorum. Okul açılmış, ekime giriyorduk. Öğretmenimiz ‘10 yılda çıktık açık alınla on yılda her savaştan’ marşını öğretiyordu. Çocukluğumuzun neşesi ile ‘Çıktık açık alınla on yılda her savaştan’ diye haykırıyorduk.
Evimiz İzmit demiryoluna dik sokaklardan birinde ve demiryoluna çok yakındı. “Kılavuz geçiyor” diye bir ses işittik mi üstümüzde ve ayağımızda ne varsa değiştirmeden çocuk sevinciyle demiryolunun kenarındaki yüksek korkuluklara koşar, tutunurduk. Beklerdik. Kılavuz demek, onu ve bir kısım yakın arkadaşlarını Ankara’dan İstanbul’a gelişinde taşıyan yük vagonlarıyla otomobilleri de götüren ön haberci tren demekti. Biz ona ‘Kılavuz’ adını takmıştık. Beklerdik, bazen dakikalar, bazen saatler geçerdi. İki dev lokomotifin çektiği tren, İzmit’in ortasından girer ve biraz da yavaşlardı.
‘Beyaz Tren’ derdik ona; vagonların pencere hizası bembeyazdı. Ve o, en arka vagonun en sonunda, balkonda durur, bize el sallardı.
Çocuk gırtlağımızın bütün gücüyle haykırır, sıçrayarak, koşarak el sallardık.
‘Güle güle, güle güle!’
Acaba nasıl bir yaratık idi? Ölmezliğin sembolüydü âdeta!
Bir 29 Ekim’de İzmit Bahriye (Deniz) Üssünde, Cumhuriyet balosuna gitmek için annemin saçlarını kızgın maşa ile hazırladığını, babamın simsiyah elbiselerini prova ettiğini hatırlıyorum.
Evet, ne demiştim sevgili dostlarım, İzmit’te ahşap bir evde oturuyorduk.
İzmit tepeler üzerine kurulmuş bir şehirdir. Tepelerden İzmit Körfezi’nin sonunda kaybolan dümdüz demiryolu görülür.
1938 Kasım ayında bir sabah sarsıldık. Ona bir şey olmuştu. Bir-iki gün belki bir hafta geçti. İstasyona bizi götüren öğretmenimizle çiçekler taşıdık. Beyaz vagon orada duruyordu, çiçeklerle süsledik.
Beyaz Tren’in en sonunda duran vagondu.
Onu Yavuz Zırhlısı’yla önce İzmit tersanesine, oradan da eller üstünde istasyona bizim süslediğimiz vagona getirdiler. Akşam saatiydi. Hava kararmıştı.
İzmit tepelerinden görünen manzara şöyleydi:
Ovada dümdüz giden demiryolunun iki yanında kendiliğinden koşup, kopup gelen halkımızın ellerinde meşaleler yanıyordu.
Onun vagonu yine en arkadaydı. ‘Beyaz Tren’ yine gidiyordu. Son vagonun geçtiği noktada meşale sönüyordu. Onu aydınlıklar içine doğru gönlümüz ve ellerimiz karararak uğurluyorduk.
Genç dostlarım, benim kuşağım, o günleri yaşamış kuşaklar, neyi hayal ediyor biliyor musunuz?”
Evet, hocam bizler de senden sonra gelen yakın kuşakta aynı şeyleri hayal ediyoruz. Körfez’den bize doğru gelen demiryolunun iki yanında sizler, o bize doğru geldikçe meşalelerinizi yeniden yakıyorsunuz. Beyaz Tren sizin aydınlıklarınız içinde geri geliyor. Işıklar, aydınlıklar sizin ve hepimiz için olsun.
Bekliyoruz.
Prof. Dr. Cengiz KUDAY

Prof. Palabıyık’a tepki: 19 yıldan beri yaşadığı Çanakkale’yi yeni fark etti

ÇANAKKALE 15 Mart Üniversitesi eski Rektör Yardımcısı, şimdilerde bağlı Biga İİBF Dekan Vekilliği görevini sürdüren Prof. Dr. Hamit Palabıyık’ın bir internet sitesindeki “Çanakkale’de değişim direncinin nedenleri” başlıklı yazısı Çanakkalelileri isyan ettirdi. Çanakkalelileri ‘Sabahlara kadar içki içen, tek dertleri şaraplarını yudumlamak’ olarak tarif eden Prof. Hamit Palabıyık’a karşı yerel Olay gazetesi karşı yanıtında özetle şöyle dedi: “(Palabıyık) Bir nefret söylemi etkisi ile kendisi gibi düşünmeyenleri yaftalayan ve ötekileştiren tespitleri ile Çanakkalelileri küçümseyen, onları tembel, gelişmenin karşısında, sabahlara kadar içki içen, işlerini savsaklayan, aylak aylak dolaşan, gazetelerde, barlarda, sokaklarda gürültü çıkaran kişiler olarak gösterdiği gibi aynı zamanda bir de kent insanını bölen tespitleri ile son derece tehlikeli bir kışkırtma kültürünün adımlarını attı. Kendileri gibi düşünmeyen Çanakkalelileri aşağılayan bu yazı karşısında Palabıyık, Çanakkalelilerden özür dilemelidir.” 1968 Bakırköy doğumlu ve Ankara SBF mezunu olan Prof. Hamit Palabıyık, 1993’den beri 18 Mart Üniversitesi’nde görev yapıyor.
Rektör Prof. Dr. Sedat Laçiner’in üniversiteye atanması ile başlayan kadrolaşma ile kentin siyasetçi ve STÖ’leri arasında ciddi bir ayrışım gözleniyor.

GS’li Metin Kurt, ‘en devrimci’ futbolcuydu

KENDİSİNE özgü bir futbolcuydu Metin Kurt, sporcu ahlakıyla, ilkeleriyle, siyasetiyle ve sendikacılığıyla hep öne çıktı. Ama spor camiası kendisinden hep uzak durdu nedense...
Ailesi Kırklarelili olan Kurt 1948’de doğmuş, Alibeyköy, Beyoğlu Yeniçarşı, Adalet, Altay ve PTT’den sonra Galatasaray’a gelmiş 36 kez milli formayı giymişti, fırtına gibiydi. Nitekim kendisine ‘Çizgi Metin’ adı takılmıştı.
1980’den sonra Amatör Sporcular Derneği ile ilk futbolcular için Emek Sen’i kurmuştu. Kendisini ‘devrimci spor emekçisi’ sayardı.
Bir söyleşisinde şöyle demişti:
“Halka en yakın yer neresi? Çizgi... Ben de çizgide beklerdim. Antrenör ve idareciliğin olduğu tarafta oynamayı sevmiyorum. Kapalının önünde oynamamak için bir devre sağaçık bir devre solaçık oynardım.” Ağabeyi de Karagümrük ve Galatasaray’da oynayan İsmail Kurt’tu...
Kurt bir haftadır tedavi gördüğü hastanede dün kalp yetmezliğinden öldü. TKP üyesi ve son 12 Haziran seçimlerinde İstanbul’dan aday gösterdiği Kurt için “Türkiye’de spor alanındaki örgütsüzlüğe karşı sendikal örgütlenme girişimlerine öncülük eden, sermayenin dayattığı spor anlayışına karşı yıllarca mücadele eden, futbolda kirlenmeye ve maflalaşmaya karşı tavır alan, taraftarların birbirine düşman edilmesine karşı ‘renklerin kardeşliği’ sloganıyla ortaya çıkan Metin Kurt, hayatı boyunca emekten yana bir spor anlayışı için mücadele etmiştir” dedi.
DİSK’te ‘futbolun Spartaküs’ü olarak tanımladı.
Cenazesi bugün Ataşehir’de, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın geçenlerde açtığı Ataşehir Mimar Sinan Camisi’nden ikindi namazından sonra kaldırılacak.

Dua ve beddua

MEB’e bir öğretmenden: “Eşimden ayrı bıraktınız beni. İstanbul A sınıfı öğretmeni olarak eş durumu özür grubundan gelemiyor. Artık sizleri Allah’a havale ediyorum. Neden biz, neden şimdi? En başta söylemeliydiniz böyle olacak diye...
En büyük duam siz devlet büyükleri ve hak yolunda yürüyenlereydi, sevdiklerimeydi. Siz sevdiğimi bana ırak ettiniz. Şimdi en büyük bedduam sizlere. Yazıklar olsun, sizlere güvenmiştik.”

Yazarlar

AKP ‘darbeyi’ kapatacak

25 Ekim 2016 Salı, 12:14


AKP ‘suç ortağı' arıyor

Mustafa Ünal /ZAMAN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:28


Koalisyona ‘derin devlet’ dokunması!

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Haziran 2015 Cuma, 09:21


Cumhurbaşkanı azınlık hükümetini engelleyemez

Erhan BAŞYURT/BUGÜN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:16


Ya Koalisyon ya Başkanlık...

Eren Erdem/YURT

12 Haziran 2015 Cuma, 08:58


Kırılma noktası!

Güngör Mengi/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:45


AK Parti’yi Kürtler neden terk etti?

İbrahim Kiras/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:42


Ali İsmail…

Bekir Coşkun - Sözcü

23 Ocak 2015 Cuma, 09:34


Bu memleketi çiftliğiniz mi sandınız?

Mehmet Kamış/ZAMAN

14 Ocak 2015 Çarşamba, 09:39


Charlie’ye saldırı Bursa’da protesto edildi

Can Ertan /HABER

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:57


Kobane'den Paris'e emperyalizm ve laiklik

Özgür Şen

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:17


AKP’nin IŞİD çıkmazı

Hüseyin ALİ/Özgür Gündem

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:10


Siyasi etik yasası çıkarılmalı

Serpil Çevikcan/Milliyet

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:37


MİT’in sicili

Gültekin AVCI/BUGÜN

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:17


İslamofobi ve provokasyon

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:11


Seçimi böyle kazandık: “VİCDANEN RAHATSIZIM”

Hüseyin Özay/Taraf

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:32


AKP’nin erkek aklı özgür kadından korkuyor

Zilar STÊRK/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:25


Barışı, ancak özgürlükler besler

Hüda KAYA/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:14


Bilim siyasetin elini öptüğünde...

Cüneyt Ülsever/YURT

11 Ocak 2015 Pazar, 10:19


Sabri Uzun da “cadı avı”na katıldı

Nazlı Ilıcak /BUGÜN

11 Ocak 2015 Pazar, 10:18

Son 20 Yazım

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI


AHMET İSVAN, CUMHURİYET ÇINARI VE EFSANE BAŞKAN


GERÇEK VE NAMUSLU SOLCULAR GÖREV YİNE SİZE DÜŞTÜ.


ÇARŞAFI ÇIKARDI, PEÇEYİ ATTI VE GÖZLERİNİ YUMDU!..


12 Eylül Faşizmi unutuldu mu?


Yıllar önce Yasin El Kadı'yı yazmış ve uyarmıştım:KEFİL OLANA KEFİL MİSİNİZ ?


Yıllar önce yazmışım \\\\\'ÇANKAYA SIRAT KÖPRÜSÜ!\\\\\'


Tüm Dostlara Teşekkür…


Erdoğan, haysiyet cellatlığı yapıyor: Bağırdıkça korkuttuğunu, hakaret ettikçe sindirdiğini sanıyor!


Gülen Cemaatinin ‘Altın Nesil’ hedefi:


Endişeliyiz, Kaygılıyız, Hatta Kırgın ve Öfkeliyiz, Ancak Çözümsüz ve Umutsuz Değiliz...


Ülkelerin ve Toplumların Uygarlığı Çocuklarına Yaptığı Yatırımla Anlaşılır.


Kardeşlik Kanla, Barış Sözle Olmaz...


Sayın Başbakan, ‘Marjinal’ değilim ama isyanlardayım


CHP Milletvekilleri Gezi’de Gökkuşağı çocuklarının yanında…


Çapulcu Halkın Okuduğu Şiir!


“İNSANLAR İHANETE TUTSAK” Diyerek Yeniden Merhaba…


Dost Okurlarımdan Kısa Bir Süre İzin İstiyorum.


Sadece İnsan Olmak!


Annemin de Başını Ezerler mi?

Takvim

Pt Sl Çr Pr Cm Ct Pz
123
45678910
11121314151617
18192021222324
25262728293031
info@bursabagimsiz.info.tr

Bursa Bağımsız adlı, www.bursabagimsiz.info.tr adresinde yayınlanan işbu web sitesi içerisinde yayınlanan yazınsal ve görsel içeriğin her hakkı saklıdır.

Site içerisinde Güler Buğday dışında yazınsal ve görsel içeriği yayınlanan konuk yayıncıların eserlerinin her türlü hukuksal sorumluluğu konuk yayıncıya aittir. Güler Buğday işbu içerikten ötürü sorumlu tutulamaz.

Copyright © 2024 Bursa Bağımsız