İletilerinizi bekliyorum...

gulerbugday113@gmail.com

Facebook

    (Güler Buğday)

Twitter

    twitter.com/gulerbugday

 

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI

25 Kasım 2015 Çarşamba, 16:29

Cumhuriyeti kuran parti, artık laik cumhuriyeti yıkanlara, tek adam diktasını dayatanlara ve korku imparatorluğu yaratanlara engel olamıyor!

Bursa Bamsz | letiim | zgemiim | Kitaplarm | Hakkmda Yazlanlar | Animasyonlu iirler

Ana Menü

» Ana Sayfa

» Haberler

» Yazılarım

» Yazarlar

» İletişim

» Künye

» Bize Yazın

» Bağlantılar

ATATÜRK Diyor Ki;

Milli egemenlik öyle bir nurdur ki, onun karşısında zincirler erir, taç ve tahtlar batar, mahvolur. Milletlerin esirliği üzerine kurulmuş müesseseler her tarafta yıkılmaya mahkumdurlar.

YAZAR YAZI

Tarihin rövanşı

Tarihin rövanşı

25 Temmuz 2012 Çarşamba, 08:30

Etyen Mahçupyan/ZAMAN

Çamlıca'ya cami ve kürtaj zorlamalarının ardından Numan Kurtulmuş üzerinden HAS Parti'nin AKP'ye katılmasının gündeme gelmesi, haklı olarak birçok kişinin zihninde tehlike işaretlerinin belirmesine neden oldu.


Çünkü bir yandan giderek kendi değer sistemini topluma empoze etmeye niyetli, diğer yandan da söz konusu değer sistemini iktidarı etrafında siyasallaştırıp konsolide ederek mukayesesiz bir güç temerküzü sağlayacak bir partiyle karşı karşıyayız. Bu durumda iktidarın kendi anlam dünyasını tüm ülkeye şamil kılmasının önünde ne engel kalır? Unutmayalım ki, toplumun yüzde elliden fazla oyunu alabilen, yani demokrasinin şekilsel şartını yerine getiren bir hükümetten ve hukuk devleti olmayı içselleştirmemiş bir toplumdan söz ediyoruz. Diğer bir deyişle bu iktidar hak ve özgürlüklere saygısını yitirir ve despotizme doğru 'yoldan çıkarsa', onu durduracak şey ancak oylarının düşmesidir, ama eğer bu süreçte İslamî/muhafazakâr duyarlılık tümüyle AKP'de buluşursa o zaman da o oranın 50'nin çok altına inme ihtimali bulunmuyor. Kurtulmuş olayı bu açıdan çok kritik, çünkü AKP'yi asıl tehdit edecek gelişmenin bizzat İslamî/muhafazakâr çizgiden gelecek eleştiri olacağı açık.

Siyaset ise olması gerekenden hareketle var olandan şikâyet etmekten öte bir etkinlik. Reel durumu kabullenmeyi ve o çerçeve içinde toplumsal dinamiği etkilemeyi hedeflemek zorunda. Reel durum ise önümüzdeki dönemde AKP etrafında bir muhafazakârlar bütünleşmesinin işaretini veriyor. Ancak bu bütünleşme siyasî düzlemde gerçekleşse de, İslamî/muhafazakâr dünyanın kendi içinde çok hızla değiştiği, çeşitlendiği, farklılaştığı ve fikren özgürleştiği de bir gerçek. Bu durumda AKP'nin muhtemel otoriterleşmesi açısından en uygun zemin tabii ki 'AKP karşıtlığının' bir siyaset haline gelmesidir. Çünkü bu durumda İslamî/muhafazakâr kesim içindeki ekonomik ve sosyal farklılaşmaların siyasete yansıması mümkün olmaz. Laik kesimdeki AKP karşıtlığı, doğal olarak karşısındaki kitleyi toplumsal açıdan da konsolide eder, sınırlarını kalınlaştırır ve böylece otoriter bir iktidarın hayal edeceği şekilde, siyaseti bir büyük çatışma eksenine oturtur. Gerilimin laik-dindar aksında yaşanmaya devam ettiği bir Türkiye'de ise kimse dindar dünyanın eleştirel bakışının iktidara uzanmasını beklememelidir. Kısacası kıssadan hisse şudur: Laik kesim ve CHP, AKP karşıtlığı üzerinden siyaset yaptığı sürece AKP iktidarı hem süreklilik kazanır, hem de otoriterleşme imkânları yakalar.

Bu durum laik kesimin de AKP 'yandaşı' olması gerektiğini tabii ki ima etmez. Zaten sorun Türkiye'de siyasetin AKP yandaşlığı/karşıtlığı üzerinden okunması ve bunun doğal olarak her iki kanatta da konsolidasyonu teşvik etmesidir. Diğer bir deyişle AKP'nin otoriterleşme imkânı yakalamasının ardında CHP'nin de kendi kitlesini konsolide etme isteği ve siyaseti bir çatışma eksenine oturtma arzusu yatmakta. Eğer siyaset, düzeni, sistemi ve daha da temelde toplumu değiştirmek üzere etkilemekse, laik kesimin kendi iç farklılaşmasını siyaset alanına taşıması ve aynı zamanda İslamî/muhafazakâr kesimin iç farklılaşmasıyla temas edebilmesi gerekiyor. Aksi halde AKP'nin kendi değerlerini hakim kılma dürtüsünün dizginlenmesi çok zor olabilir.

Demokratik süreç devam ettiği için, yaşamakta olduğumuz dönemin radikalizmini anlamakta zorlanıyor olabiliriz. Şöyle düşünelim: Eğer AKP bir toplumsal ayaklanma ve darbe sonucu iktidara gelseydi, kim Kurtulmuş'un ilhakına veya Çamlıca camisine şaşırırdı? Kemalist devrim sonrasını hatırlayalım... Ortada tek bir siyasî rakip bile bırakılmamış ve liderin hayalindeki her şey birer toplumsal zorunluluk olarak yasal hale getirilmişti. Ne var ki o devrim kimliksel bir temele değil, ideolojik normatizme dayanıyordu. Kalıcı olması toplumun bariz çoğunluğunu kendi ideolojisine tabi kılabilmeyi gerektiriyordu ve başarısız oldu. Gerçekliğe uyum sağlamada zorlandığı ölçüde, günlük hayata ve yaşam tarzına indirgenerek sonuçta bir cemaat üretmekle kaldı. Azınlık tahakkümüne dayanan bir rejimin, demokrat değerlerin yükseldiği küresel ve postmodern bir dünyada yaşaması da zaten imkânsızdı.

Buna karşılık aynı ortam İslamî/muhafazakâr kesim içinde, AKP'yi ortaya çıkartan bir değişim dinamiği yarattı. Bu nedenle AKP iktidarları hem demokrasiye uyum gösterdiler hem de zaten ona uymayı kolaylaştıran bir biçimde yüksek oy aldılar. Üstelik ideolojik değil, sosyolojik ve kültürel bir kimliğe dayandıkları ölçüde, toplumla 'birlikte' değişerek iktidarda kalabileceklerini kavradılar. Ama tarihsel açıdan bakıldığında ortada bir gerçek var: Bir devrim sürecinin içindeyiz... 2002 yılında ilk seçimi kazandığında bu partinin en az dört kez daha seçimleri kazanacağını yazmıştım. Çünkü şu veya bu kimliğin değil, doğrudan tarihin 'rövanşizmi' yaşanıyor ve laik kesimin siyasî tıkanıklığının temeli nasıl sosyolojikse, AKP döneminin temeli de sosyolojik... Toplumun içinden geçtiği büyük değişim dalgası siyaseti belirliyor ve onu tek partinin sessiz devrimine dönüştürüyor.

Alternatif her siyaset bu gerçekten yola çıkmak zorunda...


e

Yazarlar

AKP ‘darbeyi’ kapatacak

25 Ekim 2016 Salı, 12:14


AKP ‘suç ortağı' arıyor

Mustafa Ünal /ZAMAN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:28


Koalisyona ‘derin devlet’ dokunması!

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Haziran 2015 Cuma, 09:21


Cumhurbaşkanı azınlık hükümetini engelleyemez

Erhan BAŞYURT/BUGÜN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:16


Ya Koalisyon ya Başkanlık...

Eren Erdem/YURT

12 Haziran 2015 Cuma, 08:58


Kırılma noktası!

Güngör Mengi/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:45


AK Parti’yi Kürtler neden terk etti?

İbrahim Kiras/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:42


Ali İsmail…

Bekir Coşkun - Sözcü

23 Ocak 2015 Cuma, 09:34


Bu memleketi çiftliğiniz mi sandınız?

Mehmet Kamış/ZAMAN

14 Ocak 2015 Çarşamba, 09:39


Charlie’ye saldırı Bursa’da protesto edildi

Can Ertan /HABER

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:57


Kobane'den Paris'e emperyalizm ve laiklik

Özgür Şen

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:17


AKP’nin IŞİD çıkmazı

Hüseyin ALİ/Özgür Gündem

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:10


Siyasi etik yasası çıkarılmalı

Serpil Çevikcan/Milliyet

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:37


MİT’in sicili

Gültekin AVCI/BUGÜN

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:17


İslamofobi ve provokasyon

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:11


Seçimi böyle kazandık: “VİCDANEN RAHATSIZIM”

Hüseyin Özay/Taraf

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:32


AKP’nin erkek aklı özgür kadından korkuyor

Zilar STÊRK/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:25


Barışı, ancak özgürlükler besler

Hüda KAYA/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:14


Bilim siyasetin elini öptüğünde...

Cüneyt Ülsever/YURT

11 Ocak 2015 Pazar, 10:19


Sabri Uzun da “cadı avı”na katıldı

Nazlı Ilıcak /BUGÜN

11 Ocak 2015 Pazar, 10:18

Son 20 Yazım

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI


AHMET İSVAN, CUMHURİYET ÇINARI VE EFSANE BAŞKAN


GERÇEK VE NAMUSLU SOLCULAR GÖREV YİNE SİZE DÜŞTÜ.


ÇARŞAFI ÇIKARDI, PEÇEYİ ATTI VE GÖZLERİNİ YUMDU!..


12 Eylül Faşizmi unutuldu mu?


Yıllar önce Yasin El Kadı'yı yazmış ve uyarmıştım:KEFİL OLANA KEFİL MİSİNİZ ?


Yıllar önce yazmışım \\\\\'ÇANKAYA SIRAT KÖPRÜSÜ!\\\\\'


Tüm Dostlara Teşekkür…


Erdoğan, haysiyet cellatlığı yapıyor: Bağırdıkça korkuttuğunu, hakaret ettikçe sindirdiğini sanıyor!


Gülen Cemaatinin ‘Altın Nesil’ hedefi:


Endişeliyiz, Kaygılıyız, Hatta Kırgın ve Öfkeliyiz, Ancak Çözümsüz ve Umutsuz Değiliz...


Ülkelerin ve Toplumların Uygarlığı Çocuklarına Yaptığı Yatırımla Anlaşılır.


Kardeşlik Kanla, Barış Sözle Olmaz...


Sayın Başbakan, ‘Marjinal’ değilim ama isyanlardayım


CHP Milletvekilleri Gezi’de Gökkuşağı çocuklarının yanında…


Çapulcu Halkın Okuduğu Şiir!


“İNSANLAR İHANETE TUTSAK” Diyerek Yeniden Merhaba…


Dost Okurlarımdan Kısa Bir Süre İzin İstiyorum.


Sadece İnsan Olmak!


Annemin de Başını Ezerler mi?

Takvim

Pt Sl Çr Pr Cm Ct Pz
1234567
891011121314
15161718192021
22232425262728
2930
info@bursabagimsiz.info.tr

Bursa Bağımsız adlı, www.bursabagimsiz.info.tr adresinde yayınlanan işbu web sitesi içerisinde yayınlanan yazınsal ve görsel içeriğin her hakkı saklıdır.

Site içerisinde Güler Buğday dışında yazınsal ve görsel içeriği yayınlanan konuk yayıncıların eserlerinin her türlü hukuksal sorumluluğu konuk yayıncıya aittir. Güler Buğday işbu içerikten ötürü sorumlu tutulamaz.

Copyright © 2024 Bursa Bağımsız