İletilerinizi bekliyorum...

gulerbugday113@gmail.com

Facebook

    (Güler Buğday)

Twitter

    twitter.com/gulerbugday

 

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI

25 Kasım 2015 Çarşamba, 16:29

Cumhuriyeti kuran parti, artık laik cumhuriyeti yıkanlara, tek adam diktasını dayatanlara ve korku imparatorluğu yaratanlara engel olamıyor!

Bursa Bamsz | letiim | zgemiim | Kitaplarm | Hakkmda Yazlanlar | Animasyonlu iirler

Ana Menü

» Ana Sayfa

» Haberler

» Yazılarım

» Yazarlar

» İletişim

» Künye

» Bize Yazın

» Bağlantılar

ATATÜRK Diyor Ki;

Biz Türkler, bütün tarihimiz boyunca hürriyet ve istiklâle timsal olmuş bir milletiz.

YAZAR YAZI

Darbe gayrı meşruysa ona isyan meşrudur

Darbe gayrı meşruysa ona isyan meşrudur

23 Mayıs 2012 Çarşamba, 08:44

Veysi SARISÖZEN/Özgür Gündem

Türkiye bir hukuk devleti değildir.
Öyle olsaydı, hem 12 Eylül darbesini yapanları yargılayıp, hem de o darbeye karşı silahla direnenlere saldırır mıydı?

12 Eylül darbesini yargılamak, ona karşı patlayan isyanın haklılığını kabul etmek demektir.

Baksanıza, şu anda bu darbeyi yapanlar eğer bu kadar “yaşlı” olmasaydılar, tıpkı Ergenekoncu generaller gibi, “silah zoruyla” göz altına alınıp, yargı önüne çıkarılacaklardı.

“Silah zoruyla” yargı önüne çıkarılacak olanlara karşı silah kullanmak demek ki, sandığınız gibi hiç de “tuhaf” bir şey değil.

Çok mu “aşırı” bir yorum diyorsunuz. Demeyin.

Eğer 12 Eylül darbesinden, darbenin “işbirlikçisi” “Özalcılık” yoluyla değil de, “demokratik” yoldan çıkılabilseydi, durum bir çok ülkede olduğu gibi olurdu: Darbeye silahla karşı koymuş herkes halk tarafından “rehabilite” edilirdi. Dağa çıkanlar, dağdan silahlarıyla inerdi; şehirlerde mevzilenenler, mevzilerinden oldukları gibi çıkarlar, sürgündekiler kitleler halinde geri dönerdi. Zindan kapıları yıkılır, 78 kuşağı “nerede kalmıştık” diye özgürlüğe koşardı. Tankların, tüfeklerin namlularına karanfiller konur, darbeyi yıkan herkes sokaklarda sevinç gösterileri yapardı.

Portekizíde böyle oldu. Faşizm Nisan Devrimiyle yıkıldı. Aynı anda zındanlar açıldı. Sürgünler döndü. Sokaklar doldu taştı. Namlu ucundaki karanfilden dolayı, bu devrime “karanfil devrimi” dendi. Salazar’a karşı, ölümüne silahlı direniş yapan devrimcilerin eylemi meşru ilan edildi. Portekiz sömürgesi Angola özgür oldu.

12 Eylül’den demokratik devrimci yolla çıkılsaydı, daha o anda “faşist rejim, bütün kurumlarıyla, anayasa ve yasalarıyla, yargı kararları ve bütün uygulamalarıyla” kanun dışı ilan edilirdi. Ortada ne 12 Eylül anayasası kalırdı, ne DGM’ler. Hemen o gün Kürt sorununda, Kürtlerin talepleri her ne ise, tam da o yönde çözüm ilan edilirdi. Sendikalar aynı gün yeniden açılır ve onların önündeki bütün anti-demokratik mevzuat ortadan kaldırılırdı. Herkes talep ettiği haklarını elde ederdi. Eğer 12 Eylül’den devrimci-demokrat bir yolla çıkılsaydı, bu öyle bir demokrasi olurdu ki, emeğin, kadının, doğanın kurtuluşu için verilen mücadelenin önündeki bütün engeller buhar olur uçardı.

Böylece Türkiye 50 bin insanını kaybetmezdi. Milyarlarca doları ölüm yolunda harcamaz, “hala süte muhtaç” çocukların saadeti ve refahı için harcardı; isyanı bastırmak için Kürt coğrafyasını suda boğmak ve Kürdün doğasını, havasını, toprağını yaşanmaz hale getirmek gerekmezdi. İsyan o gün sona ererdi...

Şimdi ne oluyor?

Şimdi “demokrasi” yerlerde sürüm sürüm süründürülüyor.

Bir yandan 12 Eylül darbecileri yargılanıyor. Diğer yandan o darbecilere karşı patlayan isyanın, bizzat darbeciler tarafından ağırlaştırılan bütün nedenleri olduğu gibi korunuyor. İsyanın patlamasına neden olan nedenler olduğu gibi durduğu için isyan devam ediyor.

İsyanın devam etmesi şunu gösteriyor: Cumhuriyet tarihi boyunca var olan ve 12 Eylül’de zirvesine tırmanan sistem olduğu gibi yerli yerinde duruyor. Uydurma liberal bağırıyor: Ama Kürtlerin inkarı sona erdi! Nasıl sona erdi? Tek bir devlet “kağıdında” “bu ülkede Kürt ulusu ve Kürt dili tıpkı Türk ulusu ve Türk dili gibi bir ulus ve dildir” diye yazmıyor. Kürtlerin inkarının sona ermesi için, TBMM’nin “Bu ülkede Türk ulusunun yanı sıra Kürt ulusu da vardır” kararının alınması şarttır.

Liberal bağırıyor: Ama Başbakan “Kürt vatandaşlarım vardır” dedi.Başbakanın ağzından çıkan lafın on paralık değeri yoktur. Bugün “var”, diyen, yarın “vardı ama yok oldu” da der.

Başka? Başkasına ne gerek var. Bir halkın varlığı inkar edildiğinde, onun bütün hakları da inkar edilmiş olur. Olmayan şeyin hakkı olur mu? Türk devleti, Anayasasına ya da anayasa gücünde bir Meclis kararına “Bu ülkede Kürt ulusu vardır” diye yazdığı gün, otomatik olarak “her ulus gibi, Kürt ulusunun da kendi kaderini tayin hakkı vardır” demiş olur. O hakkı nasıl kullanacağı da Kürdün kendi işidir. Bu nedenle AKP “inkardan vazgeçmez.” Vazgeçer gibi yapar. Öyle de yapmakta.

Sizce, 12 eylül kanun dışı bir zorbalık ise, bu zorbalığa başkaldırmak, isyan etmek, darbecilerle çarpışmak meşru bir hak mıdır, değil midir? İsyan AKP hükümetine karşı başlamadı. Darbeye karşı başladı. AKP hükümeti isyanın sona ermesi için gerekenleri yapmadı. Durumun özeti bu.

12 Eylül meşru ise isyan gayrı meşrudur. Yok eğer 12 Eylül gayrı meşru ise o zaman isyan meşrudur.

“Yepyeni, gıcır, gıcır anayasa nasıl olmalı?” diye kafacıklarını yoranlar, her şeyden önce, yırtmaya karar verdikleri 12 Eylül anayasasına ve yargıladıkları 12 Eylül cuntasına isyan edenlerin isyanını meşru ilan etmelidirler.

Bu olmadıkça, tiftiği çıkmış, bin yerinden delinmiş Anayasayı yırtsanız, çişini tutamayan adamları “ömür boyu” hapse mahkum etseniz ne olur ki?

Yazarlar

AKP ‘darbeyi’ kapatacak

25 Ekim 2016 Salı, 12:14


AKP ‘suç ortağı' arıyor

Mustafa Ünal /ZAMAN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:28


Koalisyona ‘derin devlet’ dokunması!

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Haziran 2015 Cuma, 09:21


Cumhurbaşkanı azınlık hükümetini engelleyemez

Erhan BAŞYURT/BUGÜN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:16


Ya Koalisyon ya Başkanlık...

Eren Erdem/YURT

12 Haziran 2015 Cuma, 08:58


Kırılma noktası!

Güngör Mengi/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:45


AK Parti’yi Kürtler neden terk etti?

İbrahim Kiras/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:42


Ali İsmail…

Bekir Coşkun - Sözcü

23 Ocak 2015 Cuma, 09:34


Bu memleketi çiftliğiniz mi sandınız?

Mehmet Kamış/ZAMAN

14 Ocak 2015 Çarşamba, 09:39


Charlie’ye saldırı Bursa’da protesto edildi

Can Ertan /HABER

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:57


Kobane'den Paris'e emperyalizm ve laiklik

Özgür Şen

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:17


AKP’nin IŞİD çıkmazı

Hüseyin ALİ/Özgür Gündem

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:10


Siyasi etik yasası çıkarılmalı

Serpil Çevikcan/Milliyet

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:37


MİT’in sicili

Gültekin AVCI/BUGÜN

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:17


İslamofobi ve provokasyon

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:11


Seçimi böyle kazandık: “VİCDANEN RAHATSIZIM”

Hüseyin Özay/Taraf

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:32


AKP’nin erkek aklı özgür kadından korkuyor

Zilar STÊRK/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:25


Barışı, ancak özgürlükler besler

Hüda KAYA/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:14


Bilim siyasetin elini öptüğünde...

Cüneyt Ülsever/YURT

11 Ocak 2015 Pazar, 10:19


Sabri Uzun da “cadı avı”na katıldı

Nazlı Ilıcak /BUGÜN

11 Ocak 2015 Pazar, 10:18

Son 20 Yazım

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI


AHMET İSVAN, CUMHURİYET ÇINARI VE EFSANE BAŞKAN


GERÇEK VE NAMUSLU SOLCULAR GÖREV YİNE SİZE DÜŞTÜ.


ÇARŞAFI ÇIKARDI, PEÇEYİ ATTI VE GÖZLERİNİ YUMDU!..


12 Eylül Faşizmi unutuldu mu?


Yıllar önce Yasin El Kadı'yı yazmış ve uyarmıştım:KEFİL OLANA KEFİL MİSİNİZ ?


Yıllar önce yazmışım \\\\\'ÇANKAYA SIRAT KÖPRÜSÜ!\\\\\'


Tüm Dostlara Teşekkür…


Erdoğan, haysiyet cellatlığı yapıyor: Bağırdıkça korkuttuğunu, hakaret ettikçe sindirdiğini sanıyor!


Gülen Cemaatinin ‘Altın Nesil’ hedefi:


Endişeliyiz, Kaygılıyız, Hatta Kırgın ve Öfkeliyiz, Ancak Çözümsüz ve Umutsuz Değiliz...


Ülkelerin ve Toplumların Uygarlığı Çocuklarına Yaptığı Yatırımla Anlaşılır.


Kardeşlik Kanla, Barış Sözle Olmaz...


Sayın Başbakan, ‘Marjinal’ değilim ama isyanlardayım


CHP Milletvekilleri Gezi’de Gökkuşağı çocuklarının yanında…


Çapulcu Halkın Okuduğu Şiir!


“İNSANLAR İHANETE TUTSAK” Diyerek Yeniden Merhaba…


Dost Okurlarımdan Kısa Bir Süre İzin İstiyorum.


Sadece İnsan Olmak!


Annemin de Başını Ezerler mi?

Takvim

Pt Sl Çr Pr Cm Ct Pz
1234567
891011121314
15161718192021
22232425262728
2930
info@bursabagimsiz.info.tr

Bursa Bağımsız adlı, www.bursabagimsiz.info.tr adresinde yayınlanan işbu web sitesi içerisinde yayınlanan yazınsal ve görsel içeriğin her hakkı saklıdır.

Site içerisinde Güler Buğday dışında yazınsal ve görsel içeriği yayınlanan konuk yayıncıların eserlerinin her türlü hukuksal sorumluluğu konuk yayıncıya aittir. Güler Buğday işbu içerikten ötürü sorumlu tutulamaz.

Copyright © 2024 Bursa Bağımsız