İletilerinizi bekliyorum...

gulerbugday113@gmail.com

Facebook

    (Güler Buğday)

Twitter

    twitter.com/gulerbugday

 

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI

25 Kasım 2015 Çarşamba, 16:29

Cumhuriyeti kuran parti, artık laik cumhuriyeti yıkanlara, tek adam diktasını dayatanlara ve korku imparatorluğu yaratanlara engel olamıyor!

Bursa Bamsz | letiim | zgemiim | Kitaplarm | Hakkmda Yazlanlar | Animasyonlu iirler

Ana Menü

» Ana Sayfa

» Haberler

» Yazılarım

» Yazarlar

» İletişim

» Künye

» Bize Yazın

» Bağlantılar

ATATÜRK Diyor Ki;

Ne kadar zengin ve müreffeh olursa olsun, istiklâlden mahrum bir millet, medenî insanlık karşısında uşak olmak mevkiinden yüksek bir muameleye lâyık sayılamaz.

YAZAR YAZI

Başkanlık sistemini olmuş sayabiliriz!

Başkanlık sistemini olmuş sayabiliriz!

10 Mayıs 2012 Perşembe, 09:59

Ruhat Mengi/VATAN

Milletvekillerinin “etik” öğrenmesi gereğinden sonra galiba sıra “parlamenter sistem ve demokrasi” derslerine geldi, TBMM Başkanı Cemil Çiçek bunun için de bir girişim başlatsa iyi olacak. Baksanıza Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ “başkanlık sistemi” tartışmasını başlatmak üzere konuya balıklama dalarak “zaten bizimkine parlamenter sistem denmez, gerçek anlamda ‘yasama ve yürütme’nin birbirine karşı bağımsız olduğu başkanlık sistemini tartışmak gerekir (Ö) Bana göre mevcut sistemler arasında denetimin en etkin yapılmasına izin veren sistem başkanlık sistemidir. Bizim sistemde iktidar yetkisini kullananlar vatandaşa hesabını tam verebiliyor mu, onu da yapamıyor” dedi..

Tabii Bekir Bozdağ yeni anayasa için kurulan Uzlaşma Komisyonu’nun üyesi olmadığı halde konuştuğu için MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural’ın “maydanoz oluyor” tepkisiyle karşılaştı, Devlet Bahçeli de “başkanlık sistemi bize uygun değil” dedi ama aslında Bozdağ’ın söyledikleri çok önemli.. Her cümlesini tek tek açıklaması gerekecek kadar önemli.. Gerçi bu “tartışma başlatıldı, tartışılıyor” gibi laflar da komik artık, hangi konunun “kesinlikle, kim ne derse desin gerçekleşmesine karar verilince” birkaç kişi ortaya bu tür bir konuşmayla çıkıyor. Sanki tartışılıyormuş (veya bir şey değişebilirmiş) gibi birkaç kişi de kendini paralayarak gümbürtüye katılıyor, kısacık süre sonra bir bakıyorsunuz “oldu da bitti maşallah” gerçekleşivermiş.

YOKSA TARTIŞMAMALI MI?

Şimdi “gerçekleşecekler” sırasında başkanlık sistemi var (Tarhan Erdem de “başkanlık sistemi gelmeden Erdoğan cumhurbaşkanı olmaz” dedi ki öyle zaten), eyaletlere bölünme var, bu kadar ciddi bir konuda dil sürçmesi kabul edilemeyeceğine (bugüne kadar da hiç böyle bir sürçme yaşanmadığına) göre bir süre sonra tekrarlanabilecek “tek din” konusu var, kararlaştırılmış, bitmiş çok şey var yani.. Acaba bu tartışmalara katılmayıp tarihe “ama o konu toplumda da tartışılmıştı” diye geçmemesini mi sağlamak gerekir diye düşünüyor insan.

Yine de Bekir Bozdağ’ın “kendi sözlerini açıklaması için” birkaç satır yazmak isterim.. Başkanlık sisteminde yasama(Meclis) ve yürütme (hükümet) birbirine karşı bağımsızmış, bu nedenle birbirini frenleyen-denetleyen bir mekanizma oluyormuş, söylenen bu..

MECLİS, HÜKÜMETİ DENETLEMEZ

Yani bize başkanlık sistemi gelir gelmez hemen “AKP çoğunluğunun birçok konuda muhalefet partilerini takmadan ‘milli irade istedi, halkım istedi’ diyerek tek başlarına aldıkları kararlar, çıkardıkları yasalar” bitecek. Ve sonra AKP’li Meclis ile AKP hükümeti birbirlerini denetleyecek, mesela başında Abdullah Gül’ün olduğu hükümete (Erdoğan başkan olacağına göre), başında Cemil Çiçek’in olduğu parlamento “yanlış yapıyorsunuz” diyecek. Oooldu!

Gerçek demokrasinin yaşandığı ülkelerde “başkanlık sistemine filan gerek kalmadan” parlamentolar hükümetleri denetleyebilir. Hükümetin bir yanlışında muhalefet partileri de, kendi milletvekilleri de karşı çıkar, dürüstçe bir tartışma yaşanır ve yanlıştan dönülür. Dönülmezse bu kez devreye..

YÜKSEK YARGI VE ‘ÇELME’..

Evet bu kez devreye yüksek yargı, mesela “BAĞIMSIZ” anayasa mahkemeleri girer, onların görevi de budur, denetlemeyi yapar, yanlışı durdururlar. Eğer Bekir Bozdağ ve partisi “denetim”i bu kadar istiyorlarsa, “vatandaşa hesap veremiyoruz” diye üzülüyorlarsa o zaman; özellikle bugünkü gibi “dediğim dedik” bir tek parti döneminde “yargının bağımsızlığı”nın denetim açısından önemini bilerek siyasallaşması için uğraşmazlardı... Bırakın Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu’ndan başlayarak tüm yargıyı “iktidarın kontrolü altına” almayı, Anayasa Mahkemesi’nin başına “AYM’nin görevi milletin iradesini temsil edenlere çelme takma yeri değildir” diyen (ve örneğin “muhalefet partilerinin de milletin iradesini temsil ettiğini, AYM’nin görevinin o temsilcileri denetlemek olduğunu” bilmeyen ve yağ çeken) biri başkan olarak orada kalamazdı.

MİLLETİN İRADESİ VEKİLİNİ SEÇEMİYOR..

Ve öte yanda.. İktidar partisinin “Parlamenter sistem şöyle, böyle” diye demokratik sistem tartışacak veya milletin iradesinden söz edecek hakkı zaten yoktur.. Milletin kendi vekilini seçmesine izin verilmez, vekilleri “millet yerine genel başkanlar” seçerse ve o vekiller tekrar seçilebilmek için genel başkanın “emir eri” durumunda olursa ona ne demokrasi denir, ne parlamenter sistem.. Bal gibi “padişahlık”tır adı.. Ve bu kesinlikle ülkenin dış politikasına da yansıyacak, kimselere hesap verilmeyen bir dış politika ortaya çıkacaktır bence..

Birkaç satır dedim bakın yine nasıl uzadı, bitireyim; bağımsız yargının olmadığı, milletvekilinin özgür olmadığı yerde başkanlık sistemi zaten felaketle biter. Ama Başbakan veya Yardımcısı uygun görüyorsa biz yanılıyoruz demektir.. Şimdiden alışalım; “haklısınız Başkan, siz nasıl emrederseniz”.. Aynen Hakan Şükür’ün dediği gibi!


*****


Bu da bir tür vahşettir!

Üzerinden biraz zaman geçti, hemen yazamadım ama yazmadan geçemeyeceğim bir konu bu..

Uluslar arası estetik cerrahi kongrelerine çoğu kez “Türkiye’den tek isim” olarak davet edilen ünlü plastik cerrah Prof. Dr. Onur Erol sanıyorum şu sıralar halen ABD’de yapılan bir kongrede.. Gitmeden önce bana gönderdiği ‘Fazıl Say’la ilgili mektupta ona ve aynı sorunu yaşayan binlerce çocuğa, gence, aileye yapılan (benim de haberi ilk duyduğumda fena halde öfkelendiğim) büyük bir saygısızlığı anlatıyor. Dudak yarıklarıyla ilgili ameliyatlar yapan ve maddi durumu yetersiz ailelerin çocuklarını kurduğu vakıfla parasız ameliyat eden Onur Erol 22 Nisan’da İtalya’daki bir kongreye giderken yolda okuduğu gazetede görmüş bu haberi ve çok etkilenmiş.

ALLAH’A İNANANLAR..

Konu Twitter’da Fazıl Say’ın 7000 kişi tarafından saldırıya uğraması.. Okuyanlar hatırlayacaktır, saldırı da Say’a utanmazca, acımasızca “yamuk dudaklı” denmişti. Dr. Onur Erol ise; “Fazıl Say’ın dünya çapında bir sanatçı olduğunu, doğuştan ‘halk arasında tavşan dudak denilen özür’ le dünyaya geldiğini, bunun kendi tercihi olmadığını” söyledikten sonra “Ne acıdır ki bu saldırıyı Allah’a inananlar yapmaktadır oysa insanları Allah yarattığına göre ne büyük günah işlediklerinin farkında değiller mi acaba? Bu saldırı binlerce dudak-damak yarıklı çocuğa da yapılmıştır. Öte yanda Fazıl Say büyük bir sanatçı olarak dudak-damak yarıklı çocukların aileleri için -inandırıcılık açısından-adeta bir ışık gibi teselli simgesi olmuştur. Bu acımasız saldırı Türk milletine hiç yakışmadı” diyor.

Ben bu tür bir vahşiliği, acımasızlığı yapacak kadar gözü dönmüş olanların dinen de asla bağışlanmayacağına, böyle kötü insanların Allah’ın adını anmamaları gerektiğine inanıyorum. O 7000 kişide biraz utanma olsa özür dilerlerdi, Dr. Erol’un dediği gibi; yaptıkları büyük bir utançtır bu toplum için!

Yazarlar

AKP ‘darbeyi’ kapatacak

25 Ekim 2016 Salı, 12:14


AKP ‘suç ortağı' arıyor

Mustafa Ünal /ZAMAN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:28


Koalisyona ‘derin devlet’ dokunması!

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Haziran 2015 Cuma, 09:21


Cumhurbaşkanı azınlık hükümetini engelleyemez

Erhan BAŞYURT/BUGÜN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:16


Ya Koalisyon ya Başkanlık...

Eren Erdem/YURT

12 Haziran 2015 Cuma, 08:58


Kırılma noktası!

Güngör Mengi/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:45


AK Parti’yi Kürtler neden terk etti?

İbrahim Kiras/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:42


Ali İsmail…

Bekir Coşkun - Sözcü

23 Ocak 2015 Cuma, 09:34


Bu memleketi çiftliğiniz mi sandınız?

Mehmet Kamış/ZAMAN

14 Ocak 2015 Çarşamba, 09:39


Charlie’ye saldırı Bursa’da protesto edildi

Can Ertan /HABER

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:57


Kobane'den Paris'e emperyalizm ve laiklik

Özgür Şen

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:17


AKP’nin IŞİD çıkmazı

Hüseyin ALİ/Özgür Gündem

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:10


Siyasi etik yasası çıkarılmalı

Serpil Çevikcan/Milliyet

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:37


MİT’in sicili

Gültekin AVCI/BUGÜN

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:17


İslamofobi ve provokasyon

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:11


Seçimi böyle kazandık: “VİCDANEN RAHATSIZIM”

Hüseyin Özay/Taraf

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:32


AKP’nin erkek aklı özgür kadından korkuyor

Zilar STÊRK/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:25


Barışı, ancak özgürlükler besler

Hüda KAYA/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:14


Bilim siyasetin elini öptüğünde...

Cüneyt Ülsever/YURT

11 Ocak 2015 Pazar, 10:19


Sabri Uzun da “cadı avı”na katıldı

Nazlı Ilıcak /BUGÜN

11 Ocak 2015 Pazar, 10:18

Son 20 Yazım

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI


AHMET İSVAN, CUMHURİYET ÇINARI VE EFSANE BAŞKAN


GERÇEK VE NAMUSLU SOLCULAR GÖREV YİNE SİZE DÜŞTÜ.


ÇARŞAFI ÇIKARDI, PEÇEYİ ATTI VE GÖZLERİNİ YUMDU!..


12 Eylül Faşizmi unutuldu mu?


Yıllar önce Yasin El Kadı'yı yazmış ve uyarmıştım:KEFİL OLANA KEFİL MİSİNİZ ?


Yıllar önce yazmışım \\\\\'ÇANKAYA SIRAT KÖPRÜSÜ!\\\\\'


Tüm Dostlara Teşekkür…


Erdoğan, haysiyet cellatlığı yapıyor: Bağırdıkça korkuttuğunu, hakaret ettikçe sindirdiğini sanıyor!


Gülen Cemaatinin ‘Altın Nesil’ hedefi:


Endişeliyiz, Kaygılıyız, Hatta Kırgın ve Öfkeliyiz, Ancak Çözümsüz ve Umutsuz Değiliz...


Ülkelerin ve Toplumların Uygarlığı Çocuklarına Yaptığı Yatırımla Anlaşılır.


Kardeşlik Kanla, Barış Sözle Olmaz...


Sayın Başbakan, ‘Marjinal’ değilim ama isyanlardayım


CHP Milletvekilleri Gezi’de Gökkuşağı çocuklarının yanında…


Çapulcu Halkın Okuduğu Şiir!


“İNSANLAR İHANETE TUTSAK” Diyerek Yeniden Merhaba…


Dost Okurlarımdan Kısa Bir Süre İzin İstiyorum.


Sadece İnsan Olmak!


Annemin de Başını Ezerler mi?

Takvim

Pt Sl Çr Pr Cm Ct Pz
1234567
891011121314
15161718192021
22232425262728
2930
info@bursabagimsiz.info.tr

Bursa Bağımsız adlı, www.bursabagimsiz.info.tr adresinde yayınlanan işbu web sitesi içerisinde yayınlanan yazınsal ve görsel içeriğin her hakkı saklıdır.

Site içerisinde Güler Buğday dışında yazınsal ve görsel içeriği yayınlanan konuk yayıncıların eserlerinin her türlü hukuksal sorumluluğu konuk yayıncıya aittir. Güler Buğday işbu içerikten ötürü sorumlu tutulamaz.

Copyright © 2024 Bursa Bağımsız