İletilerinizi bekliyorum...

gulerbugday113@gmail.com

Facebook

    (Güler Buğday)

Twitter

    twitter.com/gulerbugday

 

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI

25 Kasım 2015 Çarşamba, 16:29

Cumhuriyeti kuran parti, artık laik cumhuriyeti yıkanlara, tek adam diktasını dayatanlara ve korku imparatorluğu yaratanlara engel olamıyor!

Bursa Bamsz | letiim | zgemiim | Kitaplarm | Hakkmda Yazlanlar | Animasyonlu iirler

Ana Menü

» Ana Sayfa

» Haberler

» Yazılarım

» Yazarlar

» İletişim

» Künye

» Bize Yazın

» Bağlantılar

ATATÜRK Diyor Ki;

Milli egemenlik öyle bir nurdur ki, onun karşısında zincirler erir, taç ve tahtlar batar, mahvolur. Milletlerin esirliği üzerine kurulmuş müesseseler her tarafta yıkılmaya mahkumdurlar.

YAZAR YAZI

Habercilik: Bir algı yaratma tekniği

Habercilik: Bir algı yaratma tekniği

08 Mayıs 2012 Salı, 07:20

M. Ender ÖNDEŞ /Özgür Gündem

Sanırım 10-12 yıl oluyor; şimdi emin değilim ama sanırım kahvaltıdaydım, sırtım televizyona dönüktü ve haber programı vardı. Birden sunucu, bir “son dakika” haberine geçti ve aynen şu sözleri söyledi: “Genç futbolcu Emre Belözoğlu, bir trafik kazası geçirdi.” Bir an, “Hay Allah ne oldu acaba” diyecektim ki, haber devam etti ve öğrendik ki, Emre, arabasıyla bir yurttaşa çarpmış ve ölümüne neden olmuş. Yani Emre “kaza” geçirmemiş aslında; kazaya uğrayan kişi, Kadir Çetin, karşıdan karşıya geçmek isteyen bir yurttaş.

Bu, bir habercilik refleksi ve biçimidir. Haberci, Kadir Çetin isimli bir kişinin ölümünün kimsecikleri ilgilendirmediğini düşündüğü için Emre’yi öne çıkarmaktadır; işin doğrusu ölen kişi haberciyi de ilgilendirmemektedir. Bu, “Sevgili seyirciler, şimdi size iyi bir haberimiz var; soğuk hava dalgası yarından itibaren doğuya doğru kayacak” diyen bir habercilik anlayışının başka türlü bir tezahürüdür.

Bu kadarı masum belki; ya da işte ne kadar masumsa o kadar masum; biraz bilinçaltına kaçırmak gibi bir şey! Ama tümü böyle değil. Genel olarak habercilik, algı yaratan, algı biçimlendiren bir iş. Bir haberi nasıl verdiğinize, haberleri nasıl art arda ya da yan yana işlediğinize bağlı olarak okuyucuda/seyircide algı yaratırsınız.

Örneğin BDP’nin herhangi bir konuyla ilgili herhangi bir açıklamasının hemen yanına bir “şehit” haberi iliştirmek, bu ülkede vatani bir vazifedir. Böylece yurttaşa “Bakın bunlar şu konuda böyle demiş ama sen onu bırak buraya bak” demiş olursunuz.

Yüz binlerce kişilik görkemli bir miting mi yapılmış? Muhabir çeker çekmesine ama aslında o görkemi yansıtan fotoğrafların değil kıyıda köşedeki birkaç marjinal olayın yayınlanacağını bilir; çünkü yalakalığı meslek edinmiş gazete patronu, o görkemin iktidar sahiplerini rahatsız edeceğini bilir.

Bir madende ya da inşaatta on işçi ölüp gitmişse ya da, önce “bu ne rezalet” demek adettendir; ne kadar dalkavuk olursanız olun, ilk gün böyle vermezseniz hakikaten ayıp olur. Sonra, ertesi gün, sıra Çalışma Bakanı’nın şovuna gelir. Gelir, esip gürler; kendisi İspanya konsolosuymuş gibi bu olayın bir skandal olduğunu söyler, vs... Sonra? Sonrası unutma faslıdır. İşi uzatıp fazla derine inmenin alemi yok; neticede hepimiz aynı gemideyiz canım!

Yalanı parlatıp, gerçeği soldurmak... En sağlam teknik budur. Sivri olan akılda kalır! Adama “peruk kullanıyor” demişseniz örneğin, ertesi gün sırma saçlı olduğunu doktor raporuyla kanıtlasa ne olur ki? Kahve masasındaki algı için artık o “kel”dir, o kadar! Gitsin derdini Marko Paşa’ya anlatsın!

1 Mayıs 77 üzerine başlatılan kampanya konusunda tam da bu yüzden hiç kibarlık etmeye gerek yok. Bu, asla kişisel bir şey değil, tam tamına bir “algı yaratma” operasyonudur ve sübjektif olarak da masum değildir. “Üzerinde çalışılmış” bir hamledir. Tam da 2 Mayıs günü, DİSK başkanının dediği gibi Taksim’den yükselen sesin şiddeti artmaya başlamışken oldu her şey. Daha da açık söylemek gerekirse burada 1 Mayıs 1977’de ne olduğu ne olmadığı tartışması da aslında önemli değildir. Bu anlamda, “hayır öyle değil böyledir” diyenlerin (bu satırların yazarı dahil) tartışma alanına çekilmiş olması bile aslında yapılan psikolojik savaş hamlesinin bir başarısıdır. Şu şunu yapmış, öyle değil de böyleymiş derken bile artık boş laf edilmektedir, çünkü mesele eski Diyarbakır milletvekili Hasan Değer’in ünlü hikayesine benzemektedir. Kürsüde küfrettiği için “sözünü geri almaya” çağıran oturum başkanına Değer’in verdiği cevap şöyledir: “Alayım ama laf da gideceği yere gitti!”

Sonuçta, laf gideceği yere gitmiştir... Kahve masasındaki algı, ilk ortaya atılan “sivri” cümleyle biçimlenir, sonradan yapılan “düzeltme”lerle değil. Gayet açık, şu anda, bu ülkede bir provokasyonla 40 kişi öldürülse, kahve algısı, “birbirlerini öldürmüşlerdir” şeklinde olacaktır; bu, “atomun parçalanmasından daha zor” bir sabitlikle yerleşmiştir. Taraf gazetesi, son derece açık bir biçimde bu fesatın merkezi olmuş, bu algının inşasında bilerek ve isteyerek yer almıştır.

Bu kontra operasyona hâlâ “İsrafil’in suru” adını vermek isteyen varsa keyfi bilir, bu ülkede polis operasyonlarına eksantrik isimler uydurmak adettir; ama yine de işin içine melek isimlerini karıştırmamakta yarar var. Tanrı, Berktay’a özel bir vazife vermiş olsaydı, bunu kendisi tebliğ etmeyi tercih ederdi herhalde...

Yazarlar

AKP ‘darbeyi’ kapatacak

25 Ekim 2016 Salı, 12:14


AKP ‘suç ortağı' arıyor

Mustafa Ünal /ZAMAN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:28


Koalisyona ‘derin devlet’ dokunması!

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Haziran 2015 Cuma, 09:21


Cumhurbaşkanı azınlık hükümetini engelleyemez

Erhan BAŞYURT/BUGÜN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:16


Ya Koalisyon ya Başkanlık...

Eren Erdem/YURT

12 Haziran 2015 Cuma, 08:58


Kırılma noktası!

Güngör Mengi/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:45


AK Parti’yi Kürtler neden terk etti?

İbrahim Kiras/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:42


Ali İsmail…

Bekir Coşkun - Sözcü

23 Ocak 2015 Cuma, 09:34


Bu memleketi çiftliğiniz mi sandınız?

Mehmet Kamış/ZAMAN

14 Ocak 2015 Çarşamba, 09:39


Charlie’ye saldırı Bursa’da protesto edildi

Can Ertan /HABER

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:57


Kobane'den Paris'e emperyalizm ve laiklik

Özgür Şen

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:17


AKP’nin IŞİD çıkmazı

Hüseyin ALİ/Özgür Gündem

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:10


Siyasi etik yasası çıkarılmalı

Serpil Çevikcan/Milliyet

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:37


MİT’in sicili

Gültekin AVCI/BUGÜN

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:17


İslamofobi ve provokasyon

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:11


Seçimi böyle kazandık: “VİCDANEN RAHATSIZIM”

Hüseyin Özay/Taraf

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:32


AKP’nin erkek aklı özgür kadından korkuyor

Zilar STÊRK/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:25


Barışı, ancak özgürlükler besler

Hüda KAYA/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:14


Bilim siyasetin elini öptüğünde...

Cüneyt Ülsever/YURT

11 Ocak 2015 Pazar, 10:19


Sabri Uzun da “cadı avı”na katıldı

Nazlı Ilıcak /BUGÜN

11 Ocak 2015 Pazar, 10:18

Son 20 Yazım

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI


AHMET İSVAN, CUMHURİYET ÇINARI VE EFSANE BAŞKAN


GERÇEK VE NAMUSLU SOLCULAR GÖREV YİNE SİZE DÜŞTÜ.


ÇARŞAFI ÇIKARDI, PEÇEYİ ATTI VE GÖZLERİNİ YUMDU!..


12 Eylül Faşizmi unutuldu mu?


Yıllar önce Yasin El Kadı'yı yazmış ve uyarmıştım:KEFİL OLANA KEFİL MİSİNİZ ?


Yıllar önce yazmışım \\\\\'ÇANKAYA SIRAT KÖPRÜSÜ!\\\\\'


Tüm Dostlara Teşekkür…


Erdoğan, haysiyet cellatlığı yapıyor: Bağırdıkça korkuttuğunu, hakaret ettikçe sindirdiğini sanıyor!


Gülen Cemaatinin ‘Altın Nesil’ hedefi:


Endişeliyiz, Kaygılıyız, Hatta Kırgın ve Öfkeliyiz, Ancak Çözümsüz ve Umutsuz Değiliz...


Ülkelerin ve Toplumların Uygarlığı Çocuklarına Yaptığı Yatırımla Anlaşılır.


Kardeşlik Kanla, Barış Sözle Olmaz...


Sayın Başbakan, ‘Marjinal’ değilim ama isyanlardayım


CHP Milletvekilleri Gezi’de Gökkuşağı çocuklarının yanında…


Çapulcu Halkın Okuduğu Şiir!


“İNSANLAR İHANETE TUTSAK” Diyerek Yeniden Merhaba…


Dost Okurlarımdan Kısa Bir Süre İzin İstiyorum.


Sadece İnsan Olmak!


Annemin de Başını Ezerler mi?

Takvim

Pt Sl Çr Pr Cm Ct Pz
1234567
891011121314
15161718192021
22232425262728
2930
info@bursabagimsiz.info.tr

Bursa Bağımsız adlı, www.bursabagimsiz.info.tr adresinde yayınlanan işbu web sitesi içerisinde yayınlanan yazınsal ve görsel içeriğin her hakkı saklıdır.

Site içerisinde Güler Buğday dışında yazınsal ve görsel içeriği yayınlanan konuk yayıncıların eserlerinin her türlü hukuksal sorumluluğu konuk yayıncıya aittir. Güler Buğday işbu içerikten ötürü sorumlu tutulamaz.

Copyright © 2024 Bursa Bağımsız