İletilerinizi bekliyorum...

gulerbugday113@gmail.com

Facebook

    (Güler Buğday)

Twitter

    twitter.com/gulerbugday

 

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI

25 Kasım 2015 Çarşamba, 16:29

Cumhuriyeti kuran parti, artık laik cumhuriyeti yıkanlara, tek adam diktasını dayatanlara ve korku imparatorluğu yaratanlara engel olamıyor!

Bursa Bamsz | letiim | zgemiim | Kitaplarm | Hakkmda Yazlanlar | Animasyonlu iirler

Ana Menü

» Ana Sayfa

» Haberler

» Yazılarım

» Yazarlar

» İletişim

» Künye

» Bize Yazın

» Bağlantılar

ATATÜRK Diyor Ki;

Milli egemenlik öyle bir nurdur ki, onun karşısında zincirler erir, taç ve tahtlar batar, mahvolur. Milletlerin esirliği üzerine kurulmuş müesseseler her tarafta yıkılmaya mahkumdurlar.

YAZAR YAZI

Uluslararası sözleşme ve lisede evlilik!

Uluslararası sözleşme ve lisede evlilik!

03 Mayıs 2012 Perşembe, 10:54

Ruhat Mengi/VATAN

Dünkü yazım; “Milli Eğitim Bakanlığı’nın yenilediği lise yönetmeliğinde “liseye devam ederken evliliğe izin verilmesi” ile ilgili değişiklik de “iktidarın kendi görüşünü eğitime, gençliğe empoze etmesi”dir. Çocuk yaşta evlilik sorunu zaten mevcut olan bir ülkede bunu teşvik etmek, evlilik yaşını 15-16’ya çekmektir. Ama bir şeyi unutmuşlar; altına imza attıkları “Uluslararası Çocuk Hakları Sözleşmesi”ni.. Bu sözleşmeye göre “18 yaş altı” çocuk sayılır ve sözleşme onları bağlar, engeller” diye bitmişti, devam ediyorum.

EVLENMEK İSTEYEN YÜZBİNLER Mİ VAR?

Ülkenin her sorunu bitti, mesela her gün içimiz çekilerek, işkence yaşayarak baktığımız “kadın cinayetleri, tecavüzleri, çocuk tecavüzleri” bitti, hepsine çözüm üretildi ve önlendi de sıra geldi lise öğrencilerine “okurken evlenme izni”ne.. Sormak lazım, şimdi durup dururken, zaten 21’inci yüzyılda hala küçücük kızların okuldan alınarak veya hiç okutulmayarak “dedesi yaşında adamlara (utanmadan) başlık parasıyla satıldığı” ülkede nereden çıktı bu? Binlerce lise öğrencisi “evlenmek isteriz yoksa okumayız” filan diye tutturdu da milletin haberi mi yok?

Ve bu ne tesadüftür ki tam da eğitim yasasında yapılan ilk ve orta öğretimin “4+4+4” şeklinde yıllara bölünmesi, buna da tüm sivil toplum kuruluşlarının “kız çocukların eğitimden çekilip erken evlendirilmesine neden olur” tepkisi verdikleri değişiklikten sonra ortaya çıkıyor bu “evliliğe izin” hikayesi.. Yani ne olursa olsun kızlar evlenmeli, okusa da aynı zamanda evlenmeli ki eve çekilebilsin, mesele bu mu?

İMZALADIĞIN ANDA DEĞİŞTİRMELİSİN

Okurlarımızın da yorumlarında belirttiği gibi; Türk Medeni Kanunu’nda evlenme yaşı 17’dir, ailenin rızası ve mahkeme kararı ile 16 olabiliyor. Diğer tarafta ise “18 yaş altı çocuktur” diyen ve Türkiye’nin imzalayarak taraf olduğu “Uluslararası Çocuk Hakları Sözleşmesi” var. Bu sözleşmeleri imzalayan ülke derhal iç hukuk kurallarını uluslararası sözleşmeye uygun hale getirmek zorunda.. Anayasa’nın 90’ıncı maddesi de “ikisi arasında çelişki varsa uluslararası sözleşme kuralı uygulanır” diyor.

Tüm bu şartlar, maddeler ortada dururken hiçbirini göz önüne almadan “lisede okurken, yani 15-16 yaşında evlilik izni”ni hiç kimse çıkaramaz. Ama tabii artık Türkiye’de “olmaz” diye bir şey yok, “ben yaptım oldu” var.. Ta ki birileri yasanın “uluslararası sözleşmeye aykırı” olduğunu söyleyerek dava açana ve hala olmuyorsa sonunda AİHM’ne gidene kadar..

İLKÖĞRETİME DE İNER..

Adana’dan uzun süredir israrla yazan Ali Can isimli ve kendini “dinler tarihini yutmuş bir vatandaş” olarak tanımlayan okurumuz da birçok din bilimcinin üzerinde durduğu “Hz. Peygamber’in Hz. Ayşe ile küçük yaşta evlenmesi”nden söz ederek “Hz. Muhammed’in hayatı okutulduğunda küçücük yaşta kızların evlenmesine ‘sünnet gereği caiz’ denilecek ve dedeler 10 yaşında kızlara saldıracaklar” diyor.

O’nun muhteşem hayat hikayesinin içinden (ki yapılan yabancı filmlerde bile asla bu konulara değinilmemiştir) bu noktanın çekilip yanlış anlatılması ihtimalinden yazılarımda söz etmiş, “bir yaşlı çocuk tecavüzcüsüyle ilgili olarak utanmadan bu örneği verenlerin çıkması üzerine” TV programımda da ülkenin önemli din bilimcilerine uzun uzun anlattırmıştım. “Hz. Ayşe’nin evlendiğinde 17 yaşında olduğunu, birçok bilginin bunu ortaya koyduğunu” açıklamışlardı. Gerçekten de Kur’an’daki “kadınlarla ilgili bazı ayetler”, eğer hadislere de yer verilecekse onların çoğu ve bu gibi konular çok uzman din profesörleri tarafından anlatım gerektiriyor. Aksi takdirde okul öğrencilerinin kafasının fazlasıyla karışması, daha ortaokul çağında erkek öğrencilerle kızlar arasına “evlilik düşüncesi”nin girmesi işten bile olmayacak.

Lisede bu düşüncenin kafalarına girmesine neden gerek görüldüğünü tartışırken birden kendimizi ilköğretimde aynı tartışmanın içinde bulabiliriz, Bence zaten sıra ona da gelecektir ama söylemiş olayım.


*****


TV’de yalan moda oldu!

Açıkçası artık televizyonda tartışma programı izlemiyorum ben, söylenen yalanlardan, siyasi partilere taraf kişilerin (ki aralarında “sıfır bilgi, bol palavra” olanların, dün ortaya çıkıp bugün “cehaletleriyle yarışan ukalalıkları”yla siyaset bilimcilere dudak uçuklatanların sayısı az değil) boğaz damarlarını patlatırcasına seçim propagandası yapar gibi rakip partileri sıvamasından ve dahi sonunda kendileri de utanıp özür filan dilemelerinden midem kalkıyor, Gastrit’im azıyor.. Televizyonculuk buysa isteyen izlesin, bana göre değil.

Bana göre hele de konuşan bir gazeteci ise; “ne olursa olsun gerçeklerden ve somut verilerden sapmamak, eleştiri sınırlarını aşmamak, söylediklerinizi ispatlamanız istense bunu yapabilecek durumda olmak” gerekir bir tartışma programında.. Yani örneğin, durup dururken, birilerine yaranacağım, gözlerinde puan kazanacağım diye, ekran gücü elinizde diye ülkenin ana muhalefet partisine “aralarında dindarlara karşı, namaza, oruca, camiye tahammül edemeyen insanlar var, vs” yaftası yapıştıramazsınız.

‘TANIDIKLARIN’ YETMEZ!

Bunu yaptıktan sonra “işte benim böyle tanıdıklarım var, biliyorum yani” benzeri bir açıklama yapmanız yeterli sayılamaz, bir veya birkaç tanıdığınız böyle düşünüyorsa bile bu size (hangisi olursa olsun) bütün bir partiyi ekranlardan karalama hakkı veremez. Bugüne kadar Türkiye’de hiç kimse böyle insanlara rastlamadı ama (madem ki şimdi sıra buna da gelmiştir) kimin “camiye tahammülü yoksa” o anda isim vererek kanıtlamanız gerekir. “İzmir’de miting yaparken Cuma namazına gidenler yüzünden miting durdu” gibi gereksiz ve dinen de çok yanlış alaylara -ironi değildir bu düpedüz alay- izin verilmemesi gerekir.

Biz de program yaptık, “orada bulunmayan hiç kimse hakkında karalama yapılmasına”, orada “konuk olanlara masadaki birileri tarafından hakaret edilmesine” tek bir kez bile izin vermedik. Hangi parti “eleştirilecek bir hata yapmışsa” o partiyle ilgili tartışma yürüttük, evrensel demokrasi ve gazetecilik kurallarına dikkat ettik, gazetecilik budur. (Ama tabii uygulamalar iktidar partisi tarafından yürütüldüğü için her dönemde doğal olarak en çok iktidar eleştirilir. Şimdilerde “iktidar sözcülüğü”ne gazetecilik deniyor).

BİR GAZETECİ BUNU NİYE YAPAR?

Allahtan “Demokrat Parti ve Adalet Partisi” kökenli bir ailede yetiştim de bunları rahatça yazıyorum, yoksa bana da “başka bir partinin etiketini” yapıştırmakta gecikmezlerdi.. Neyse, benim bünyem kaldırmıyor izlemiyorum ama izleyenler haber veriyorlar. Salı akşamı yakın bir arkadaşım geç saatte arayarak Beyaz TV’de “Acı Kahve” programında benden “acı acı” söz edildiğini bildirdi.

Acı acı, çünkü eğer söylenen doğruysa 5 yıl boyunca yaptığım, reyting rekorları kırdığı herkes tarafından bilinen ama sonra “ileri demokrasi” gelince birçok başarılı program gibi kaldırılıveren Her Açıdan için “kuyruklu bir iftira”yı içeriyor. Bu iftiranın kendisiyle hiçbir olumsuz olay yaşamadığım, bir kez karşılaşma dışında da tanımadığım “bir kadın gazeteciden” geliyor olması daha da garip. Aslına bakarsanız “kadın”ı da bırakın “bir gazeteci”nin “birçok meslektaşı hakkında” bütün o yalanları söyleyebilmesi çok garip.. Ne uğruna insan bunu bile göze alır ki? (Yarın devam edeceğim. Meğer “programım ve ben” neymişiz de haberimiz yokmuş!)

Yazarlar

AKP ‘darbeyi’ kapatacak

25 Ekim 2016 Salı, 12:14


AKP ‘suç ortağı' arıyor

Mustafa Ünal /ZAMAN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:28


Koalisyona ‘derin devlet’ dokunması!

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Haziran 2015 Cuma, 09:21


Cumhurbaşkanı azınlık hükümetini engelleyemez

Erhan BAŞYURT/BUGÜN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:16


Ya Koalisyon ya Başkanlık...

Eren Erdem/YURT

12 Haziran 2015 Cuma, 08:58


Kırılma noktası!

Güngör Mengi/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:45


AK Parti’yi Kürtler neden terk etti?

İbrahim Kiras/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:42


Ali İsmail…

Bekir Coşkun - Sözcü

23 Ocak 2015 Cuma, 09:34


Bu memleketi çiftliğiniz mi sandınız?

Mehmet Kamış/ZAMAN

14 Ocak 2015 Çarşamba, 09:39


Charlie’ye saldırı Bursa’da protesto edildi

Can Ertan /HABER

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:57


Kobane'den Paris'e emperyalizm ve laiklik

Özgür Şen

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:17


AKP’nin IŞİD çıkmazı

Hüseyin ALİ/Özgür Gündem

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:10


Siyasi etik yasası çıkarılmalı

Serpil Çevikcan/Milliyet

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:37


MİT’in sicili

Gültekin AVCI/BUGÜN

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:17


İslamofobi ve provokasyon

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:11


Seçimi böyle kazandık: “VİCDANEN RAHATSIZIM”

Hüseyin Özay/Taraf

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:32


AKP’nin erkek aklı özgür kadından korkuyor

Zilar STÊRK/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:25


Barışı, ancak özgürlükler besler

Hüda KAYA/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:14


Bilim siyasetin elini öptüğünde...

Cüneyt Ülsever/YURT

11 Ocak 2015 Pazar, 10:19


Sabri Uzun da “cadı avı”na katıldı

Nazlı Ilıcak /BUGÜN

11 Ocak 2015 Pazar, 10:18

Son 20 Yazım

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI


AHMET İSVAN, CUMHURİYET ÇINARI VE EFSANE BAŞKAN


GERÇEK VE NAMUSLU SOLCULAR GÖREV YİNE SİZE DÜŞTÜ.


ÇARŞAFI ÇIKARDI, PEÇEYİ ATTI VE GÖZLERİNİ YUMDU!..


12 Eylül Faşizmi unutuldu mu?


Yıllar önce Yasin El Kadı'yı yazmış ve uyarmıştım:KEFİL OLANA KEFİL MİSİNİZ ?


Yıllar önce yazmışım \\\\\'ÇANKAYA SIRAT KÖPRÜSÜ!\\\\\'


Tüm Dostlara Teşekkür…


Erdoğan, haysiyet cellatlığı yapıyor: Bağırdıkça korkuttuğunu, hakaret ettikçe sindirdiğini sanıyor!


Gülen Cemaatinin ‘Altın Nesil’ hedefi:


Endişeliyiz, Kaygılıyız, Hatta Kırgın ve Öfkeliyiz, Ancak Çözümsüz ve Umutsuz Değiliz...


Ülkelerin ve Toplumların Uygarlığı Çocuklarına Yaptığı Yatırımla Anlaşılır.


Kardeşlik Kanla, Barış Sözle Olmaz...


Sayın Başbakan, ‘Marjinal’ değilim ama isyanlardayım


CHP Milletvekilleri Gezi’de Gökkuşağı çocuklarının yanında…


Çapulcu Halkın Okuduğu Şiir!


“İNSANLAR İHANETE TUTSAK” Diyerek Yeniden Merhaba…


Dost Okurlarımdan Kısa Bir Süre İzin İstiyorum.


Sadece İnsan Olmak!


Annemin de Başını Ezerler mi?

Takvim

Pt Sl Çr Pr Cm Ct Pz
1234567
891011121314
15161718192021
22232425262728
2930
info@bursabagimsiz.info.tr

Bursa Bağımsız adlı, www.bursabagimsiz.info.tr adresinde yayınlanan işbu web sitesi içerisinde yayınlanan yazınsal ve görsel içeriğin her hakkı saklıdır.

Site içerisinde Güler Buğday dışında yazınsal ve görsel içeriği yayınlanan konuk yayıncıların eserlerinin her türlü hukuksal sorumluluğu konuk yayıncıya aittir. Güler Buğday işbu içerikten ötürü sorumlu tutulamaz.

Copyright © 2024 Bursa Bağımsız