İletilerinizi bekliyorum...

gulerbugday113@gmail.com

Facebook

    (Güler Buğday)

Twitter

    twitter.com/gulerbugday

 

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI

25 Kasım 2015 Çarşamba, 16:29

Cumhuriyeti kuran parti, artık laik cumhuriyeti yıkanlara, tek adam diktasını dayatanlara ve korku imparatorluğu yaratanlara engel olamıyor!

Bursa Bamsz | letiim | zgemiim | Kitaplarm | Hakkmda Yazlanlar | Animasyonlu iirler

Ana Menü

» Ana Sayfa

» Haberler

» Yazılarım

» Yazarlar

» İletişim

» Künye

» Bize Yazın

» Bağlantılar

ATATÜRK Diyor Ki;

Ne kadar zengin ve müreffeh olursa olsun, istiklâlden mahrum bir millet, medenî insanlık karşısında uşak olmak mevkiinden yüksek bir muameleye lâyık sayılamaz.

YAZAR YAZI

28 Şubat’ta asker sahiden darbe yapacak mıydı?

28 Şubat’ta asker sahiden darbe yapacak mıydı?

14 Nisan 2012 Cumartesi, 10:25

İsmet BERKAN / Hürriyet

MADEM 28 Şubat konuşuyoruz, konuşalım o zaman.
Önce kaba bir ayrım yapayım. Kasım 1996’da Refahyol hükümetine karşı asker hareketlenmeye başlayınca, Türkiye sanıldığı gibi ikiye bölünmedi. Aslında üçe bölündü.
Bir tarafta, askerin darbe dahil her türlü yolu kullanarak Türkiye’yi Refahyol’dan kurtarmasını isteyenler, bunu açık açık söyleyenler vardı. Medyada da vardı böyle düşünenler, siyaset dünyasında da, sözde ‘sivil’ toplum içinde de...
Onların karşısında, çok da sesi çıkamayan ama varlıklarını da koruyan demokrasi yanlıları, yani askerin hiçbir şart altında bu işlere karışmaması gerektiğini söyleyenler vardı. Evet, merkez medya dahil medyada da vardı bu görüşü dile getirenler, siyaset dünyasında da, ‘sivil’ toplum içinde de...
Ve bir de üçüncü kesim vardı, ki sanıyorum en çok onlar belirleyici oldu, askerin 12 Eylülvari bir darbe yapmasından, ‘irticanın kökü kazınana kadar’ iktidarı sivillere devretmemesinden, bir çeşit Baasçı rejimin oluşmasından, çok kan akmasından korkup, ‘Refahyol gitsin ama parlamento açık kalsın, asker darbe yapmasın’ diyenler. Bunlardan da medyada çok kişi vardı, siyaset dünyasında çok kişi vardı, az sayıda ‘sivil’ toplum örgütü de bu görüşteydi.
Dedim ya, esas belirleyici rolü bu üçüncü kesim oynadı diye... Gelin biraz bu kesim neden böyle düşündü sorusuna cevap arayalım.
Ama bu cevabı bulmak için başka bir soruyu sormalıyız: Asker 28 Şubat’ta hükümet istifa etmese gerçekten darbe yapacak mıydı? Yoksa, ‘Darbe yaparım haa’ diye korkutarak bir görüş oluşturmaya, hükümeti istifaya zorlayacak etkili kamuoyu yaratmaya mı çalışıyordu?
İkinci kesim, yani askerin müdahalesine kategorik olarak karşı çıkan kesim, Türkiye’de bir askeri darbenin olamayacağını savunuyordu. Bu savunuyu yaparken de, bir yandan uluslararası konjonktürün darbeye izin vermeyeceğini, bir yandan da ülkenin içinde bulunduğu ekonomik durumun ise zaten darbeye imkan yaratmadığını söylüyorlardı. Bunlar güçlü argümanlardı.
Ama öte yandan üçüncü kesimdekiler de, askeri darbe geçmişimizden hareketle pozisyonlarını savunuyorlardı. (İlginçtir, 28 Şubat sonrası çoğu Refah Partili, darbe tehdidinin bir blöf değil gerçek olduğunu söyledi.)
Asker blöf mü yapıyordu? Bu sorunun cevabını hiçbir zaman bilemeyeceğiz, daha doğrusu bu konuda söylenecek her şey bu aşamada spekülatif kalmaya mahkum.
Bir ihtimal, Ankara savcılığı yaptığı soruşturma sonucu bu sorunun cevabını netleştirebilir. Benim de bildiğim, ki dün de yazdım, aralarında bazı kuvvet komutanlarının da olduğu bir şahin grup, darbe yapılmasını, yönetime uzun süreliğine el konulmasınu istiyor, bu yönde çalışıyordu. Ama buna karşılık Genelkurmay Başkanı ve karargahının bir bölümü, klasik bir darbe yerine ‘postmodern’ darbe ile hükümetin istifasının sağlanması peşindeydi.
Üçüncü kesim diye anlattığım kesim açısından durum çok kötü aslında. Çünkü yapılan ölüm korkusuyla sıtmaya razı olmaktan farklı değil.

28 Şubat’la hesaplaşma neden gecikti?

DEMOKRATİK rejimin işleyişine ciddi bir müdahale olmuş, darbe girişimleri yapılmış ama biz bu durumla hukuki anlamda hesaplaşmamızı ancak aradan 14 yıl geçtikten sonra yapabiliyoruz.
Üstelik bu 14 yılda, ne ilgili yasalarda ne de hukuki süreçlerin yönetiminde bir değişiklik yapılmış. Yani, ceza yasası maddeleri ve istenen cezalar 28 Şubat’ın ertesi gününden çok da farklı değil.
Peki neden bir savcının bu işe el atması bu kadar gecikti?
Burada iki şey çok önemli. Birincisi, Necmettin Erbakan’ın itifasının ardından kurulan Cumhuriyet hükümetlerinin hiçbiri, bugünkü hükümet dahil, bu soruşturmanın yapılması için bir girişimde bulunmadı, aktif bilgi sağlayıcı olmadı. İkincisi, aradan geçen 14 yılda bırakın adli soruşturmayı bir Meclis araştırması bile yapılmadı bu konuda, zaman zaman araştırma önergeleri verildiyse bile bunlar hep ‘demokrasinin kalbi’ olması gereken Meclis’te reddedildi.
Bu kadar gecikmenin ardından yargı süreçlerinin başlamasını, genel olarak toplumda ve dolayısıyla yargıdaki özgüven artışına, demokrasi anlayışının gelişmesine bağlamak belki de en doğrusu.
Geçmişi yargılarken hemen hemen hiçbirimizin bugün sahip olduğu anlayışta olmadığını hatırlamakta fayda var.

Hükümet bu sefer bilgi paylaşsın...

GEREK Ergenekon ve Balyoz, gerekse internet andıcı davalarıyla ilgili hükümete yönelttiğim bir eleştirim var.
Hükümet, evet bu davaları destekliyor, savcıların rahat çalışabilmesi için, polisin soruşturmaya ağırlık vermesi için gerekenleri yapıyor ama kendisi aktif olarak bu davalara bilgi sağlamıyor. Örneğin Başbakanlık Teftiş Kurulu’nu devreye sokup araştırma ve soruşturma yaptırtmıyor.
Umuyorum ki bu durum 28 Şubat soruşturmasında değişsin. Hükümet, kendi soruşturma ve araştırma yapma gücünü kullanarak arşivlerdeki belgelere ulaşsın, bunları savcıya versin.
Bu kez bu yardım yapılsın. Yapılsın ki, 28 Şubat soruşturması daha güçlü olsun, daha az muğlak olsun, bunda kurunun yanında yaş yanmasın.

Yazarlar

AKP ‘darbeyi’ kapatacak

25 Ekim 2016 Salı, 12:14


AKP ‘suç ortağı' arıyor

Mustafa Ünal /ZAMAN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:28


Koalisyona ‘derin devlet’ dokunması!

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Haziran 2015 Cuma, 09:21


Cumhurbaşkanı azınlık hükümetini engelleyemez

Erhan BAŞYURT/BUGÜN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:16


Ya Koalisyon ya Başkanlık...

Eren Erdem/YURT

12 Haziran 2015 Cuma, 08:58


Kırılma noktası!

Güngör Mengi/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:45


AK Parti’yi Kürtler neden terk etti?

İbrahim Kiras/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:42


Ali İsmail…

Bekir Coşkun - Sözcü

23 Ocak 2015 Cuma, 09:34


Bu memleketi çiftliğiniz mi sandınız?

Mehmet Kamış/ZAMAN

14 Ocak 2015 Çarşamba, 09:39


Charlie’ye saldırı Bursa’da protesto edildi

Can Ertan /HABER

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:57


Kobane'den Paris'e emperyalizm ve laiklik

Özgür Şen

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:17


AKP’nin IŞİD çıkmazı

Hüseyin ALİ/Özgür Gündem

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:10


Siyasi etik yasası çıkarılmalı

Serpil Çevikcan/Milliyet

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:37


MİT’in sicili

Gültekin AVCI/BUGÜN

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:17


İslamofobi ve provokasyon

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:11


Seçimi böyle kazandık: “VİCDANEN RAHATSIZIM”

Hüseyin Özay/Taraf

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:32


AKP’nin erkek aklı özgür kadından korkuyor

Zilar STÊRK/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:25


Barışı, ancak özgürlükler besler

Hüda KAYA/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:14


Bilim siyasetin elini öptüğünde...

Cüneyt Ülsever/YURT

11 Ocak 2015 Pazar, 10:19


Sabri Uzun da “cadı avı”na katıldı

Nazlı Ilıcak /BUGÜN

11 Ocak 2015 Pazar, 10:18

Son 20 Yazım

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI


AHMET İSVAN, CUMHURİYET ÇINARI VE EFSANE BAŞKAN


GERÇEK VE NAMUSLU SOLCULAR GÖREV YİNE SİZE DÜŞTÜ.


ÇARŞAFI ÇIKARDI, PEÇEYİ ATTI VE GÖZLERİNİ YUMDU!..


12 Eylül Faşizmi unutuldu mu?


Yıllar önce Yasin El Kadı'yı yazmış ve uyarmıştım:KEFİL OLANA KEFİL MİSİNİZ ?


Yıllar önce yazmışım \\\\\'ÇANKAYA SIRAT KÖPRÜSÜ!\\\\\'


Tüm Dostlara Teşekkür…


Erdoğan, haysiyet cellatlığı yapıyor: Bağırdıkça korkuttuğunu, hakaret ettikçe sindirdiğini sanıyor!


Gülen Cemaatinin ‘Altın Nesil’ hedefi:


Endişeliyiz, Kaygılıyız, Hatta Kırgın ve Öfkeliyiz, Ancak Çözümsüz ve Umutsuz Değiliz...


Ülkelerin ve Toplumların Uygarlığı Çocuklarına Yaptığı Yatırımla Anlaşılır.


Kardeşlik Kanla, Barış Sözle Olmaz...


Sayın Başbakan, ‘Marjinal’ değilim ama isyanlardayım


CHP Milletvekilleri Gezi’de Gökkuşağı çocuklarının yanında…


Çapulcu Halkın Okuduğu Şiir!


“İNSANLAR İHANETE TUTSAK” Diyerek Yeniden Merhaba…


Dost Okurlarımdan Kısa Bir Süre İzin İstiyorum.


Sadece İnsan Olmak!


Annemin de Başını Ezerler mi?

Takvim

Pt Sl Çr Pr Cm Ct Pz
1234567
891011121314
15161718192021
22232425262728
2930
info@bursabagimsiz.info.tr

Bursa Bağımsız adlı, www.bursabagimsiz.info.tr adresinde yayınlanan işbu web sitesi içerisinde yayınlanan yazınsal ve görsel içeriğin her hakkı saklıdır.

Site içerisinde Güler Buğday dışında yazınsal ve görsel içeriği yayınlanan konuk yayıncıların eserlerinin her türlü hukuksal sorumluluğu konuk yayıncıya aittir. Güler Buğday işbu içerikten ötürü sorumlu tutulamaz.

Copyright © 2024 Bursa Bağımsız