Bütün kadın örgütleri 4+4+4’e karşı ayaklandı

25 Şubat 2012 Cumartesi, 08:02

Meral Tamer /Milliyet

İşe bakın! Biz Milliyet olarak yıllarca sevgili Türkan Hocamız’la (Prof. Türkan Saylan) kız çocuklarının okullaşması için uğraşıp didinirken ve 8 yıllık ilköğretimde kızların okullaşma oranı son 5 yılda % 95’in üzerine çıktı, bu çorbada bizim de tuzumuz var diye sevinirken...
Milli Eğitim Bakanlığı’nın zorunlu eğitimi 4’er yıllık dilimler halinde görünürde 12 yıla çıkartan, ama pratikte 4 yıla indiren “balyoz” yasa tasarısı, sevincimizi kursağımızda bıraktı. Bu, özellikle kız çocuklarının okullaşması açısından son 5 yılın büyük kazanımlarını ters yüz edecek, kabul edilemez bir geri dönüş.

Baba Beni Eve Gönder!
Biz yıllardır “Baba Beni Okula Gönder” diye kampanyalar yapıp yurdun en ücra köşelerindeki babaları, kız çocuklarını okula göndermeye ikna etmeye çalışırken, AKP hükümeti şimdi kalkmış işi “Baba Beni Eve Gönder” demeye getiriyor.
Neyse ki Aile İçi Şiddetle Mücadele Yasası için tek vücut olan kadın dernekleri, 4+4+4’ün geri çekilmesi için hemen harekete geçtiler. Çarşamba sabahı e-postama düşen ilk mesaj, 50 bin üyesi bulunan Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu TKDF Başkanı Canan Güllü’dendi. Okurken ter bastı:

Cinsiyetçi uygulama
“* İlköğretim 1. kademe sonrasında hangi programların açık öğretimle ilişkilendirileceği kararını Bakanlar Kurulu’nun belirleyecek olması, eğitimi devlet politikası olmaktan çıkaracak, hükümetlerin bakış açısında bırakacaktır.
* Tasarı bu haliyle kız çocuklarının örgün eğitimin dışına itilmelerine yol açarak, devletin cinsiyetçi uygulamalarını körükleyen ve Anayasa’nın ‘devlet kadın-erkek eşitliğini sağlamakla yükümlüdür’ hükmüne aykırı bir uygulamaya dönüşecektir.
* Kız çocuklarının eğitim hakkını teslim etmekle yükümlü devlet, cinsiyetçi pratikler ve kanunlarla kendi eliyle kız çocuklarını eve hapsetmekte ve çocuk gelinlerin önünü açmaktadır. (TÜİK verilerine göre evli kız çocuğu sayısı evli erkek çocuğu sayısından 14 kat fazladır).”

Devlet değil hükümet
Çocuk gelinlerin önlenmesi için yıllarını veren Uçan Süpürge’den gelen mesaj da aynı noktaların altını çiziyordu:
“* Erkek çocuklar gitsin çırak olsun, kızlar da açık öğretimde evde otursun anlamına gelen bu düzenleme kabul edilemez.
* Okul öncesi eğitimin kapsam dışı bırakılması kabul edilemez.
* Çıraklık eğitimi yaşı, 14’ten yukarı çekilmesi gerekirken 11’e düşürülüyor. 11 yaşındaki çocuğun cezai ehliyeti bile yokken çalıştırılması yasal değildir ve Uluslararası Çalışma Örgütü’nün kriterlerine aykırıdır.
* Kız çocukları için öngörülen açık öğretim programları cinsiyet rolleri çerçevesinde kalacaktır (el becerisi, ev işleri gibi). Eğitimde cinsiyetçiliğin terk edilmesi gerekirken, yeniden üretilmesi kabul edilemez.
* Kız çocuklarının küçük yaşta evlendirilmesinin önünü açıyor.
* Mesleki eğitimde hangi çocuğun hangi meslek alanına yönlendirileceğine Bakanlar Kurulu’nun karar vermesiyle tek tip insan yetiştirmenin zeminini hazırlıyor.”
2. sınıfta dershaneye...
Gerisi çorap söküğü gibi gelmeye başladı: Kadın Adayları Destekleme ve Eğitme Derneği KA.DER, Anne Çocuk Eğitim Vakfı AÇEV, CHP Ankara Milletvekili Gülsün Bilgehan, Sabancı Üniversitesi bünyesindeki Eğitim Reformu Girişimi ERG ve diğerleri...
Düne kadar Milli Eğitim Bakanlığı ile gayet iyi çalışan ERG’nin endişelerinden birkaçını da sıralayayım:
“* Çocuklar 10 yaşında mesleklere yönlendiriliyor ve bilinçsiz meslek seçiminin önü açılıyor.
* Çocuk işçiliği yaygınlaşabilir.
* İlköğretim 2. kademede farklı okul türleri ortaya çıkacak ve bunun sonucu olarak merkezi sınav sistemi, kaçınılmaz hale gelecek. Bu durumda çocukların ilkokul 2. sınıftan itibaren dershaneye gitmeleri gerekecek ve toplumsal eşitsizlikler artacak.”
Yok artık!
Taslağı hazırlayanlar bile eminim bu kadarını hesap etmemişlerdir ve umarım belli düzeltmeleri yapacaklardır