İletilerinizi bekliyorum...

gulerbugday113@gmail.com

Facebook

    (Güler Buğday)

Twitter

    twitter.com/gulerbugday

 

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI

25 Kasım 2015 Çarşamba, 16:29

Cumhuriyeti kuran parti, artık laik cumhuriyeti yıkanlara, tek adam diktasını dayatanlara ve korku imparatorluğu yaratanlara engel olamıyor!

Bursa Bamsz | letiim | zgemiim | Kitaplarm | Hakkmda Yazlanlar | Animasyonlu iirler

Ana Menü

» Ana Sayfa

» Haberler

» Yazılarım

» Yazarlar

» İletişim

» Künye

» Bize Yazın

» Bağlantılar

ATATÜRK Diyor Ki;

Ne kadar zengin ve müreffeh olursa olsun, istiklâlden mahrum bir millet, medenî insanlık karşısında uşak olmak mevkiinden yüksek bir muameleye lâyık sayılamaz.

YAZAR YAZI

Uluderelilerin sesine kulak verin

Uluderelilerin sesine kulak verin

19 Şubat 2012 Pazar, 09:02

Hilal Kaplan /Yeni Şafak

Devlet, 1980'lerde Uludere ilçesinin tüm sınır köylerini boşaltmış; halkı içerilere doğru göçe zorlamış. Dokuz köy göç ettirilmiş. Köylerin etrafındaki arazilere mayınlar döşenmiş. Mayınlı arazide ne tarım ne de hayvancılık yapılabildiğinden ve yakınlarda çalışılacak bir fabrika, vb. olmadığından halk mecbur sınır ticaretine yönelmiş. Geçimini sağlamak için yayla ve araziye çıkanlardan 5'i mayına basarak hayatını kaybetmiş, 20'si sakat kalmış. Üstüne 1990'larda devletin yoğunlaşan \'ya korucu olursun ya da gözümüzde PKK'lısın\' baskısı gelmiş. Bu sefer de Gülyazı'dan büyük şehirlere göç edenler olmuş, kalanların çoğu koruculuğu 'seçmiş'. Operasyona gitmeyecekleri vaat edilse de sıklıkla PKK ile çatışılan operasyonlarda bile yer almışlar. Bunca özveriye rağmen başlarına gelen bu felakete inanamamaları, hemen her konuşmamızda \'Devlet bize bunu nasıl yaptı?\' diye sormaları biraz da bu yüzden...

Gülyazı (Bûjeh) ve Ortasu (Roboskî) köylerine Buluşan Kadınlar grubuyla aynı gün gittik. Orada kelimelerin gövdesinin kaldıramayacağı sert ve acı bir gerçeğe şahitlik ettik. Ne yazarsam yazayım, bana söylenenleri tam anlatamayacağım endişesi ağır basıyor. O yüzden sevgili Özlem Yağız'ın yazıya aktardığı konuşmalardan siz 'Kürt kökenli kardeşlerinize' kulak verin istedim. Kalbi mühürlenmemiş olanlar duyacaktır elbet...

Adem Ant'ın (18) annesi: Adem hem nişanlıydı hem de asker olacaktı. En büyüğü oydu, o bakıyordu. Babası her iki gözünden ameliyat olmuş çalışamıyor. Adem'in 12 tane nüfusu vardı. Kız kardeşi şu an üniversitede. Mardin'de okuyor. O bakıyordu. O'na o harçlık yolluyordu. Bu on iki kişinin arasında iki tane annesiz babasız yetimleri var. Nişanlıydı yazık günahtı. Bu çocuğun hayalleri vardı. Ama kavuşamadılar.

Yüksel Ürek'in (17) annesi: Oğlum 16 yaşındaydı. Altı çocuk annesiyim. Babası kaza geçirmiş çalışamıyor, bize bakan oydu. Başbakan bizim sesimizi duysun, artık yeter anneler ağlamasın. Annelerin ciğeri yanmasın çocuklar vurulmasın. Biz barış istiyoruz biz tazminat falan istemiyoruz. Bu çocukların faillerini istiyoruz. Bu çocukları vuran bombalar ikinci dünya savaşında bile kullanılmamış. Çocuklarla katırların eti bir olmuş, kıyma olmuş birbirine karışmış. O et parçalarını toplayıp çuvallara koyduk. Yazık biz hangi çağdayız? Hangi bayrağın altındayız? İnsan hayatı bu kadar ucuz mu? (...) Yemin ederim oğlum her gidiş gelişinde eve geliyordu sanki suya düşmüş gibiydi. Benim oğlum ayakkabısını bile çıkaramıyordu. Kapıya koşuyordum. Ayakkabısını çıkarıyor, çorabını çıkarıyor kollarından tutup banyoya götürüyordum. Anne bunu ister mi? Yapmasını ister mi? Oğlum lise biri bitirmişti babası kaza geçirdi. Okulu durdurdu, okuyamıyordu. \'Baba\' dedi; \'ben sana yardım edeceğim, sonra okurum.\'

Salih Ürek'in (16) annesi: Saat üç, üç buçuk arası bizim çocuklar gittiler. Saat beşte altıda askerler yolu kapattılar. Bu taraftan yolu kestiler. Bizim askerlerin her zamanki hali, bazen yolu kapatıyorlardı, kiminin yükünü tutup götürüyordu, kimi de kaçıp geliyordu. Yükünü kurtarıyordu. Yani korkmuyorduk. Devlet hayatta bunu bize yapmaz. Beklemiyorduk bunu devletten.

Saat dokuzda sınıra geldiler bizim çocuklar. Sınıra geldiler telefon açtı. Ben kendim yeğenimle konuştum (...) Zamanınız yoksa katırları bırakın bu tarafa gelin\' dedim. \'Ellerinizi kaldırın dedim askere teslim olun\' dedim. \'Hala\' dedi; \'bize ateş ediyorlar. Bizi salmıyorlar gelemiyoruz.\' Ondan sonra çocukların üstüne aydınlatma attılar. Aradan bir beş dakka geçmedi bu konuşmadan sonra o F16 lar uçaklar kalktı. Artık biz çocuklara ulaşamadık. Yetkili askeriyeye telefon açtık. Yetkililere \'Bunlar bizim çocuklarımızdır, herhangi bir şey yapılmasın\' dedik. Yok, herhangi bir şey yoktur\' dediler. \'Korkutmak amacıyla yapılıyor. Korkmayın\' dediler. Ama yukardan görünüyordu. Sınırın tepesindeydi. Aydınlatma atıldığı zaman ateş açıldı. Ateş açılınca çocukların yükü mazottu bazılarının hemen alev aldı. Ondan sonra birbirimize telefon açtık. Hayatta ben bunu tahmin etmedim. Şimdi de inanamıyorum yani devletin bunu bize yaptığına. Hiç beklemiyorduk çünkü.

Adem Ant'ın (18) babası: Bütün vicdanı olan insanlara sesleniyorum. Bizim Türk annelerimize sesleniyorum. Türk kardeşlerimize sesleniyorum. Vicdanı olan insan kardeşlerimize sesleniyoruz. Hepsi bize destek versinler bu kanı beraber durduralım, kardeş kavgası olmasın (...) Bazıları televizyona çıkıyor diyor; PKK nin bayrağı varmış bu çocukların üzerinde (tabutunun üstünü kast ediyor) Peki kardeşim sen suya düştüğünde sana düşmanın elini uzatırsa o düşmanın elinden tutmaz mısın? Sizin ne tür vicdanınız vardır? Sizin vicdanınız hiç mi sızlamıyor bu fidanlar için? Aha ilk baharda askerdi. Askere gidecekti Adem. Peki ben kime gönderecektim. Türkiye vatandaşlığına göndermeyecek miydim? Askerde olan da bizim çocuklarımızdır. Ha senin çocuğun ha benim çocuğum (...) Beşir Atalay buraya gelmişti. Alihan Özbek'in evine gitmiş. Bizim taziye çadırımızdan üç dört kilometre uzaktır. Sen kimin evine gitmişsin? Diyorsun ben şehit aileleri ile tek tek tokalaşmışım. Hani biz buradayız sen neredesin? (...) Yarın öldüğünüzde siz Cenabı Allah'a ne hesap vereceksiniz? Orayı düşüneceksiniz burayı değil. Allah'ın hesabını düşüneceksiniz. O mezarda o dört duvarın arasında orayı düşünün orada ne hesap vereceksiniz? Utanacak yüzünüz yok mu Allah'a? Sızlayacak vicdanınız yok mu Allah'a? Bizden utanmayın. Sizi yaratandan utanın.

Yazarlar

AKP ‘darbeyi’ kapatacak

25 Ekim 2016 Salı, 12:14


AKP ‘suç ortağı' arıyor

Mustafa Ünal /ZAMAN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:28


Koalisyona ‘derin devlet’ dokunması!

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Haziran 2015 Cuma, 09:21


Cumhurbaşkanı azınlık hükümetini engelleyemez

Erhan BAŞYURT/BUGÜN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:16


Ya Koalisyon ya Başkanlık...

Eren Erdem/YURT

12 Haziran 2015 Cuma, 08:58


Kırılma noktası!

Güngör Mengi/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:45


AK Parti’yi Kürtler neden terk etti?

İbrahim Kiras/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:42


Ali İsmail…

Bekir Coşkun - Sözcü

23 Ocak 2015 Cuma, 09:34


Bu memleketi çiftliğiniz mi sandınız?

Mehmet Kamış/ZAMAN

14 Ocak 2015 Çarşamba, 09:39


Charlie’ye saldırı Bursa’da protesto edildi

Can Ertan /HABER

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:57


Kobane'den Paris'e emperyalizm ve laiklik

Özgür Şen

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:17


AKP’nin IŞİD çıkmazı

Hüseyin ALİ/Özgür Gündem

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:10


Siyasi etik yasası çıkarılmalı

Serpil Çevikcan/Milliyet

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:37


MİT’in sicili

Gültekin AVCI/BUGÜN

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:17


İslamofobi ve provokasyon

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:11


Seçimi böyle kazandık: “VİCDANEN RAHATSIZIM”

Hüseyin Özay/Taraf

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:32


AKP’nin erkek aklı özgür kadından korkuyor

Zilar STÊRK/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:25


Barışı, ancak özgürlükler besler

Hüda KAYA/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:14


Bilim siyasetin elini öptüğünde...

Cüneyt Ülsever/YURT

11 Ocak 2015 Pazar, 10:19


Sabri Uzun da “cadı avı”na katıldı

Nazlı Ilıcak /BUGÜN

11 Ocak 2015 Pazar, 10:18

Son 20 Yazım

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI


AHMET İSVAN, CUMHURİYET ÇINARI VE EFSANE BAŞKAN


GERÇEK VE NAMUSLU SOLCULAR GÖREV YİNE SİZE DÜŞTÜ.


ÇARŞAFI ÇIKARDI, PEÇEYİ ATTI VE GÖZLERİNİ YUMDU!..


12 Eylül Faşizmi unutuldu mu?


Yıllar önce Yasin El Kadı'yı yazmış ve uyarmıştım:KEFİL OLANA KEFİL MİSİNİZ ?


Yıllar önce yazmışım \\\\\'ÇANKAYA SIRAT KÖPRÜSÜ!\\\\\'


Tüm Dostlara Teşekkür…


Erdoğan, haysiyet cellatlığı yapıyor: Bağırdıkça korkuttuğunu, hakaret ettikçe sindirdiğini sanıyor!


Gülen Cemaatinin ‘Altın Nesil’ hedefi:


Endişeliyiz, Kaygılıyız, Hatta Kırgın ve Öfkeliyiz, Ancak Çözümsüz ve Umutsuz Değiliz...


Ülkelerin ve Toplumların Uygarlığı Çocuklarına Yaptığı Yatırımla Anlaşılır.


Kardeşlik Kanla, Barış Sözle Olmaz...


Sayın Başbakan, ‘Marjinal’ değilim ama isyanlardayım


CHP Milletvekilleri Gezi’de Gökkuşağı çocuklarının yanında…


Çapulcu Halkın Okuduğu Şiir!


“İNSANLAR İHANETE TUTSAK” Diyerek Yeniden Merhaba…


Dost Okurlarımdan Kısa Bir Süre İzin İstiyorum.


Sadece İnsan Olmak!


Annemin de Başını Ezerler mi?

Takvim

Pt Sl Çr Pr Cm Ct Pz
1234567
891011121314
15161718192021
22232425262728
2930
info@bursabagimsiz.info.tr

Bursa Bağımsız adlı, www.bursabagimsiz.info.tr adresinde yayınlanan işbu web sitesi içerisinde yayınlanan yazınsal ve görsel içeriğin her hakkı saklıdır.

Site içerisinde Güler Buğday dışında yazınsal ve görsel içeriği yayınlanan konuk yayıncıların eserlerinin her türlü hukuksal sorumluluğu konuk yayıncıya aittir. Güler Buğday işbu içerikten ötürü sorumlu tutulamaz.

Copyright © 2024 Bursa Bağımsız