İletilerinizi bekliyorum...

gulerbugday113@gmail.com

Facebook

    (Güler Buğday)

Twitter

    twitter.com/gulerbugday

 

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI

25 Kasım 2015 Çarşamba, 16:29

Cumhuriyeti kuran parti, artık laik cumhuriyeti yıkanlara, tek adam diktasını dayatanlara ve korku imparatorluğu yaratanlara engel olamıyor!

Bursa Bamsz | letiim | zgemiim | Kitaplarm | Hakkmda Yazlanlar | Animasyonlu iirler

Ana Menü

» Ana Sayfa

» Haberler

» Yazılarım

» Yazarlar

» İletişim

» Künye

» Bize Yazın

» Bağlantılar

ATATÜRK Diyor Ki;

Ne kadar zengin ve müreffeh olursa olsun, istiklâlden mahrum bir millet, medenî insanlık karşısında uşak olmak mevkiinden yüksek bir muameleye lâyık sayılamaz.

YAZAR YAZI

Biz hep yanmaya mahkûm muyuz?

Biz hep yanmaya mahkûm muyuz?

13 Mart 2011 Pazar, 09:30

AHMET HAKAN / HÜRRİYET

BAŞBAKAN Tayyip Erdoğan, yine yüksek volümlü nutuklarından birini verirken şöyle haykırdı:

“Düşünün bakalım... Kısa bir süre öncesine kadar bazı konularda yazıp çizebiliyor muydunuz?”

Düşündüm.
“Doğru vallaha...” dedim.
* * *
Gerçekten de kısa bir süre öncesine kadar “dokunduğumuzda yanabileceğimiz” alanlar vardı.
Ama artık o alanlara korkusuzca dalabiliyoruz.
- Mesela askere vuramazdık. Ama şimdi vuruyoruz.
- Mesela generallerin ağzının içine bakardık. Ama şimdi bakmıyoruz.
- Mesela Kürt sorununda bir sürü çekincemiz vardı. Ama artık pek yok.
- Mesela İsmail Beşikçi’nin adından bile söz edemezdik. Ama şimdi söz ediyoruz.
- Mesela esaslı bir İsrail eleştirisi yapılmazdı. Ama şimdi yapılıyor.
Yani eski dönemde “dokunma, yanarsın” denilen bölgeler, şimdi “serbest bölge” haline geldi.
Güzel... Âlâ... Hoş...
Çok şükür. Çok şükür.
* * *
Ama durun bir dakika!
Eskiden bodoslama dalamadığımız alanlara şimdi bodoslama dalıyor oluşumuz, her yanımızın bahar bahçe haline geldiği anlamına mı geliyor?
Ne gezer!
Bizim buralarda serazat bir özgürlük ham hayaldir. İşte bakın:
Yeni dönemin “dokunma, yanarsın” bölgeleri de artık oluşmuş durumda:
- Artık Fethullah Gülen’in adını ağzına alanlar, bir değil, iki değil, en az üç kez düşünmek zorunda.
- Artık “cemaat” diyen adama, “bir şeyleri göze almış adam” muamelesi yapılıyor.
- Artık Silivri rüyası görmeden Ergenekon Davası’na iğne batırmak neredeyse imkânsız.
- Artık polis içindeki çatışmalara yoğunlaşmaya kalkmadan önce yakınlarla helalleşmek gerekiyor.
- AK Parti’ye karşı etkili bir muhalefet yapmaya kalktığın anda, ellerindeki “Ulusal Medya 2010” adlı şapşal belgeyi gözüne sokan tiplerle karşılaşman kaçınılmaz.
- Benim açımdan bir sorun yok ama şöyle ağızlarını doldurarak “İrtica geldi kardeş” demek isteyenler açısından artık yollar engellerle dolu...
* * *
O içli Gülden Karaböcek şarkısında “Ne zaman bitecek tanrım bu azap” deniliyordu ya...
Ben de oradan aldığım ayakla...
“Ne zaman gelecek tanrım bütün ifadelerin özgürlüğü” diyorum.
Siz isterseniz Müslüm Baba gibi “İtirazım var bu yalan dolana” da diyebilirsiniz.



Orada olacağım
GENÇLİK günlerimde... Marş söylemekten, slogan atmaktan, eylem koymaktan acayip haz alırdım.
Şu Beyazıt Meydanı’nın dili olsa da anlatsa...
Her cuma nasıl da Amerikan bayrağı yakma ayinlerine koşardım.
Slogan atarak nasıl da meydandaki kuşları ürkütürdüm. Hey gidi günler hey!
Ama işte o günler de geçti. Artık cuma namazlarından sonra Beyazıt Meydanı dalgalanmıyor.
Türban direnişiymiş, Amerikan karşıtı gösteriymiş, İsrail protestosuymuş, Çeçenya’ya bin selam hareketiymiş...
Hepsi demode artık...
Hoş, demode olmasa da bende Beyazıt Meydanı’nda gösteri kovalayacak derman mı kaldı? Dermanı geçtim, heyecan bile kalmadı.
* * *
Gazeteciler, bugün öğle vakti Taksim’den Galatasaray’a ya da Galatasaray’dan Taksim’e doğru bir eylem koyacaklarmış. Sloganlar belirlenmiş, pankartlar hazırlanmış.
Ahmet’e, Nedim’e destek vereceklermiş, özgürlük talep edeceklermiş.
Şöyle bir yokladım kendimi:
“Gitsem mi acaba?” diye...
Fakat kısa bir süre içinde bin türlü “mania” çıkardım kendime...
“Fazla mı angaje görünürüm acaba?” diye işi bir parça korkaklığa vurdum. Sonra bunun pek de şık kaçmayacak bir gerekçe olduğunun farkına varıp, “Ya Aydınlıkçılar eyleme el koymaya kalkarlarsa...” türü bir mazeretin arkasına saklanmaya çalıştım.
Baktım, bu da olmuyor.
“Dermansızlık” meselesini gündemime sokmaya çalıştım.
Fakat bu da yemedi.
“Kalbim orada” diyecektim, “Madem kalbin burada, sen niye burada değilsin birader” diye çıkışacaklara verecek bir yanıt bulamadım. Ve en sonunda...
Şöyle enerjik bir kararlılıkla “Gidiyorum” dedim.
Bunu dedikten sonra bir rahatladım ki, sormayın gitsin.



Aile imamının yararları


- Yaşam koçunuz olur.
- Mevlit okuma, hatim indirme gibi acil ihtiyaçlar belirdiğinde paniklemenize gerek kalmaz.
- İmam nikâhı ihtiyacınızda Hızır gibi imdadınıza yetişir.
- Ateistseniz saatlerce Allah’ın varlığını tartışacağınız bir dosta sahip olmuş olursunuz.
- Dindarlığınız için “Benim dedem de müftüydü” gibi bir dayanağınız yoksa “Benim aile imamım var” deme şansınız olur.
- Bazı zengin aileler, kendilerine birden fazla imam edinerek hava atma imkânı elde etmiş olurlar.
- Alevi vatandaşlarımız “Biz de aile dedesi istiyoruz” diyerek özgürlük alanlarını biraz daha açma fırsatı bulurlar.
- Yemeğe davet edip sofraya imambayıldı koyarak latife yapmış olursunuz.


Derin devlet çöktü
MEHMET Haberal hastaneden alınıp hapishaneye konulmadan, derin devleti çökertmek mümkün olmayacaktı.
Yani bütün iş gelip Mehmet Haberal’ın hastaneden hapishaneye nakline dayanmıştı.
Ve sonunda bu da gerçekleşti.
Gerçi Mehmet Haberal, yine bir üçkâğıt çevirip Silivri’ye nakledilir nakledilmez, bazı organlarını harekete geçirip rahatsızlanmış gibi yaptı ama olsun, sonuçta Silivri’yi kıyısından bucağından tatmış oldu.
Bundan sonra geriye tek bir tehlike kaldı.
O da Mehmet Haberal’ın Ergenekon propagandası yapmak amacıyla öteki dünyaya firar etme tehlikesidir.

Dallas muhabbeti

BAŞBAKAN Yardımcısı Bülent Arınç, CHP ekseninde gelişen “İklim olayı” ile ilgili olarak “Dallas gibi parti...” muhabbetine dalmış.
“Vaktiyle çok Dallas izlediniz galiba” türünden tatsız göndermeleri bir tarafa bırakırsak...
Diyelim ki...
AK Parti’de tacizli falan bir skandal patladı. Bir vatandaş, televizyona çıkıp AK Parti’nin ileri gelen bir ismi hakkında “Bana iltifatı aşan sözler söyledi” diye beyanda bulundu. Bu durumda biri çıkıp da “Adalet ve Dallas Partisi” dese...
Bülent Arınç’ın hoşuna gider mi? Şöyle demek istiyorum:
İki dakika empatik ol Bülent Abi...

Yazarlar

AKP ‘darbeyi’ kapatacak

25 Ekim 2016 Salı, 12:14


AKP ‘suç ortağı' arıyor

Mustafa Ünal /ZAMAN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:28


Koalisyona ‘derin devlet’ dokunması!

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Haziran 2015 Cuma, 09:21


Cumhurbaşkanı azınlık hükümetini engelleyemez

Erhan BAŞYURT/BUGÜN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:16


Ya Koalisyon ya Başkanlık...

Eren Erdem/YURT

12 Haziran 2015 Cuma, 08:58


Kırılma noktası!

Güngör Mengi/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:45


AK Parti’yi Kürtler neden terk etti?

İbrahim Kiras/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:42


Ali İsmail…

Bekir Coşkun - Sözcü

23 Ocak 2015 Cuma, 09:34


Bu memleketi çiftliğiniz mi sandınız?

Mehmet Kamış/ZAMAN

14 Ocak 2015 Çarşamba, 09:39


Charlie’ye saldırı Bursa’da protesto edildi

Can Ertan /HABER

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:57


Kobane'den Paris'e emperyalizm ve laiklik

Özgür Şen

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:17


AKP’nin IŞİD çıkmazı

Hüseyin ALİ/Özgür Gündem

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:10


Siyasi etik yasası çıkarılmalı

Serpil Çevikcan/Milliyet

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:37


MİT’in sicili

Gültekin AVCI/BUGÜN

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:17


İslamofobi ve provokasyon

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:11


Seçimi böyle kazandık: “VİCDANEN RAHATSIZIM”

Hüseyin Özay/Taraf

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:32


AKP’nin erkek aklı özgür kadından korkuyor

Zilar STÊRK/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:25


Barışı, ancak özgürlükler besler

Hüda KAYA/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:14


Bilim siyasetin elini öptüğünde...

Cüneyt Ülsever/YURT

11 Ocak 2015 Pazar, 10:19


Sabri Uzun da “cadı avı”na katıldı

Nazlı Ilıcak /BUGÜN

11 Ocak 2015 Pazar, 10:18

Son 20 Yazım

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI


AHMET İSVAN, CUMHURİYET ÇINARI VE EFSANE BAŞKAN


GERÇEK VE NAMUSLU SOLCULAR GÖREV YİNE SİZE DÜŞTÜ.


ÇARŞAFI ÇIKARDI, PEÇEYİ ATTI VE GÖZLERİNİ YUMDU!..


12 Eylül Faşizmi unutuldu mu?


Yıllar önce Yasin El Kadı'yı yazmış ve uyarmıştım:KEFİL OLANA KEFİL MİSİNİZ ?


Yıllar önce yazmışım \\\\\'ÇANKAYA SIRAT KÖPRÜSÜ!\\\\\'


Tüm Dostlara Teşekkür…


Erdoğan, haysiyet cellatlığı yapıyor: Bağırdıkça korkuttuğunu, hakaret ettikçe sindirdiğini sanıyor!


Gülen Cemaatinin ‘Altın Nesil’ hedefi:


Endişeliyiz, Kaygılıyız, Hatta Kırgın ve Öfkeliyiz, Ancak Çözümsüz ve Umutsuz Değiliz...


Ülkelerin ve Toplumların Uygarlığı Çocuklarına Yaptığı Yatırımla Anlaşılır.


Kardeşlik Kanla, Barış Sözle Olmaz...


Sayın Başbakan, ‘Marjinal’ değilim ama isyanlardayım


CHP Milletvekilleri Gezi’de Gökkuşağı çocuklarının yanında…


Çapulcu Halkın Okuduğu Şiir!


“İNSANLAR İHANETE TUTSAK” Diyerek Yeniden Merhaba…


Dost Okurlarımdan Kısa Bir Süre İzin İstiyorum.


Sadece İnsan Olmak!


Annemin de Başını Ezerler mi?

Takvim

Pt Sl Çr Pr Cm Ct Pz
1234567
891011121314
15161718192021
22232425262728
2930
info@bursabagimsiz.info.tr

Bursa Bağımsız adlı, www.bursabagimsiz.info.tr adresinde yayınlanan işbu web sitesi içerisinde yayınlanan yazınsal ve görsel içeriğin her hakkı saklıdır.

Site içerisinde Güler Buğday dışında yazınsal ve görsel içeriği yayınlanan konuk yayıncıların eserlerinin her türlü hukuksal sorumluluğu konuk yayıncıya aittir. Güler Buğday işbu içerikten ötürü sorumlu tutulamaz.

Copyright © 2024 Bursa Bağımsız