Adaylar

12 Mart 2011 Cumartesi, 07:51

Derya Sazak/Milliyet

Meclis’e hücum! Seçime doğru aday olmak isteyen bürokratlar, sendikacı ve oda temsilcileriyle ilgili haberler medyanın ilgi odağıydı. 12 Haziran’da oy verecek yurttaşların tercihinde partilerin programları kadar kadroları da etken olacak.

Türkiye‘nin siyasal partiler düzeni “lider oligarşisi”ne dayalı olduğu için yıllardır konuşulan “ön seçim” sistemi bir türlü hayata geçmez.

Liderler ve merkez yönetimlerini elinde tutan “politbürolar” adayları belirler.

Seçmenlerin milletvekili listeleri üzerinde bir “tercih”i olamaz. Partiye oy atarken mecburen onların tayin ettiği isimleri de Meclis’e seçerler. Onarlar.

Örneğin sosyal demokrasiye inanan bir seçmenseniz CHP’ye oy atarken, MHP’nin bile aday göstermediği bir ismi milletvekili seçmiş olursunuz.

Yurttaş iradesini hiçe sayan bu düzene, 12 Haziran seçimlerinde de “dokunulmayacağı” anlaşılıyor.

Dokunulmazlıklar konusunda -Kürsü masuniyeti dışında milletvekilinin dokunulmazlığının kaldırılması konusunda onca laf etmiş bir partinin- örneğin CHP’nin, Ergenekon kapsamında yargılamaları devam eden isimler konusunda daha duyarlı olması beklenirdi.

Mustafa Balbay’ın uzun tutukluluk süresinin cezaya dönüşmesi karşısında bir gazetecinin özgürlüğünün daha fazla sınırlandırılmaması, belki anlaşılabilir bir tutumdur ama CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun özel daveti ve gayretiyle CHP’den milletvekili adayı yapılmak ve “dokunulmazlık” kazandırılmak istenilen bazı isimlerle ilgili tercihi anlamak mümkün değildir.

CHP bir yandan Ergenekon sarmalından kurtulmaya çalışırken, öte yandan gelecekte de bu davayla ilişkilendirilecek isimlerle Silivri’nin kapılarını açan parti durumuna nasıl düşüyor, anlamak zor.

Oda TV muhabiri İklim Bayraktar’ın tuhaf ziyaretleri gibi, Ergenekon bağlantılı aday tercihleri de CHP’nin “ulusalcı” olmayan sol, sosyal demokrat tabanı açısından içine sindirilmesi güç bir durumdur.

Meclis’e hücum eden aday adayların profiline bakıldığında şöyle bir manzara çıkıyor.
Bürokrasi, 8 yıldır iktidarda olan AKP’ye kayıyor.

Böylece AKP’nin devlette kadrolaştığı algısı bürokratların tercih ettiği parti özelliğiyle netlik kazanıyor.

Muhalefete ise yargıdan, emniyetten, cezaevlerinden akın var.

İlhan Cihaner, Emine Ülker Tarhan, Kadir Özbek, Sinan Aygün CHP’den, Osman Kaçmaz MHP’den aday oluyor.

Yargının siyasallaştığı iddiaları karşısında son dönemdeki iktidar-yargı kavgasının taraflarının, tercihlerini muhalefetten yana yapmaları AKP-CHP arasındaki mücadelenin gelecek dönemde Meclis’e taşınacağını da gösteriyor.

Ergenekon’un savcı ve avukatları, 12 Haziran seçimleriyle oluşacak parlamentoyu bu hesaplaşmanın odağı haline getirecekler.

Oysa her seçim bir yenilenmedir. Ve geçmiş dönemin kavgalarını geride bırakacak taze bir başlangıç olmalıdır.

Anayasa değişikliğini yeni Meclis nasıl yapacak?!