İletilerinizi bekliyorum...

gulerbugday113@gmail.com

Facebook

    (Güler Buğday)

Twitter

    twitter.com/gulerbugday

 

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI

25 Kasım 2015 Çarşamba, 16:29

Cumhuriyeti kuran parti, artık laik cumhuriyeti yıkanlara, tek adam diktasını dayatanlara ve korku imparatorluğu yaratanlara engel olamıyor!

Bursa Bamsz | letiim | zgemiim | Kitaplarm | Hakkmda Yazlanlar | Animasyonlu iirler

Ana Menü

» Ana Sayfa

» Haberler

» Yazılarım

» Yazarlar

» İletişim

» Künye

» Bize Yazın

» Bağlantılar

ATATÜRK Diyor Ki;

Ne kadar zengin ve müreffeh olursa olsun, istiklâlden mahrum bir millet, medenî insanlık karşısında uşak olmak mevkiinden yüksek bir muameleye lâyık sayılamaz.

YAZAR YAZI

Muhabiri tutuklamak!

Muhabiri tutuklamak!

22 Aralık 2011 Perşembe, 08:49

İhsan Çaralan /Evrensel

Salı günü KCK kapsamında gerçekleştirilen operasyonda 58 kişi gözaltına alındı. Bunların 40’tan fazlası gazeteci ve bu kırk kişinin de büyük çoğunluğu, DİHA’nın, Özgür Gündem’in çeşitli illerde görev yapan muhabirleri!
Gözaltındaki gazeteciler içinde 1 Birgün, 1 Vatan, 1 de AFP muhabiri var.
Şunu hemen söyleyelim:
Gazetecilerin topluca gözaltına alınması göstermektedir ki artık hükümetin basın üstündeki baskısı sınır tanımaz bir karakter kazanmıştır. Çünkü gelinen yer, yazı işleri müdürünün, şu ya da bu konuda yasayı ihlal eden kişinin, resmi sıfatından dolayı sorumluluk taşıyan kişinin değil, doğrudan muhabirin, onsuz haberin olmayacağı gazetecinin susturulmasıdır.
Bu artık gazeteciliğin, bittiği değil, bitirildiği noktadır.
Çünkü bundan ötesi yoktur!
Çünkü muhabir olmazsa haber de yoktur, gazetecilik de!
“Ne yapalım canım tutuklanmayanlar gazetecilik yapar; gazetecilik biter mi?” diye “gazetecilik ulemasından” soru gelebilir. Ama gazetecilik zaten egemenlere muhalefet ediyorsa, onların uygulamalarını ve anlayışlarını eleştiriyor, sistemin örttüğü gerçekleri ortaya çıkarıyorsa gazeteciliktir. Gazeteciliğin ortaya çıkış amacı da sonraki işlevi de bu olmuştur. Aksi halde iktidarın dizinin dibinde, sistemin bekası gözetilerek, gazete kağıdına basılmış “haberler yazmak” gazetecilik değil “vakanüvislik”tir!(*) Ve unutmayalım ki; bugün sistemle uyum içinde olanlar da gazetecilik yapıyorsa, onların yaptıkları gazetecilik bile sisteme karşı mücadele edenlerin, ezilenin sömürenin sesini duyuran bir gazetecilik olduğu için meşruiyet kazanmakta, gazetecilik sayılmaktadır.
Bugüne kadar, basın söz konusu olduğunda; kimi zaman oto sansürden, kimi zaman doğrudan sansürden, kimi zaman sermayenin tekelleşmesinin yaratığı basın özgürlüğünün ayaklar altına alınmasından, kimi zaman örgütlenmeye yönelik girişimlerin baskılanmasından, basın emekçilerinin çalışma koşullarının ağırlığından, kim zaman da yasaların baskıcılığından söz ederiz, yakınırız. Bu sözler, bu yakınmaların zaman zaman ortak bir sese, hatta ortak bir eyleme dönüştüğü de olur.
Bu yönden bakıldığında en demokratik ülkelerde bile basın özgürlüğü çeşitli yollarla egemen sınıfın ve onun yasa ve hükümetlerinin çeşitli biçimlerde baskısı altındadır
Ama gazetecileri tutuklamak, cezalar vermek artık ancak açıkça diktatörlüklerin uygulandığı ülkelerde rastlanan bir vakadır. Hele gazetecilerin “Şöyle bir görüşe sahiptir” ya da “Hükümete muhaliftir!” diye topluca gözaltına alınması, tutuklaması, cunta rejimlerinde bile nadiren görülür.
Onun içindir ki; gerçeklerin halk tarafından görülmesinin önlenmesi için basının baskı altına alınması için girişilen bu gözaltılar ve tutuklamaların üstünü örtmek için hükümet; “Bunlar gazetecilik yaptığı için göz atına alınmıyor, tutuklanmıyor” kılıfı geçiriyor.
“Peki, nedir bu insanların suçları; soygun mu yapmışlar, insan mı öldürmüşler, silah alıp dağa mı çıkmışlar?” diye soruyorsunuz.
Yanıt “hayır”dır!
Tek yaptıkları iş gazeteciliktir!
Ama hükümet ve savcıları, “Onlar gazetecilik kılıfı altında başka işler çeviriyorlar” diyor.
Ne var ki bugüne kadar da bu gerekçeyle gözaltına alınanlar için “Gazetecilik değil de şöyle bir iş yapıyorlardı!” diye gösterilen bir kanıt yoktur.
Ve göreceğiz ki; önümüzdeki günlerde;
Başbakan Yardımcısı Arınç; “Ben de rahatsızım böyle toplu gazeteci tutuklamalarından! Umarım yakın zamanda gerçekler ortaya çıkar. ...” diyerek ortamı yumuşatmaya çalışacak.
Adalet Bakanı Ergin; “Bu işlerin hükümetle bir ilgisi yok. Bağımsız yargının uygulaması” diye topu taca atacak.
Başbakan Erdoğan, taca atılan topları da toplayıp, öfkeyle; “Yargı doğrusunu yapmaktadır. Yapmaya devam edecek!” diye “son sözü” söyleyecek. Ve tabii bundan sonra görevi yandaş basın ve son günlerdeki adlandırılmasıyla, bu basının “özel görevlendirilmiş gazetecileri devralacak: “Canım işledikleri bir suç olmasa savcılar, yargıçlar bunları tutuklar mı; bakın bizi tutukluyorlar mı?” diye asıl gerçeği dillendirecekler.
Gelinen aşamayla hükümetin amacı iyice belli olmuştur: Gazeteciliği vakanüvisliğe indirgemişlerin ödüllendirilip gerçek gazetecilerin baskılandığı, işten kovulduğu, gözaltı ve tutuklamaların hedefi olduğu bir basın düzeni kurmak!
“Basın özgürlüğü” mü, “halkın haber alma özgürlüğü” mü, “gerçeklerle gazeteciliğin ilişkisi” mi; bu ölçütlerin oluşturulan basın piyasasında artık yeri yoktur!
Bu yüzden de sorun sadece gazetecinin gazeteciyle dayanışması, devrimci demokrat çevrelerin desteği ile sınırlı bir tepkinin basının en temel unsuruna muhabirlere yönelik toplu susturmaya varmış saldırıyı püskürtmesi beklenemez. Tersine basın özgürlüğü ve halkın haber alma özgürlüğünün savunulması, ülkemizin tüm ilericilerin demokratlarının, sendikaların, emek örgütlerin dün alanları dolduran, her sektörden on binlerce işçinin, emekçinin gündeminin ön sırasına çıkmak zorundadır.
Çünkü bu alan, halk için yeni bir düzen isteyen herkes için demokrasi mücadelesinin ön cephesidir.

(*) Vakanüvis: Kralların, sultanların sarayında, onların kırıntılarıyla geçinen, onların söylediklerini kayda geçiren
“tarihçilere” verilen ad.

Yazarlar

AKP ‘darbeyi’ kapatacak

25 Ekim 2016 Salı, 12:14


AKP ‘suç ortağı' arıyor

Mustafa Ünal /ZAMAN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:28


Koalisyona ‘derin devlet’ dokunması!

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Haziran 2015 Cuma, 09:21


Cumhurbaşkanı azınlık hükümetini engelleyemez

Erhan BAŞYURT/BUGÜN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:16


Ya Koalisyon ya Başkanlık...

Eren Erdem/YURT

12 Haziran 2015 Cuma, 08:58


Kırılma noktası!

Güngör Mengi/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:45


AK Parti’yi Kürtler neden terk etti?

İbrahim Kiras/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:42


Ali İsmail…

Bekir Coşkun - Sözcü

23 Ocak 2015 Cuma, 09:34


Bu memleketi çiftliğiniz mi sandınız?

Mehmet Kamış/ZAMAN

14 Ocak 2015 Çarşamba, 09:39


Charlie’ye saldırı Bursa’da protesto edildi

Can Ertan /HABER

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:57


Kobane'den Paris'e emperyalizm ve laiklik

Özgür Şen

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:17


AKP’nin IŞİD çıkmazı

Hüseyin ALİ/Özgür Gündem

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:10


Siyasi etik yasası çıkarılmalı

Serpil Çevikcan/Milliyet

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:37


MİT’in sicili

Gültekin AVCI/BUGÜN

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:17


İslamofobi ve provokasyon

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:11


Seçimi böyle kazandık: “VİCDANEN RAHATSIZIM”

Hüseyin Özay/Taraf

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:32


AKP’nin erkek aklı özgür kadından korkuyor

Zilar STÊRK/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:25


Barışı, ancak özgürlükler besler

Hüda KAYA/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:14


Bilim siyasetin elini öptüğünde...

Cüneyt Ülsever/YURT

11 Ocak 2015 Pazar, 10:19


Sabri Uzun da “cadı avı”na katıldı

Nazlı Ilıcak /BUGÜN

11 Ocak 2015 Pazar, 10:18

Son 20 Yazım

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI


AHMET İSVAN, CUMHURİYET ÇINARI VE EFSANE BAŞKAN


GERÇEK VE NAMUSLU SOLCULAR GÖREV YİNE SİZE DÜŞTÜ.


ÇARŞAFI ÇIKARDI, PEÇEYİ ATTI VE GÖZLERİNİ YUMDU!..


12 Eylül Faşizmi unutuldu mu?


Yıllar önce Yasin El Kadı'yı yazmış ve uyarmıştım:KEFİL OLANA KEFİL MİSİNİZ ?


Yıllar önce yazmışım \\\\\'ÇANKAYA SIRAT KÖPRÜSÜ!\\\\\'


Tüm Dostlara Teşekkür…


Erdoğan, haysiyet cellatlığı yapıyor: Bağırdıkça korkuttuğunu, hakaret ettikçe sindirdiğini sanıyor!


Gülen Cemaatinin ‘Altın Nesil’ hedefi:


Endişeliyiz, Kaygılıyız, Hatta Kırgın ve Öfkeliyiz, Ancak Çözümsüz ve Umutsuz Değiliz...


Ülkelerin ve Toplumların Uygarlığı Çocuklarına Yaptığı Yatırımla Anlaşılır.


Kardeşlik Kanla, Barış Sözle Olmaz...


Sayın Başbakan, ‘Marjinal’ değilim ama isyanlardayım


CHP Milletvekilleri Gezi’de Gökkuşağı çocuklarının yanında…


Çapulcu Halkın Okuduğu Şiir!


“İNSANLAR İHANETE TUTSAK” Diyerek Yeniden Merhaba…


Dost Okurlarımdan Kısa Bir Süre İzin İstiyorum.


Sadece İnsan Olmak!


Annemin de Başını Ezerler mi?

Takvim

Pt Sl Çr Pr Cm Ct Pz
1234567
891011121314
15161718192021
22232425262728
2930
info@bursabagimsiz.info.tr

Bursa Bağımsız adlı, www.bursabagimsiz.info.tr adresinde yayınlanan işbu web sitesi içerisinde yayınlanan yazınsal ve görsel içeriğin her hakkı saklıdır.

Site içerisinde Güler Buğday dışında yazınsal ve görsel içeriği yayınlanan konuk yayıncıların eserlerinin her türlü hukuksal sorumluluğu konuk yayıncıya aittir. Güler Buğday işbu içerikten ötürü sorumlu tutulamaz.

Copyright © 2024 Bursa Bağımsız