İletilerinizi bekliyorum...

gulerbugday113@gmail.com

Facebook

    (Güler Buğday)

Twitter

    twitter.com/gulerbugday

 

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI

25 Kasım 2015 Çarşamba, 16:29

Cumhuriyeti kuran parti, artık laik cumhuriyeti yıkanlara, tek adam diktasını dayatanlara ve korku imparatorluğu yaratanlara engel olamıyor!

Bursa Bamsz | letiim | zgemiim | Kitaplarm | Hakkmda Yazlanlar | Animasyonlu iirler

Ana Menü

» Ana Sayfa

» Haberler

» Yazılarım

» Yazarlar

» İletişim

» Künye

» Bize Yazın

» Bağlantılar

ATATÜRK Diyor Ki;

Milli egemenlik öyle bir nurdur ki, onun karşısında zincirler erir, taç ve tahtlar batar, mahvolur. Milletlerin esirliği üzerine kurulmuş müesseseler her tarafta yıkılmaya mahkumdurlar.

YAZAR YAZI

Sorun ‘siyasi ahlak’ ile ilgiliydi

Sorun ‘siyasi ahlak’ ile ilgiliydi

19 Aralık 2011 Pazartesi, 08:15

Mehmet Y. YILMAZ /Hürriyet

CUMHURBAŞKANI Abdullah Gül’ün görev süresinin ne kadar olduğu ile ilgili en somut açıklamayı Başbakan Recep Tayyip Erdoğan yaptı: “Düşüncemiz yedi yıldır” dedi!

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın işi gerçekten çok zor!
Başbakan olarak hükümet meselelerini düşünmek ve karar vermek zorunda. Yüksek Seçim Kurulu yerine de o düşünüp, karar alıyor. Elbette TBMM’deki çoğunluk adına da düşünüp karar vermek zorunda.
Hatta bazen Kars’ta olduğu gibi “belediye başkanlarının yerine düşündüğü” de olabiliyor.
“Bir insana bu kadar yük yüklenir mi” diye hayıflanmayın, çünkü bu onun tercihi.
Etrafına düşünme zahmetine girmeyerek, kendi ağzına bakanları toplamanın doğal bir sonucu bu.
“Türkiye’nin tek düşünücüsü” Cumhurbaşkanlığı seçimi için 2014’ü işaret ettiğine göre artık herkes rahatlar. TBMM Başkanı’ndan tutun da, YSK’ya kadar geniş bir kitle! Elbette Abdullah Gül de rahatlar, çünkü o da bilmiyordu ne kadar süreyle görevde kalacağını!
Şimdi bir hukuk tartışması içine girecek değilim. “Seçimle gelinen kamu görevlerinde bu tür kazanılmış haklardan” söz edilip edilemeyeceğini umursamıyorum. Çünkü Türkiye’de artık “hukuk”tan söz edemiyoruz, “iki dudak arası hukuku” hâkim!
Benim açımdan bu mesele her şeyden önce bir siyasi ahlak sorunudur.
“Siyasi etik” de yazabilirdim, öylesi daha şık görünürdü ama bu şık görüntü kelimenin içerdiği anlamı da hafifletiyor sanki!
TBMM’nin görev süresini 4 yıla, Cumhurbaşkanı’nın da görev süresini iki kere seçilebilme hakkıyla birlikte beş yıla indiren Anayasa değişikliği halkoyuna sunulduğunda, görevdeki TBMM 5 yıl, Cumhurbaşkanı 7 yıl için seçilmişti.
Halkın tercihini bu yönde kullanması üzerine TBMM seçim kararı aldı, dördüncü yılı dolmuştu, yeniden seçime giderek halk iradesine saygı gösterdi.
Benzeri bir kararı Cumhurbaşkanı’nın daha o zaman alması gerekirdi. “Halk beş yıl süreyle Cumhurbaşkanı’nı kendisi seçmeye karar verdi, bu karara saygı duyuyor ve halkın yeni Cumhurbaşkanı’nı seçmesi için görevimden çekiliyorum” demeliydi.
O tarihte her şey yeniden aday olup, halk tarafından seçilmesine de uygundu üstelik!
Ama bunu yapmadı. Başbakan Erdoğan’ın geleceğe yönelik siyasi hesapları için ülkenin en üst makamını siyasi bir tartışmanın içinde bırakmayı tercih etti.
Şimdi önümüzdeki günlerdeki tartışmalarda sık sık bunu duyacağız: “Cumhurbaşkanlığı makamının saygınlığına gölge düşürmeyelim!”
Bir tür “tavuk mu yumurtadan, yumurta mı tavuktan çıkar” tartışmasına dönecek elbette.
Saygınlığı kim zedeledi? Saygınlık zedelendiği için mi zedelenmeye devam ediyor, zedelenmeye devam edildiği için mi zedeleniyor?

Yılları boşa harcadık

ERMENİ milliyetçilerin hedefinin 2015 yılı olduğu bir sır değil.
1915 olaylarının 100. Yıldönümünde dünyanın büyük bölümünün bunu bir “soykırım” olarak kabul etmesini hedefliyorlar.
Kimi yerde para, kimi yerde oy, kimi yerde de etkili halkla ilişkiler kampanyaları yürüterek de bu amaçlarına adım adım ilerliyorlar.
Herkesin gözünün önünde cereyan eden bu plana karşı bizim dokuz yıldır tek başına iktidarda olan hükümetimizin yapabildiği tek şey kurusıkı tehditten ibaret.
Bu süre içinde birçok kez meselenin bu boyutuna dikkat çekmeye çalıştım, dünya ölçeğinde yürütülecek kapsamlı bir halkla ilişkiler kampanyasıyla Türkiye’nin tezinin anlatılması gerektiğini yazdım. Ama işe yaramadı çünkü en başında bunu kavrayacak bir hükümet ortada yok, ikincisi Türkiye’nin bu konuda ortaya koyabileceği derli toplu inandırıcı bir tezi yok.
Üniversitelerimizde bununla ilgili çalışmaların çoğunluğu çiğ bir şovenizmden ibaret ve tehcir sırasında işlenmiş olabilecek suçları peşinen görmezden gelmeye yönelik.
Yıllarımızı boşa harcadık ve şimdi yumurta bu kez Fransa’da kapıya geldi.
Ve Sarkozy gibi oportünist bir politikacının elinde bunun nasıl sonuçlanacağını tahmin etmek de zor değil.
Şöyle düşünecektir: “Ermenilerin oyunu alarak seçilirsem ileride Türkiye’yi idare etmenin yolunu nasıl olsa bulurum. Seçilemezsem de Fransa Türkiye ilişkilerinden bana ne?”

Kralın hediyeleri meselesi Yeni Sezon 1. Bölüm

MALİYE Bakanı Mehmet Şimşek, TBMM’deki bütçe görüşmeleri sırasında Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Bakanlara verilen hediyeler ile ilgili bir açıklama yaptı. Bakan Şimşek “Asgari ücretin 10 katı değerini aşan hediyelerin” ilgili kuruma teslim edilmesi ve beyanname verilmesi gerektiğini söylüyor.
Bu durumda bu yıl için beyan edilip, ilgili kuruma teslim edilmesi gereken hediye sınırı 6 bin 589 lira 50 kuruş!
Bakan beyan edilen hediyeler ile ilgili bir istatistik olmadığını, kurumlara bunu tek tek sormak gerektiğini de söylüyor.
Bakan Bey o sıralarda İngiltere’de olabilir, hatırlamıyorum, ama ben bununla ilgili olarak aylar boyunca burada soru sordum, suyu kesilmiş muslukların çıkardığı sese benzer bir yanıt aldım: Tıssssss!
Suudi Arabistan Kralı, Bakan Bey de biliyordur, hediye konusunda kimine göre “bonkör”, kimine göre “görgüsüz”!
Eğer hediye verileni zor duruma bırakacak bir armağan seçtiyseniz görgüsüzlükle nitelenmeyi de göze almalısınız, çünkü bu ayıptır.
Suudi Kralı bunu hep yapıyor. Ziyarete gittiği devletlerin yöneticileri ve eşlerine pahalı mücevherler veriyor.
İngiltere’de, ABD’de hatta Ekvador’da yüz binlerce dolarlık mücevherler verdiğini öğrenmiştik, bir tek Türkiye’de dağıttığı hediyelerin ne olduğunu ve değerlerini öğrenememiştik.
Bu konuda onlarca soru önergesi verildi, ben belki bin tane yazı yazdım, fos çıktı, yanıt alamadık.
Buradan beyan edilmedikleri sonucunu da çıkartıyorum tabii. Beyan edilmiş olsa, neden açıklanmasın?
Bakan Bey’in bilgisine ve ilgisine sunarım!

Pazartesinin geleneksel sorusu:
KPSS çetesi neden hâlâ yakalanamadı?

Yazarlar

AKP ‘darbeyi’ kapatacak

25 Ekim 2016 Salı, 12:14


AKP ‘suç ortağı' arıyor

Mustafa Ünal /ZAMAN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:28


Koalisyona ‘derin devlet’ dokunması!

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Haziran 2015 Cuma, 09:21


Cumhurbaşkanı azınlık hükümetini engelleyemez

Erhan BAŞYURT/BUGÜN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:16


Ya Koalisyon ya Başkanlık...

Eren Erdem/YURT

12 Haziran 2015 Cuma, 08:58


Kırılma noktası!

Güngör Mengi/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:45


AK Parti’yi Kürtler neden terk etti?

İbrahim Kiras/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:42


Ali İsmail…

Bekir Coşkun - Sözcü

23 Ocak 2015 Cuma, 09:34


Bu memleketi çiftliğiniz mi sandınız?

Mehmet Kamış/ZAMAN

14 Ocak 2015 Çarşamba, 09:39


Charlie’ye saldırı Bursa’da protesto edildi

Can Ertan /HABER

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:57


Kobane'den Paris'e emperyalizm ve laiklik

Özgür Şen

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:17


AKP’nin IŞİD çıkmazı

Hüseyin ALİ/Özgür Gündem

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:10


Siyasi etik yasası çıkarılmalı

Serpil Çevikcan/Milliyet

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:37


MİT’in sicili

Gültekin AVCI/BUGÜN

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:17


İslamofobi ve provokasyon

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:11


Seçimi böyle kazandık: “VİCDANEN RAHATSIZIM”

Hüseyin Özay/Taraf

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:32


AKP’nin erkek aklı özgür kadından korkuyor

Zilar STÊRK/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:25


Barışı, ancak özgürlükler besler

Hüda KAYA/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:14


Bilim siyasetin elini öptüğünde...

Cüneyt Ülsever/YURT

11 Ocak 2015 Pazar, 10:19


Sabri Uzun da “cadı avı”na katıldı

Nazlı Ilıcak /BUGÜN

11 Ocak 2015 Pazar, 10:18

Son 20 Yazım

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI


AHMET İSVAN, CUMHURİYET ÇINARI VE EFSANE BAŞKAN


GERÇEK VE NAMUSLU SOLCULAR GÖREV YİNE SİZE DÜŞTÜ.


ÇARŞAFI ÇIKARDI, PEÇEYİ ATTI VE GÖZLERİNİ YUMDU!..


12 Eylül Faşizmi unutuldu mu?


Yıllar önce Yasin El Kadı'yı yazmış ve uyarmıştım:KEFİL OLANA KEFİL MİSİNİZ ?


Yıllar önce yazmışım \\\\\'ÇANKAYA SIRAT KÖPRÜSÜ!\\\\\'


Tüm Dostlara Teşekkür…


Erdoğan, haysiyet cellatlığı yapıyor: Bağırdıkça korkuttuğunu, hakaret ettikçe sindirdiğini sanıyor!


Gülen Cemaatinin ‘Altın Nesil’ hedefi:


Endişeliyiz, Kaygılıyız, Hatta Kırgın ve Öfkeliyiz, Ancak Çözümsüz ve Umutsuz Değiliz...


Ülkelerin ve Toplumların Uygarlığı Çocuklarına Yaptığı Yatırımla Anlaşılır.


Kardeşlik Kanla, Barış Sözle Olmaz...


Sayın Başbakan, ‘Marjinal’ değilim ama isyanlardayım


CHP Milletvekilleri Gezi’de Gökkuşağı çocuklarının yanında…


Çapulcu Halkın Okuduğu Şiir!


“İNSANLAR İHANETE TUTSAK” Diyerek Yeniden Merhaba…


Dost Okurlarımdan Kısa Bir Süre İzin İstiyorum.


Sadece İnsan Olmak!


Annemin de Başını Ezerler mi?

Takvim

Pt Sl Çr Pr Cm Ct Pz
123
45678910
11121314151617
18192021222324
25262728293031
info@bursabagimsiz.info.tr

Bursa Bağımsız adlı, www.bursabagimsiz.info.tr adresinde yayınlanan işbu web sitesi içerisinde yayınlanan yazınsal ve görsel içeriğin her hakkı saklıdır.

Site içerisinde Güler Buğday dışında yazınsal ve görsel içeriği yayınlanan konuk yayıncıların eserlerinin her türlü hukuksal sorumluluğu konuk yayıncıya aittir. Güler Buğday işbu içerikten ötürü sorumlu tutulamaz.

Copyright © 2024 Bursa Bağımsız