Gürsel Tekin’ in zeytin dalı Bozbey’ in Belarus mektubu!

06 Ağustos 2011 Cumartesi, 08:33

Aysun KARLI/Gerçak Bursa

Hafta sonu yapılacak CHP kongresi öncesi Gürsel Tekin’in Cem TV’de anlattıkları dikkat çekici... Bir başka sevişiyor bu CHP’liler... Diyor ki Tekin:
Örgütlerden kimseyi görevden almamaya gayret ettim. Hala da aynı noktadayım. Hatta Sayın eski Bursa İl Başkanımızı da çağırdım konuştum o dönemde. Kendisi izliyorsa telefonla bağlanırsa mutlu da olurum. Seçim sandığından çıkan herkesle çalışırız. Aslolan partimizin başarısıdır.
Bunu sevgili Ahu Özyurt ta ‘zeytin dalı’ diye aktarmış zaten…
Geçen kongreye ilişkin nelerin olabileceğini bundan sonra ki süreci paylaşmıştım.
Yine altını çiziyorum.
Erhan Sevimli ittifakı bir sonuç getirmez... Akdoğan yarışı alır…
6 ay Erhan ağabeyle sadece zaman kaybettirir. Hem niye adaylar yönetimine girsin ki?
Ben söyleyeyim Pazar günü CHP’de nikâh tazelenir, aşk körüklenir…
Herkes kol kola girer.
Ne Tekin ‘görevden alır’ ne Akdoğan artık kavga eder.
Durum bundan ibaret... Yaparlarsa ikisi de hata eder.
Bu arada geçen günkü CHP analizimde Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’e ilişkin eleştirilerim de vardı.
‘Üzerinde otorite istemiyor’ yorumlarını paylaşıp, Erhan Sevimli’ye verdiği desteği aktarmıştım.
Başkan Bursaspor kupa maçı için Beluras’a gitmiş. Sağ olsun hem kimlik hem tarafsız duruşuma ilişkin güzel sözler sarf etmiş… Oradan bir mail yollamış.
‘Siyasetçi siyasetini, yerel yönetici de kendi işini yapmalı’ dediği mesajında ‘Bir şey sorarlarsa fikrimi beyan ederim o kadar’ diyor Mustafa başkan sonra da ekliyor:
İl kongrelerinde de durum aynıydı. Ancak İl Başkanı’nın temsiliyeti çok önemlidir. Ben iki dönem de Sayın Gürhan Akdoğan’a açık destek verdim. O zaman bunlar konuşulmuyordu. Ya da birileri kendi işine geldiği için belki o zaman konuşmuyorlardı. Ama siyaset uzun soluklu maratondur. Şöyle bir geçmişe bakarsak bir dönem birlikte olanlar daha sonra karşı karşıya gelebiliyorlar. Ya da bir dönem karşı karşıya olup ta sonra omuz omuza olanlarda var. Zaten siyasetin de en can alıcı noktası bu olsa gerek. Bu pazar yapılacak olan İl Başkanlığı’nı da siyaseten bana sorduklarında fikrimin bilinmesi açısından herkese aynı cümleleri söyledim… Farklı hiçbir şey söylemedim söylememe de gerek yok. Şunu söyledim. ‘Yakın zamanda partinin tüzüğü yenilenecek ve Avrupa’daki Sosyal Demokrat partilerin tüzüğüne yakın olacak, oluşacak bu yeni tüzüğe göre partiye üye olacaklar vardır. Bu yeni üyeleri ve de zaten en geç Mayıs 2012 ye kadar ilçelerde ve illerde yeni yönetimlerin seçimleri yapılacak, bu sürece kadar mahallelerde sandığı koyduracak. (Yani masa başında delege yazılmayacak.) Tarafsızca ilçe yönetim seçimlerini yapacak bir ağabeye ihtiyaç var, üstelikte 2012 de seçilecek yönetimler partiyi yerel seçimlere götürecek yönetimler olacak. Onun için İl Başkanlığı’na aday olmak isteyenler mevcut İl Başkanı’nın yönetimine girmeli ve 2012’deki seçimde kim aday olursa ve kim seçilirse o başkan ve yönetimiyle yerel seçimlere’ dedim. Benim söylediklerim bunlardır.
Başkan’ın seçimlere ilişkin söylediğini eksiksiz aktardım. Yorum artık okuyanın…
Ama ‘ağabey’ seçimi hassas…
Ki bu noktada Sena Kaleli’nin de hamleleri eksik siyasi tecrübesiyle kendini gösterdi.
Çünkü tüm bunlara rağmen bu Pazar seçimi Gürhan Akdoğan alacaktır.
Yine de bazen kedi gibi dört ayak üzerine düşüyor Sena Kaleli, süreç içerisinde görürsünüz…
Bu noktada önemli olan örgütlerden sorumlu Gürsel Tekin’in yaklaşımı.
Ki Akdoğan’lı süreç bence Genel Merkez’in de elini rahatlatacak…
Belki eskisinden daha da iyi olabilirler…
Nitekim Akdoğan’ın “Hepimiz partimizin emrindeyiz, kazanırsak elbette Genel Merkez’le uyum içinde çalışacağız. Bu bir iyileşme, tazelenme süreci olmalı” sözleri de buna işaret…
Tekin en son söyleşisinde ‘Elhamdülillah solcuyum’ demişti…
İmam-ı Gazâli İhyâ ‘Elhamdülillah ne demek’i şöyle tanımlar:
Bir kul bir defa 'Elhamdü lillah' dediği zaman yer ile gök arası sevap ile doldurmuş olur. İkinci defa 'Elhamdü lillah' dediği zaman yerin yedi kat göklerin üstüne kadar olan bu arası sevap ile doldurmuş olur. Üçüncü defa 'Elhamdü lillah' dediği zaman Allah-ü Teâlâ bu kuluna 'Ey kulum işte al' buyurur. Yani Yüce rabbimiz 'Ey kulum dilediğini dile dileğin verilecektir muradını iste muradın yerine getirilecektir. Dilek ve muradın gerçekleşecektir. Sen hemen iste...' buyurmuş demek olur.
Şimdi kongre sonrası hem Tekin, hem Akdoğan’ın kaç kez ‘Elhamdülillah solcuyuz’ diyeceklerine bakmalı…